“Biz, dünyaya ekonomi-politika odağından bakan, teknoloji iktisadından kriz süreçlerine kadar farklı alanlarla ilgilenen iki ekonomist olarak...

“Biz, dünyaya ekonomi-politika odağından bakan, teknoloji iktisadından kriz süreçlerine kadar farklı alanlarla ilgilenen iki ekonomist olarak, 21. Yüzyılın dünyasını anlamak için Wikileaks’in  önemli bir işaret olduğunu düşünüyoruz. Bu kitap, yüzyıl döngüsündeki derin dönüşümü, Wikileaks’in temsil ettiği dinamiklerle okuyor.”

Cemil Ertem ve Özgür Uçkan’ın yazdıkları “Wikileaks: ‘yeni dünya düzeni’ne hoşgeldiniz!” başlıklı kitabın giriş bölümünden (16.s) yaptığımız alıntı, çalışmanın ana yaklaşımını ortaya koyuyor. Kitabın birinci bölümünde Wikileaks’in nasıl işlediğini, ikinci bölümünde “sızıntı gazeteciliği” yaklaşımı ele alınıyor. Üçüncü bölüm Wikileaks’e yönelik eleştiri ve komplo suçlamalarını; dördüncü bölümse oluşmakta olan yeni dünya düzenini Ortadoğu ve Türkiye üzerinden inceliyor.

***

Yazarlar genel olarak Wikileaks ve internetin teknolojik doğasının yeni bir dönemi başlattığına inanıyorlar: “Evet şimdi Neoconlara, istihbarat örgütlerine, iktidarını paylaşmaktan korkan ulus devletlere, oligopollere, güçten düşen ordulara, geleneksel medya kuruluşlarına dönüp, ‘Yeni Dünya Düzeni’ne hoş geldiniz! Diyebiliriz; tıpkı onların hepimize on yıl önce dediği gibi. Onların düzeni oldukça kısa ömürlü oldu, bizimki ise daha yeni başlıyor (s.20).”

Yazarlara göre tarihte önemli sızıntılar gerçekleşmiş olsa bile bunların sayısı yeterli değil. Bunun en önemli nedeni de, sızıntıları gerçekleştirenlerin başına gelenler ve medya üzerindeki iktidar yapısının kimi zaman sızan bilgilerin açığa çıkmasını engelleyebilmesidir. Bu iki neden Wikileaks organizasyonunun mantığının temellerini oluşturuyor.


Yazarlar, Wikileaks’in kendilerine yönelik saldırılara karşı erişilemeyecek kadar gayrimerkezi bir yapı kurduğunu anlatıyorlar. Wikileaks ağ yapısına sahip, dolayısıyla gayrimerkezi, yersiz yurtsuz bir göçebe yapıya sahip. Kökleri, bir bağlantısı olmadan yayılabilen ayrıkotu ve ağ üzerinde geçici otonom muhalefet bölgeleri yaratabilen “bilgi gerillası” olarak örgütleniyor.

***

Wikileaks’i geleneksel basın organlarından ayıran en önemli yön olarak haber kaynaklarının anonimlik hakkının korunmasının teknolojik anlamda garanti altına alınması olduğu savunuluyor. Geleneksel habercilik uygulamalarında da kaynağın anonimliği her zaman varolan bir etik ilkedir, ancak gerçekten de bu ilkenin çiğnenmiş olduğu veya karşı tarafın girişimleriyle çiğnendiği durumlar söz konusu olmuştur. Wikileaks örgütlenme yapısıysa teknolojik bir platform aracılığıyla, sızdırılan belgenin kimden sızdırıldığını anlamayı engelleyen bir yapıya sahip.

Wikileaks kurucusu Julian Assange’nin “Devlet ve Terörist Komploları” başlıklı yazısı, örgütlenmenin arkasındaki felsefeyi açığa koyuyor. Yazarların aktardığına göre, Assange, devlet komplolarının olabilmesi için komplo bilgisinin komplocular arasında akması gerektiğini, bu bilgi akışının kesilmesi durumundaysa komplonun gerçekleştirilemeyeceğini savunuyor. Wikileaks sisteminin varlığı, bu bilgi akışını kesmeye yönelik. Çünkü her zaman komployu hazırlayanlara karşı birileri bir bilgiyi sızdırabilir. Komplocular bilginin sızmasını engellemek için ancak bilgi akışını kesebilirler. Ancak bu akış kesildiğinde komplo da kalmaz.

Önümüzdeki hafta konuya devam edeceğiz. Bu arada geçen haftaki yazıda Dikili Belediye’sinin yılda 13 ton sudan para almadığı istemeden yazılmış. Doğrusu, iki ayda 13 ton olmalı. Özür diler düzeltirim. (SON)