Manisa’nın Alaşehir ilçesinde üzüm bağlarının tam ortasında jeotermal kaynak aramak için çalışma başlatıldığı açığa çıktı. Bölge halkı, tarım alanlarına darbe vuracak projelerden vazgeçilmesini istiyor.

Üzüm bağlarına yeni JES baskısı

Aycan KARADAĞ

Ege halkı uzunca bir süredir jeotermal enerji santralları (JES) ile boğuşuyor. Aydın’dan Manisa’ya, Denizli’den Çanakkale’ye, İzmir’den  Afyon’a uzanan verimli topraklarda halk, suyuna, toprağına sahip çıkmak için mücadele ediyor. Üzüm ile özdeşleşen Manisa’da ise şirketler üzüm bağların tam ortasında jeotermal enerji projeleri yapmak istiyor. 

Son olarak Renk Yenilenebilir Enerji Anonim şirketi, Alaşehir’in Üzümlü, Subaşı ve Hacıaliler mahallerinde kapsayan alanda 6 adet jeotermal derin arama sondajı çalışması yapmak için harekete geçti. Şirket bölgede elektrik santrali kurmayı hedefliyor. Projenin 91 milyon TL'ye mal edilmesi planlanıyor. Proje dosyasında yer alan bilgilere göre; 24,2 hektarlık proje alanı tarım arazi içerisinde kalıyor. Arazilerde ise üzüm bağları bulunuyor.

Şirket yapmak istediği alanla ilgili dosyada şu bilgilere yer verdi: “Araziler mevcut durumda bağ olarak kullanılmakta olup özel mülkiyettir. Parsel sahipleri ile sondaj yapılması ve sondaj tamamlandıktan sonra arazinin kuyu başı donanımı ve beton platform hariç eski haline getirilerek teslim edilmesi koşullarını içeren kiralama sözleşmesi imzalanacaktır. Akışkanın 
uygun olması durumunda ise uzun süreli kiralama, satın alma ya da kamulaştırma yoluna gidilecektir.”

DANIŞTAY’DAN RET KARARI

Öte yandan Alaşehir'de Kemaliye ve Toygar mahalle rinde tarım arazileri üzerinde 
yapılması planlanan jeotermal kaynak arama kuyularına verilen ‘çevresel etki değerlendirme (ÇED) gerekli değildir’ kararının iptali Danıştay tarafından onandı.

Bölgede 4 adet jeotermal kaynak arama kuyusu açılması  projesiyle ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verdiği, "ÇED gerekli değildir" kararına karşı Alaşehir Ziraat Odası Başkanlığı tarafından dava açıldı. Manisa 1. İdare  Mahkemesi’nde görülen davada bilirkişi raporundaki görüşleri kararına dayanak alarak projeye verilen "ÇED gerekli değildir" kararı iptal edildi. Bakanlık kararı temyiz etti. Danıştay 4. Dairesi ise temyiz başvurusunu yerinde bulmayarak yerel mahkemenin kararını onadı. Kararda, projedeki eksikliklerin firma tarafından giderilmesi durumunda bile ÇED sürecinin işletilip işletilmemesi konusunun idarece değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.