Üç keyifli albüm önerisi

CENK DURLU - @cenkdurlu

Bu hafta, üç keyifli rap albümüyle haftanızdan aldığınız verimi yükseltme hedefiyle klavye başındayım. Hiç beklemeden başlayalım.

Akua Naru’nun 2011 tarihli ilk albümü: güçlü vokaller ve yaratıcı bir zihinden fışkıran sözler, sakin bir jazz ile yaratılmış bir Puzzle gibi. Yani Keyifli bir akşamüstü albümü için gerekli bir tarif denebilir. "The Journey Aflame", müziğin gücünü kullanarak toplumsal sorunlara ışık tutmayı hedefliyor. Albüm, adaletsizlik, ırkçılık, cinsiyet eşitsizliği gibi konuları cesur bir şekilde ele alırken, eski okul hiphop sahnesine saygısını göstermekten de geri kalmıyor, A Tribe Called Quest atıfları, yer yer karşımıza çıkan eski okul rap davulları ile keyif ve göz ardı edilmiş bir zarafet.

2020 çıkışlı lo&behold, Philadelphia çıkışlı LOJII’nin üçüncü albümü. Kendisinin ilk olarak 2018 çıkışlı “lofeye” isimli albümünü dinlemiştim, o albüm lo&behold’a oranla çok keskin ve karanlık, yer yer aksak bir çalışmaydı. Lo&Behold albümü ise bu karanlıktan tamamiyle kurtulmuş bir yapıya sahip. Prodüksiyon anlamında Lo-Fi sahnesini takip edenlerin aşina olduğu Alexander Spit ve Absent Avery gibi isimlerle çalışılan (Absent tam 7 şarkının prodüktörü) albüm, birkaç noktada LoFi ve JazzRap füzyonunu koruyamamış, Longway parçası bu füzyon kaçışının en büyük örneği. Ancak kesinlikle 2020 yılında JazzRap adına en sivri işlerden biri olarak kalacağını düşünüyorum bu albümün.

Kariyerinin 10. yılını geride bırakan Herre aslında bir Yunan göçmeni, gençlik yıllarında bol bol gittiği Yunanistan aklında hoş bir hatıra defteri olarak kalmışken, babası 80’lerde çektiği ve albümün hâlihazırda kapağı olan fotoğrafı Herre’ye gösteriyor, Konsept aslında tam o noktada başlamış bile. Herre’nin tarzı Türkiye’den Kayra’ya benzetilebilir, Yer yer spokenword’e kaysa bile bol hikâye anlatımlı müziği bu albümün en belirgin özelliği. Başarısız bir Aşk Hikâyesi ve Karakterin kendi iç dünyası ile olan çatışması, baştan sona sakin, huzur peşinde bir şekilde anlatılıyor. Max Herre’nin ATHEN’i Alman rapinde olduğuna şaşıracağınız tarzda bir çalışma.