Tarım ülkesi olan ülkemizin tarımcılığının elden gitmesi bir yana, tarımın ana maddesi olan tohumculuğumuz da elden gidiyor. Yılını pek hatırl

Tarım ülkesi olan ülkemizin tarımcılığının elden gitmesi bir yana, tarımın ana maddesi olan tohumculuğumuz da elden gidiyor. Yılını pek hatırlayamadığım ancak 8o'li yıllara rastladığını anımsadığım Sakıp Saban-cı'nın "Çekirdeksiz karpuz yetiştirdim" müjdesi bugün tohumlarını vermeye başladı. Artık tohumlarımız da olmayacak. Meclis'te görüşülmekte olan Tohumculuk Yasa Tasarısı tohumculuğumuzun idam fermanını verecek. Bu yasa AB'nin uyum yasaları için mi? Hayır, bu yasa, Syngenta, Pioneer, Monsanto gibi çokuluslu tohum şirketlerinin isteği için çıkarılmakta. Zaten yasası çıkmadan önce bu şirketler tarım ürünlerimizin birçoğunda kullanılmakta ama onlar daha fazlasını istemek kendilerini sağlama almak için yasasını da istiyorlar. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün yani TİGEM işletmelerinin özelleştirilmesi de bu şirketler için olmuyor mu?

Bu tasarı, yok olmaya başlayan tarımımızın bu yasa ile geleceğinin daha da tehlikeli olacağını vurgulayan kuruluşların söyledikleri de dikkate alınmadan mecliste görüşülmeye devam ediyor. CHP, tasarının her maddesi için 2 önerge veriyormuş. Ancak, önergeler kabul edilmiyor ve yalnızca zamanın uzamasını sağlıyor. Tasarıya karşı çıkan kuruluşlar yasanın ülke tarımının yok edecek son tasarı olacağını vurgulayarak, parlamentoyu uyarmaya ve tasarının geri çekilmesi için çabalıyorlar. Bu kuruluşların ortak bildirilerindeki bilgilere göre, dışa bağımlı politikalar sonunda sebze tohumculuğumuzun yüzde 90'nın zaten çok uluslu şirketlerin eline geçtiği, mısır, ayçiçeği gibi tohumların Hollanda, İsrail ve İspanya kaynaklı şirketlerin ürettiği tohumlar olduğu vurgulanıyor.

Bu tohumlar bildiğiniz gibi hem genleri değiştirilmiş tohumlar hem de bir yıl sonrasında yeniden tohum satın almanızı gerektirecek cinsten tohumlardır. Yani bunların bir adı da "intihar tohumları". Ürün bir yıl sonrası için tohum vermiyormuş. Kendi yerel tohumunu ve çeşitliliğini kaybedecek olan çiftçiler, 1 kg domates tohumunu 18-20 bin dolar fiyatla satın almak zorunda kalacak. Oysa bizim çiftçimiz, her yıl ürününün bir kısmını gelecek yılın tohumu olarak saklamakta, yani kendi tohumunun kendisi üretmektedir.

Tarım alanında bunca kuruluşun söylediklerini duymazdan gelerek tohumculuk şirketleri için yasa çıkarmaya çalışanların yarın genleri dahi bize ait olmayan bir tohumdan üretilmiş sebze, meyve ve tahıllar ile çocuklarını nasıl besleyeceklerini bir kez daha düşünmeleri gerekmektedir. Zararın neresinden dönersek kardır. Yarın çok geç olacaktır.

Ayşe Kadın fasulyesi, Ayaş domatesi, Ali-bey köyü mısırı, Tosya pirinci, Şark tütünü, daha nice sebze ve meyvelerimiz, tarih olmaya hazır mısınız? Sümerbank'ı tarihe gömdük diyenler sizleri de tarihi gömmeye hazırlanıyorlar.