Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye’nin sahte ya da para karşılığı yayımlanan tez ve makale sayısında Hindistan ve Nijerya’nın ardından üçüncü sırada yer alması üzerine harekete geçti. YÖK’ten yapılan açıklamada, para karşılığı yayın yaptığı belirlenen ve “Yağmacı” adı verilen dergilerde yayımlanan bilimsel makalelerin akademik yükseltmelerde dikkate alınmayacağı belirtildi. Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Başkanı Vahdet Özkoçak, denetimin üniversite […]

‘Yağmacı’ dergiler dikkate alınmayacak

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye’nin sahte ya da para karşılığı yayımlanan tez ve makale sayısında Hindistan ve Nijerya’nın ardından üçüncü sırada yer alması üzerine harekete geçti. YÖK’ten yapılan açıklamada, para karşılığı yayın yaptığı belirlenen ve “Yağmacı” adı verilen dergilerde yayımlanan bilimsel makalelerin akademik yükseltmelerde dikkate alınmayacağı belirtildi. Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Başkanı Vahdet Özkoçak, denetimin üniversite yönetimlerine bırakılması durumunda akademisyenlere yönelik mobbing aracı olarak kullanılabileceği uyarısında bulunarak merkezi uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), para karşılığı yayın yaptığı tespit edilen dergilerdeki bilimsel makalelerin akademik yükseltmelerde dikkate alınmamasını kararlaştırdı. Son yıllarda sayıları hızla artan ve eğitimcilerin tepkisine yol açan dergilere yönelik alınan bu karar, yükseköğretim alanında ilk olma özelliği taşıdı. Kurulun, yağmacı dergilerin yanı sıra şaibeli konferansları ve sempozyumları da mercek altına alacağı bildirildi.

ÖZELLİKLERİ BELİRLENDİ

ÜAK tarafından açıklanan karar, beş üniversite rektöründen oluşan komisyonun hazırladığı rapor doğrultusunda alındı. Komisyonun raporunda, “Yağmacı” olarak tanımlanan dergilerin özelliklerine de yer verildi. Buna göre, “Yayımlama için makale işleme ücretini zorunlu tutan, makaleleri hızlı yayımlama sözü veren, ilan ettiği konu dışında, birbiriyle ilgisi olmayan alanlarda makalelere yer veren” ve “Yayın ilkeleri açıklamasında eksiklik olan” dergiler, “Yağmacı” dergilerin özellikleri arasında sıralandı. Makale yayımı için ücret alan ancak akademik usule uygun yayın yapan dergilerin ayrıca değerlendirileceği açıklandı.

AÇIK SİSTEM İNŞA EDİLMELİ

Yağmacı dergilerin belirlendiği listelerin tüm üniversitelerde aynı ve şaibeye kapalı olması gerektiğine dikkat çeken ÖGESEN Başkanı Özkoçak, “Dergilerin tasnifi hızlı ama doğru yapılmalı, kişisel sorunların, ego tatmini uğraşlarının değil, bilimsel kriterlerin tabanda olduğu bir sınırlama ile listenin şeffaf oluşması sağlanmalıdır” dedi. Özkoçak, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki hemen her derginin kendi dinamikleri vardır ve 10 bin TL’ye varan masrafların yazarlar tarafından paylaştırılarak ödenmesi için bazı miktarlarda para istenmektedir. Bu ve benzeri durumlar için de mutlaka editörler ve kurum, kuruluş dergisi ise o yetkililer ile de irtibatın sağlanabileceği açık bir sistem inşa edilmelidir. Öyle ki iftira, kişisel hırs ve hesaplarla 15 Temmuz sürecinde maalesef akademik camiada birçok yanlış karar alınmış, aldırılmıştır. Bu kötü olaylar bize hemen her konuda örnek olmalıdır. Gereken adımların atılması için de YÖK ve ÜAK çalışmayı hemen başlatmalıdır.”

HUZURSUZLUK ARTIYOR

Yükseköğretimde, “Çekememezliğin” fazla olduğunu ifade eden Özkoçak, jüri üyelerinin atama kararlarında sübjektif davranmasının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Özkoçak, aksi durumda bu adımın mobbing aracı olarak kullanılacağı uyarısında bulunarak “Norm Kadro Yönetmeliği ile oluşan belirsizlik hâd safhaya çıkar” diye konuştu. Doçentlik başvurularının 15 Mart’ta alınmaya başlanacağını anımsatan Özkoçak, “Böyle bir ortamda doçent adaylarının huzursuzluğu da artıyor. Liste hızlı bir şekilde açıklanmalı ve sürekli güncellenebilir hale gelmelidir” ifadelerini kullandı.