Tiflis Bankası soygunu
Kamo’nun gözü kara Gürcülerden oluşan “Teçhizat” adındaki kendi grubu, kuşkusuz bu soygunda önemli bir rol oynar. Elde edilen paralarla, örgüt/devrim için gerekli olan ihtiyaçlar karşılanacak ve bir kısmı yoksul ailelere dağıtılacaktır.
Serhat Halis
Bundan tam 115 yıl önce bugün, tarihin gördüğü en büyük banka soygunlarından biri yaşandı. Soygunun mimarları arasında Stalin ve adı daha sonra bir “fedai” olarak anılacak olan Kamo vardı. Esas adı Simon Arshaki olan Kamo, çocukluk yıllarından beri Stalin’in yakın çevresindeydi. Marksizmle de Stalin sayesinde tanışmış bu Gürcü devrimcinin Rusçasının pekiyi olduğu söylenemez. Rusçada “kime” demek olan “kamu” sözcüğünü her seferinde “kamo” olarak telaffuz edince, yeni ismini de almış olur. Artık adı Kamo’dur.
26 Haziran 1907’de günün ilk ışıklarıyla birlikte Tiflis kent merkezi her zamanki gibi sessizdir. Serin bir haziran sabahı dükkânlarını açmaya başlayan esnaf birazdan olacaklardan habersizdir. Bir süre sonra çoğu köylü kıyafetli pek çok kişi Erivan Meydanı’na açılan sokaklarda belli belirsiz görünür. Bunları meydana açılan sokakları tutmaya başlayan polisler izler. Ortama tuhaf bir gerginlik hâkim olmaya başlar.
Saatler 9’u gösterdiğinde 20 kişilik köylü grubu yemek yemek için meydanı gören bir sokaktaki meyhaneye girer. Yemekler yendikten hemen sonra, bellerindeki silahlara davranan bu grup, meyhanenin kapısını tutarak giriş çıkışları engelleyecektir.
Aynı anda atlı arabasından inen bir yüzbaşı, Tiflis Merkez Bankası önündeki insanlara, meydanı boşaltmalarının ve ara sokaklara gitmelerinin kendileri için daha güvenli olduğunu söyler. Askeri üniforma içindeki bu kişi birazdan tarihin gördüğü en büyük soygunu gerçekleştirecek devrimcilerden biri olan Kamo’dur. Haftalardır bu soyguna hazırlanan Kamo, yüzbaşı kılığında Erivan Meydanı’ndadır şimdi. Günler öncesinde, hazırladığı bombalardan birinin fünyesi yanlışlıkla tetiklendiğinde yaşanan patlamayla, gözünün biri büyük oranda hasar almıştır. Çektiği fiziksel acıya rağmen, planı ertelememiş, kusursuz şekilde hayata geçirmek için o sabah günün ilk ışıklarıyla beraber asker kıyafetleri içinde yerini almıştır.
Saatler 10.30’u gösterdiğinde Tiflis postanesinden çıkan atlı arabalar Erivan Meydan’ında belirir. Önde ve arkada atlı birliklerle korunan araç, Tiflis Merkez Bankası’na gidecek olan yüklü miktardaki parayı taşımaktadır. Arabanın Merkez Bankası’na yanaşmasıyla, meyhaneden ve pek çok sokaktan köylü kılığına girmiş kişilerce ateş açılır, ardından bombalar patlayacaktır. Polislerin karşılık vermesiyle meydanda yaşanan panik, giderek bir kaosa döner. Bu kaosta paraları taşıyan arabanın atları hızla olay yerinden kaçmaya başlayınca Kamo atına atlayıp, aracın içindeki 341 bin rubleyi Bolşevik devrimciler adına “kamulaştırır”.
Ele geçirdiği paralarla meydandan çıkan Kamo, kendisini durduran polis birliğine, “paralar güvende, siz meydana koşun” diye emir verecektir. Yüzbaşı kılığındaki bu kişinin, Bolşevik bir devrimci olduğunu bilemeyen polisler, bu emre itaat edecek ve Kamo tereyağından kıl çekercesine olay mahallinden uzaklaşacaktır. Daha sonra bir döşeğin içine konulan paralar, kentten çıkarılır.
Evet, bir grup Gürcü devrimcinin içinde yer aldığı bir soygun, hiç kimse yakalanmadan ve yaralanmadan sona ermiştir. Kamo’nun gözü kara Gürcülerden oluşan “Teçhizat” adındaki kendi grubu, kuşkusuz bu soygunda önemli bir rol oynar. Elde edilen paralarla, örgüt/devrim için gerekli olan ihtiyaçlar karşılanacak ve bir kısmı yoksul ailelere dağıtılacaktır.
Ancak işler planlandığı gibi gitmez. Paraların çoğu 500 rublelik banknotlardan oluştuğu için, seri numaraları Çarlık tarafından bilinmektedir. Bu nedenle neredeyse soygundan elde edilen paralar kullanılamamıştır. Avrupa’da aynı anda farklı kentlerde paraların bozdurulması kararlaştırılsa da, ilk birkaç denemede, para bozdurmaya gidenler yakalanacak; bunun üzerine bu plandan da vazgeçilecektir.
Bu soygun, hem RSDİP hem de Bolşevikler arasında büyük tartışmalara ve klikler arasındaki makasın açılmasına da yol açacaktır.
Soygundan sonra, hazırlıklar sırasında yaşanan patlamayla hasar almış gözünün tedavisi için Berlin’e giden Kamo, burada polis tarafından yakalanır. Polisin ağır işkence ve psikolojik baskısına rağmen soygunu kabul etmeyen Kamo deli taklidi yapar. Alman doktorlar burada Kamo’nun deli olup olmadığını anlamak için kendilerince çeşitli deneylere başvururlar. Tırnak arasına batırılan iğnelere ve kızgın demirle dağlanmasına rağmen, deli taklidinden vazgeçmeyen Kamo, sonunda doktorları ikna eder. Böylelikle hapishaneye değil, tımarhaneye gönderilir. Fazla değil bir süre sonra ise korunaklı olmayan tımarhaneden kaçacaktır. Ardından Rusya’da planladığı yeni bir soygunun arifesinde yakalanan Kamo, ölüm cezasına çarptırılır. Tam da bu noktada şans ilk kez Kamo’nun yüzüne güler ve Romanov Hanedanlığı’nın “üç yüzüncü yılı” vesilesiyle ülkedeki tüm idam cezaları iptal edilir.
1917 Şubat devrimiyle birlikte serbest kalan Kamo, 1922’de Tiflis’te bisikletiyle hareket halindeyken, bir kamyonun çarpması sonucu yaşamını yitirir. Aynı yıl büyük soygunun yapıldığı Erivan Meydanı’nın hemen yanındaki Puşkin Bahçesi’ne dikilen kendi heykelinin altına defnedilecektir.
Her ne kadar daha sonra Bolşevikler arasında bir kırılmaya neden olacak olsa da Tiflis soygunu, Bolşevik tarih açısından oldukça önemli bir yere sahip olmayı başarmıştır. Tarihin gördüğü en kapsamlı ve planlı eylemlerden biri olan bu soygun, Robin Hood’a, İnce Memed’e, Bonnot çetesine atfedilen bir geleneğin halkalarından biridir.