Liderin en önemli sınavı vakti geldiğinde bırakabilme kararını alabilmesidir. İnsanlara yol göstermiş, önder olmuş hakiki liderlerle hasbel kader başa gelmiş liderler arasında...

Liderin en önemli sınavı vakti geldiğinde bırakabilme kararını alabilmesidir. İnsanlara yol göstermiş, önder olmuş hakiki liderlerle hasbel kader başa gelmiş liderler arasında bu fark kolayca görünüyor. Yaşayan örnekler arasında bu fark en bariz olarak Nelson Mandela ve Robert Mugabi arasında görülmekte. Aynı yaş gurubu, benzer geçmiş, aynı ırktan ve zaman zaman omuz omuza beraber emperyalizme ve ırkçılığa karşı mücadele vermiş bu iki insandan vakti geldiği zaman iktidarı bırakan Nelson Mandela halkının ve dünyanın gönlünde vezir, devlet başkanlığını bir türlü bırakamayan Robert Mugabi ise rezil olmuş durumda hâlâ yaşamlarını sürdürüyorlar. Dünya; Nelson Mandela her ağzını açışında kulak kesiliyor, Robert Mugabi her ağzını açışında ise "yahu gariban Zimbabililer hala bu adamdan kurtulamadı mı?" diye söyleniyor! Hiç böyle düşüneceğimi zannetmiyordum ama Deniz Baykal'a sadece üzülüyorum. Ne menem şeydir şu "parti başkanı" olmak, bir türlü bırakamıyor. İyi kötü bu kadar sene politik mücadele vermiş insana yazık, çevresine ve inandığını söylediği davaya verdiği zarar da cabası.

Ama konum bu birey değil. Benim bu gün yazmak istediğim şey 2007 seçimlerinde CHP'ye oy veren 7 266 144 kişi. Bu insanların bir umutsuzluk, bir şok içinde olduğunu görüyoruz. Aydın Doğan'ın aydın dillerinin de çabaları ile bu insanlar bir karamsarlık, bir suçluluk, bir yenilmişlik, bir içinde yaşadıkları dünya ve ülkeyi anlayamamıştık içinde. Etraflarına bakı-nıp acaba "her iki kişiden birisi" bu karşımda ki mi diye düşünüyorlar. Büyük bir çoğunluğu ilk defa azınlık olmanın ne olduğunu tattılar, hem de kendi ülkelerinde. 7 266144 kişi azınlık olur mu demeyin? Bu sayı üç aşağı beş yukarı Türkiye'de ki Kürtlerin sayısına tekabül ediyor ve Kürtler azınlık hem de kendi ülkelerinde! Son seçimlerde CHP kadar milletvekili bile çıkaramadılar. Yine bu sayı dünyaca kabul edilmiş yüzde 10 normuna göre Türkiye'de ki lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) sayısına da tekabül ediyor; üç aşağı beş yukarı. Bir tane bile açık LGBT milletvekili çıkmadı. Hiçbir zamanda yoktu. Evet Türkiye'de.

Ömrünü hep azınlık olarak geçirmiş ben bu azınlık olma, bu eziklenme hissini iyi bilirim: İnsan kabul edemez, büyük haksızlık gelir, isyan etmek ister, hatta bazen aklının yatmadığı, gönlünün hoş görmediği şeyleri yapmak aklından geçer... Yakıp yıkan, öldüren, teröristler gibi, hep kendini bir şey uğruna feda edenlerin bu duygudan yola çıktıklarını düşünmüşümdür. Ama sayı bu kadar yüksek olunca aklıselim hâkim olur. Liderlik kimlerin elinde olursa olsun böyle büyük bir azınlık kolay kolay raydan çıkmaz, hele de demokrasilerde.

CHP'nin sorunu sadece Deniz Baykal değil. Her ne kadar parti içinde ve üzerinde bu kadar diktatörsel güce sahip bir başkan sorun ise de o başkanı oraya seçen ve orada tutan gerek parti içi demokrasi eksikliği gerekse de genel başkan çevresinde ki sorumlu diğer lider kadrosu üyeleri de 7 266144 kişiye hesap vermeliler. Yani demem o ki; Deniz Baykal yerine CHP'yi Livaneli, Sav, Haluk Koç, Sarıgül, vs. seçimlere soksaydı sonuç çok farklı olmazdı. CHP kendini kurtaracak ve tekrar insanların umudu olacaksa atılması gerekli ilk adım yıllardır aynı insanları ve aynı kafayı CHP'nin başında tutan o demokrasi ile hiç ilgisi olamayan delege usulü parti içi seçimi düzeltmektir. Bunu herkesin anlamasında fayda var çünkü "Deniz Baykal'ı bir değiştirelim de, yerine geçecek aynı kafalı ama yeni bir lider CHP ve memleketi kurtarır" yanılgısı sadece vakit kaybettirir. CHP son seçimlerde umut veren, alternatifleri olan, Batı'ya dönük, demokrat, sosyal adalete önem veren pozitif bir parti imajını vermedi. İşin acı tarafı AKP sosyal demokrat bir partinin sahip çıkması gerekli bu ve diğer birçok başka değerlere daha imanlı olduğunu milyonlara kabul ettirdi! "Burası Türkiye" dedikleri bu olsa gerek, çünkü ancak Türkiye'de dinci bir parti sosyal demokrat değerlere sahip çıkıp yüzde 46.49 oy alabilir!

CHP İÇİN UMUT VAR MI?
Demokrasilerde umut bitmez! CHP için tabii ki umut var ama Tony Blair'in işçi partisinin 18 sene tutucu hükümet cenderesinde yaptığı gibi kitabı yeniden yazması gerekiyor. Biz AKP'den daha iyi beceririz veya onlar öcü veya artık Meclis'te de temsil edilen MHP'den daha milliyetçiyiz ile olmayacağı açık.

Kitabı yeniden yazarken, tekeri yeniden icat etmek gerekmiyor. Üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal'de bu işi bilen yıllardır tatbik eden kardeş partileri var. Sosyalist Enternasyonalden atılmadan önce hiç olmazsa ders alınmalı! CHP'nin yeniden umut kapısı olabilmesi için Sosyalist Enternasyonal'in bütün üyelerinin çok önem verdiği bir konuya dikkat çekebilir miyim? Gençlik. Önerim önümüzdeki CHP liderliğinin 40 yaşın fazla üzerinde olmaması.

Bunun mümkün olabilmesi için ilk ve vazgeçilemez şart partinin başına yeni, taze, genç ve ümit veren bir lider kadrosunun Türkiye'de hiç görülmemiş bir şekilde demokratik olarak seçilmesi gerekiyor. Deniz Baykal'a küslerden değil, ona parti içinde muhalefet etmişlerden değil, denenip denenip de parti içi hizipleşmeler sonucu harcanmışlardan değil. Türkiye'ye sosyal demokrasiyi ilk defa getirmeye azmetmiş insanlardan. Umut vermeyen bir parti asla iktidar olamaz. Cumhuriyet mitinglerinde ki kadınlar, bağımsız adaylara oy veren Kürtler, eşcinseller, etkinlikleri en düşük oy alan parti kadar bile olamayan sendikacılar üye, destekçi olarak kazanılmalı. Bu topraklarda yaşayan insanlarla yeni bir kontrat yapılmalı. Benim gibi insanları CHP'ye özendirebilecek, yeniden politik bir parti için çalışmaya başlatacak. Sonra çıkarsınız "uzun ince bir yola"; sonu aydınlık.

Ya CHP becermezse? 7 266144 kişilik azınlığa ne olacak? Korkacak bir şey yok. 7 266144 kişi büyük bir azınlık. Yılların azınlığı benden dinleyin: Azınlık olduğunuzun bilincine vardığınızda biraz ürkersiniz, zemin altınızdan kayıyor gibi olur ama üzülmeyin dünya azınlıkların koalisyonları ve birbirlerini anlaması ile dönebiliyor. Önemli olan doğruyu yapmaktır, dürüstçe ve cesaretle bildiklerinizi ve inandıklarınızı söylemektir.

Çoğunluklar hep azınlıkların bir araya gelmesi birbirini anlaması ile oluşuyor artık. Her iktidar çoğunluğun iktidarı değil. CHP bu tarihi dersi biliyor olmalı. AKP'nin de çoğunluğun iktidarı olacağını zannetmiyorum. Din tan-danslı iktidarlar nadiren çoğunluğun iktidarı olurlar. Demokrasilerde hakiki değişim ise ancak ve ancak çoğunluğun iktidarından gelebilir. CHP tarihi misyonunu tamamladıysa, AKP'de bu seçim zaferi sarhoşluğundan sonra bildiğini okuyacağından 7 266144 kişiye başka alternatifler çıkacaktır. Aydın Doğan'ın aydın dillerini de kaale almamak lazım; onlar şimdi iktidarla pazarlıktalar, ne mi istiyorlar? AKP iktidarı onları resmen sizlerin dili olduğunuzu tescil etsin istiyorlar!