Kitap fuarının gölgesinde kalan sanat bölümü her kesim ve ziyaretçiden yana tipik bir ‘üvey evlat’ muamelesi görüyor. Oysa sanat fuarı da en az kitap fuarı kadar önemli bir etkinlik...

Kitap fuarının gölgesinde kalan sanat bölümü her kesim ve ziyaretçiden yana tipik bir ‘üvey evlat’ muamelesi görüyor. Oysa sanat fuarı da en az kitap fuarı kadar önemli bir etkinlik...

 

68’in 40. yılı olması nedeni ile yıl içerisinde pek çok etkinlik, anma, hatırlatma gibi çalışma, etkinlik ve tartışmalar düzenlendi. Bütün bu çalışmaların yılsonunda ya da önümüzdeki yıllarda mutlaka bir değerlendirmesi yapılacak ve eldeki ‘etki’ açısından veriler mutlaka birileri tarafından değerlendirilecektir. 68’in genel olarak Türkiye’deki politik, toplumsal ya da sanatsal karşılığı, yansıması nasıl olmuştur şimdilik tartışıladursun, bu sene 27.’si düzenlenen TÜYAP Kitap ve Sanat Fuarı ‘1968: 40 yıl önce 40 yıl sonra’ teması ile katılımcılara kapılarını açtı. Frankfurt kitap fuarından ayağının tozuyla dönen yayınevleri, yazar ve fuar organizatörleri yeni bir yapılanma arayışına girişemeden; aynı stantların, aynı koridorların, aynı öğrencilerin, aynı ‘Tür(k)’ ilgisizliğinin, aynı sessizliğin ve aynı kitap pazarlama taktiklerinin ortasında buluverdiler kendilerini. 9 Kasım’da fuar bittiğinde de en fazla 2 gün sürecek sığ tartışmalardan sonra herkes kendi işine gücüne dönecek ve fuarın 28. ayağını hazırlıksız bekleyeceklerdir. Emin olun böyle olacaktır. Kitap bölümünde gezinirken temaya uygun yayınları aradı gözlerim ama belli başlı birkaç yayınevi dışında ne yazık ki tas da aynıydı hamam da… Oysa fuara özel yayınların tanıtıldığı ve ana temaya uygun en azından büyük yayınevlerinin hazırlamış olduğu yayınlar okurlarla tanışabilmeliydi. Yoksa kendi satış yerlerindeki gibi bir indirim ile büyük fuar beklentisi içinde olan okurlar ne demeye 4-5 saatini ayrısın da çeşitli semtlerden kalkıp Beylikdüzü’ne gelsin ki…

 

ÜVEY EVLAT MUAMELESİ

Her senenin teması fuar kapanışlarında mı belirleniyor? Yoksa açılışa birkaç kala mı? Eğer fuarın açılış tarihlerine yakın dönemlerde ilan ediliyorsa yayınevleri ne yapsın… Buradan fuar düzenleyicilerine bir uyarı yapmak isterim; mesela önümüzdeki senenin temasını kapanışta ilan etseler ve kitap ve sanat katılımcılarının bu yönde hazırlıklar yapmasını isteseler acaba daha iyi sonuçlar ortaya çıkmaz mı? Yayınevlerinin genel politikası bu başlıkla kesişen bir eğilimde midir? Bilinmez ama fuarın sanat bölümü bu tema ile oldukça ilgili… Aralardan çıkıveren birkaç ayrık otunu (Kabakçı koleksiyonu gibi) saymazsak… Kitap fuarının gölgesinde kalan sanat bölümü maalesef her kesim ve ziyaretçiden yana tipik bir ‘üvey evlat’ muamelesi görmekte. Oysa kitap bölümü ne kadar önemli ise sanat bölümü de en az o kadar görülmesi gerekmektedir. Sanat fuarına karşı oluşan bu ilgisizliğin asıl nedenlerine gelince öncelikle fuar organizatörlerinin de aynı ilgisizlikle yaklaşımlarıdır. Gazete ilanlarına bakıldığında da yalnızca kitap fuarına ait reklam ve haberlerin yer aldığı görülmektedir. Bunun da başlıca nedeni ya sanat fuarından herhangi bir kazanç elde edemediklerini düşünüyor olmaları ya da sanatla ilgisiz kişilerin elinde olmasıdır diyebiliriz.

 

NEYSE Kİ BİRİLERİ EL ATTI

Bu seneye dek olumsuzluklarla anılan öncülüğünü başkaca sanat fuarlarına kaptıran TÜYAP Sanat Fuarı’na neyse ki bu sene Karşı Sanat’ın kurucusu Feyyaz Yaman ve Akademililer Sanat Merkezi’nin sahibi Resul Aytemur el attılar da ayrıcalıklı Evin Sanat Galerisi ve arkasında yer alan çerçeveci tayfası görüntüsünden bir nebze uzaklaşıldı. Fuar’ın teması da ‘68’ olunca; Casa Dell Arte’den 78’liler Girişimi’ne, öğrenci sergilerinden çeşitli galeri ve inisiyatiflere kadar pek çok oluşum ve galeri katılımcı olmak için uğraştı. 68, Türkiye’de plastik sanatları aslında hiç etkilememiştir, Fransa da başlayan ve dünyayı etkisi altına alan hareket, yine bu ülke dışında hemen hemen hiçbir yerde burada olduğu kadar sanatla iç içe karşı duruşu gerçekleştirememişti. 6,45 Yayınları ve Karşı Sanat Çalışmaları öncülüğünde fuarın temasına uygun bir sergiyle, gerek 68’i gerekse Paris merkezli Stiüasyonistler’i tanıtan derleme sunumla önemli bir işe imza attılar. Fuarın bu seneki ‘onur ödülü’ sahibi heykeltıraş Mehmet Aksoy’un derin izler bırakarak ışığı emen mermer heykellerinin hemen yanı başında oluşturulmuş olan grafik platformla kaynağını avangard sanat geleneğinden alan Paris merkezli, görece küçük fakat etkili bir grup olan Sitüasyonistler’i katılımcıların bilgisine sunmuşlar. Daha önce çeşitli basılı, dijital ortam ya da sergiden hatırlanabilecek dönemin afiş örneklerinin yanı sıra, en çok radikal politik teorileri ve Mayıs 1968’de Fransa’daki işçi ve öğrenci ayaklanmaları üzerindeki etkisi olan Sitüasyonist Enternasyonal, ‘Internationale Situationniste (IS’”adlı gazeteden metin ve görsel örnekler yer almakta.

Ayrıca Tüyap’ta açılan bu serginin başka bir ayağını oluşturarak devam etmesi hedeflenen  “Bu 1 Situasyonist Sergi Değildir!” adlı sergi de 7-16 Kasım tarihleri arasında Tünel’deki Daralan’da izlenebilir.

Açılışı 7 Kasım Cuma akşamı 19.00’da yapılacak olan serginin açılışa özel bir de performans gösterisi var.

DARALAN: Lüleci Hendek Caddesi, Hoca Ali Sokak, No:12, Galata