Uzun ömrün kısa özeti: Fotoğraflar

MEHMET ÖZÇATALOĞLU

Hepimiz kendimize biçilen ömür kadar yaşarız. Kimisi için kısacık kimisi içinse çekilemeyecek denli uzun olur bu süreç. Önemli olan ne kadar değil de nasıl yaşadığımız, sanırım. Ardımızda iz bırakmak… Olumlu izler bırakmak… İyi anlarla, anılarla anımsanmak… Bir de fotoğraflardır elimizde kalan. Geçip giden zamanı bize yeniden yaşatan… Güzel anlarımızı ölümsüzleştiren…

David Almond, Günışığı Kitaplığı tarafından yayımlanan ve okuma serüveninin (ki yaşam serüveninin de diyebilirim) başındaki çocuklar için yazdığı ‘Küçük Koşucular’da düşündürdü bunları bana. Ülkemizde, “Garajdaki Giz”, “Dünya Büyülü Bir Yer”, “Ay’a Tırmanan Çocuk”, “Piranalarla Yüzen Çocuk” adlı kitaplarıyla da tanınan yazar bu kitabında, hayatın henüz başında olan bir çocukla sonuna gelmiş bir ihtiyarı buluşturuyor.

Kahramanımız Liam, yakın arkadaşıyla birlikte, geleneksel Büyük Kuzey Gençler Koşusu’na hazırlanmaktadır. Rıhtım boyunca nasıl fırtına gibi koşacağını düşünüp, bitiş çizgisini nasıl göğüsleyeceğini hayal etmektedir. Fakat o gün, yine antrenman için hazırlanırken annesinin zoruyla yaşlı komşularını ziyarete gitmek zorunda kalır. Orada gördükleri ve yaşadıkları ise unutulmaz bir gün geçirmesini sağlar. Harry Miller 1927 doğumlu ve hâlâ aynı adreste yaşayan bir yalnız. Fakat evinde son günü. Evini boşaltması konusunda yardım işini de Liam’ın annesi üstlenmiş. Evi boşaltırken ellerine bir kutu geçer. Ellerine geçen bu kutu Harry Miller’ın uzun yaşamının kısa bir özetidir aynı zamanda. Liam’ın üzerine giydiği tişört Bay Miller’ı çocukluk dönemine götürür ve başlar anlatmaya fotoğraflar eşliğinde. Çocuklar için keyifli bir kitap olsa da yetişkinler için de bir dönem filmini izliyormuş havası yaratacaktır ‘Küçük Koşucular.’ Çizimleri bunun için çok uygun. Kitabı bitirip de kapattığımda kulağımda Bay Miller’ın sesi yankılanmaya devam ediyordu. “Aferin oğlum! Kurtlar var peşinde! Koş, kurtar tatlı canını!”

David Almond, şahane anlatımıyla okurlarını yine büyülüyor. Ve çocuklara diyor ki: “Başarı, ipi göğüslemekten çok, mutlu anlar biriktirmektir.” Aslında tam da bu noktada durup biraz da düşündürmek gerek çocukları. Sistem tarafından dayatılan rekabetçi yaşam tarzına karşı, ‘hayır başka bir yaşam mümkün’ diyebilmelerini sağlamak için. Önlerine konulan sınavlarda arkadaşlarını ezip geçmek yerine hep beraber başarının yollarını arayabilmeleri için. Aslında en kısa özeti, keyif alacakları bir yaşamı sürdürebilmeleri için.

uzun-omrun-kisa-ozeti-fotograflar-472656-1.

Fotoğrafların hepimizin hayatında önemi büyüktür. Doğumdan itibaren her anımızı ölümsüzleştirip saklamak isteriz. Bazen de istemeyiz. Onları yırtıp atarız ya da şimdilerde siler geçeriz. Teknolojinin getirdiği kolaylık sayesinde daha fazla fotoğraf çekmeye başladık artık. Anı biriktirmek adına güzel fakat sanırım ânı yaşamayı unuttuk. Zaman geçip gidiyor, ömür tükeniyor elde kalacak olan bir avuç anıdır hepimiz için. Bu anılarda neler yer alacak, o anları nasıl anımsayacağız, o da bize kalmış artık.

Kitabı, Mine Kazmaoğlu Türkçeleştirdi, Salvatore Rubbino resimledi.