Türkiye’nin yangın gecesi

> VIJAY PRASHAD @vijayprashad

8 Eylül’de, Türkiye genelinde HDP bürolarını hedef alan koordineli saldırılar yaşandı. Peki neden çeşitli illerdeki büroları saldırıya uğradı ve yakıldı? Savaş köpeklerinin HDP’nin üzerine salınmasına kim karar verdi? En bariz suçlu -bariz çünkü ellerinde flamaları vardı- aşırı sağcı MHP’nin bozkurtlarıydı. Fakat yalnız da değillerdi. Erdoğan hükümeti temmuzda ülkeyi PKK’yle savaşa soktuğunda, HDP’de bir darbe almış oldu. HDP’ye karşı olan sadece bozkurtlar değil, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin desteklediği toplumsal güçlerdi.

HDP genel merkezine yönelen saldırıdan birkaç saat önce Türk Hava Kuvvetleri ve Özel Kuvvet birlikleri PKK’nin Irak’ta yer alan Avaşin, Bazyan, Kandil ve Zap kamplarına saldırdı. Saldırı PKK’nin Türk askeri konvoyunu pusuya düşürerek 15 askeri öldürmesinden sonra gerçekleşti. Bu ölümler Erdoğan’a ihtiyacı olan fırsatı sağladı.
Türk kuvvetleri PKK mevzilerine büyük çaplı saldırıları başlatmış durumda. Misillemeler karşılıklı olarak devam ediyor. Çatışmanın en kötü dönemlerinden biri yaşanıyor. Türkiye ya da PKK’nin bu sert savaştan nasıl çıkacağını kestirmek zor. Peki HDP bütün bunlara nasıl dahil oldu? Haziran seçimlerinden çıkan sonuç Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasayı değiştirme şansını elinden aldı.

AKP Anayasayı neden değiştirmek istiyor? Öncelikli hedeflerinden biri parlamentoyu feshederek, başkanlık sistemine geçilmesini sağlamak. AKP, Anadolu’daki demografik avantajına bakarak, adayının (Erdoğan ya da bir başkası) başkanlık seçimini kolayca kazanacağını hayal edebiliyor. HDP’nin aldığı oy, AKP’nin Anayasal değişikliğe imkân veren sayıya ulaşmasının önüne geçti. AKP 2002’de böyle bir çoğunluğu elde etmişti, ancak o dönem anayasal değişikliğe gitmediler. İktidardaki ilk dönemleriydi ve Erdoğan kendini henüz bir politik yasaktan kurtarmıştı. Erdoğan Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) girmesini iki sebeple istiyordu: Birincisi AB’nin Türkiye’nin büyüme ivmesine güç katacak ekonomik faydalarıydı. İkincisi ise ordunun AKP iktidarına müdahale şansını ortadan kaldırmaktı. İkinci sebep gerçek bir korkuya dayanıyordu. Orduyu iğdiş eden AKP’nin daha büyük emelleri var; ebedi bir iktidar istiyor. Refah Partisi 1994’te İstanbul’da yerel seçimi kazandığında, destekçileri, ‘Öteki Türkiye iktidara geldi’ diye bağırıyordu. Belediye Başkanları Erdoğan’dı. Bugün de iktidar yolunda herhangi bir engel istemiyorlar.

Türkiye, 1 Kasım’da yeniden seçime gidecek. HDP’nin haziran seçimlerinde yakaladığı başarıyı tekrarlamasına engel olmak için onu PKK’nin renkleriyle boyamak istiyorlar. Ofislerinin ateşe verilmesinin sebebi de bu.

Erdoğan’ın Başbakanı, Ahmet Davutoğlu, PKK’nin Batı’yla sıkı fıkı olmak için Suriye’de IŞİD’e karşı savaştığını söyledi. Aslında Erdoğan’ın PKK’ye karşı yeni savaşı IŞİD karşıtı koalisyonun hesaplarını şaşırttı. PKK ve Suriye’deki müttefiki YPG, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’ta IŞİD karşısındaki en amansız savaşçılardı. Fakat Türk Hava Kuvvetleri’nin bombardımanları lojistik ağlarına zarar vererek IŞİD karşısındaki güçlerini zayıflattı. Tehlike şu ki Erdoğan’ın Suriye politikası sadece Türkiye’yle PKK arasındaki barış sürecini alt üst etmedi aynı zamanda IŞİD’in kuzeyde yayılmasının da önünü açtı.

Açık ki Suriye’den, PKK’ye tekrar savaş açmış Türkiye’den ve tabii ki HDP saldırılarından iyi bir sonuç çıkmayacak. Erdoğan yine de seçimi kazanabilir ve anayasayı değiştirebilir. Bu hesaptan geleceğe kalacak ne olur? Çok daha az demokratik hak, zayıflatılmış bir muhalefet, 40 bin kişinin ve belki daha binlercesinin hayatına mal olan bir isyan.
Yani neredeyse Erdoğan’ın kahramanı 2. Mehmed’in (Fatih Sultan Mehmed) dönemi…


Çeviri: Ömür Şahin Keyif