Trabzon'dan çıktım yola!

Sinemamızda iyi şeyler oluyor. Hem bir derdi olan hem de kitlelere ulaşmayı hedefleyen filmler vizyona giriyor üst üste. Popüler sinema toplumsal sorumluklar almada öncülüğü üstlenmiş durumda. “Dedemin İnsanları” ve “Entelköy Efeköy’e Karşı” ile başlayan bu eğilimde “Yangın Var” çıtayı biraz daha yükseltiyor. “Yangın Var”, romantik komedi/yol filmi türlerini harmanlarken Türkiye’nin en yakıcı problemine, Kürt sorununa bakıyor. Kürt/Türk sorunu üzerine bir şey söylemek ne kadar zor! Bunca ailenin canını yakan bir konuda kimsenin canını daha fazla yakmadan, kimseyi üzmeden bir şey söylemek imkânsıza yakın. “Yangın Var” bu sorunun üstüne, bu yangına itfaiye hortumuyla, suyla gidiyor, hem mecazi hem de düz anlamda! Ve son derece insani bir noktada durmayı ilk sahnesinden son sahnesine kadar başarıyor.
 
Filmin başkahramanı Koşman (Osman Sonant) adında tipik bir Karadeniz uşağı. Koşman’ın değişik adının da bir hikâyesi var, Türkiye’nin etnik zenginliğine işaret eden. Hikâye şöyle: Trabzon’un küçük beldesinin bir itfaiye aracına ihtiyacı var. Diyarbakır Belediyesi bu itfaiye aracını Koşman’ın beldesine hibe ediyor (gerçekten de böyle bir hibe gerçekleşmişti). Koşman aracı Diyarbakır’dan Trabzon’a getirmekle görevlendiriliyor. Koşman gayet milliyetçi bir vatandaşımız, Kürtçe diye bir dilin varlığını bile kabul etmiyor; Kürtçeyi Türkçenin bir lehçesi sanıyor. Hoş, Koşman kendi Lazcasını da öyle sanıyor. Koşman Diyarbakır’a vardığında, yöre insanlarıyla tanışıyor, bir düğüne katılıyor vs.
Koşman’a dönüş yolculuğunda, ilk görüşte vurulduğu Asya (Nesrin Cavadzade) adlı belediyede çalışan genç bir kadın da eşlik ediyor. Asya’nın Trabzon’a götürdüğü gizemli bir kutu var. Bu kutuda ne olduğunu ancak filmin sonlarına doğru anlıyoruz. Hem Asya’nın hem de Koşman’ın yaşadığı kayıplar, acılar zamanla, sessiz sedasız varlıklarını hissettiriyor, gösteriyorlar.
 
Asya adının Koşman için özel bir önemi var. Koşman tam bir “Selvi Boylum, Al Yazmalım” hastasıdır. Bilindiği gibi bu filmde Türkan Şoray’ın canlandırdığı karakterin adı da Asya’dır. Koşman sanki hayallerindeki prensesine kavuşmuş olur Asya’yla yolculuğa çıkınca. Filmin, sinefillere hitap eden  böyle bir yanı da var!   
 
Yolculuk boyunca, Koşman ile Asya arasındaki hoşlanma tabii ki ilerleyecektir. Film, bu ateşin bacayı sardığı noktada sona eriyor. Osman Sonant ve Nesrin Cavadzade rollerinde çok iyiler. Filmin yapımcısı ve senaristi BirGün’ün yakından tanıdığı biri: Koray Çalışkan gazetemizin eski yazarlarından!
 
Elbette, Türk-Kürt sorunu bir (ya da bin) filmle çözülecek değil. Ama hayallerimizde çözmeye başlarsak gerçek hayatta da işimiz biraz kolaylaşır. Böyle söylediğime bakmayın, “Yangın Var” bir misyon filmi değil. Öncelikle eğlendirmeyi hedefleyen ve bunu da başaran, popüler bir sinema örneği; bir romantik komedi! Keşke romantik yanı biraz daha güçlü olsaymış; Koşman’ın aşkına ikna oluyoruz ama Asya tam kıvama gelmişken bitiyor film... Ben “Yangın Var”ı kimi zaman gülerek geri kalan bölümlerinde de hep  gülümseyerek izledim. Siz de izleyin!