Yedikleri yemeğin faturasını bize gönderecekler

Semih Güven - Ekonomi Gazetecisi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomide “normalleşme”ye dönük hamleleri, emekçi kesimler için ciddi tehlikeler oluşturuyor. Siyasi iktidarın gelirde adaletsizliği büyüten politikalarının üstüne bir de kısa vadeli “seçim kazanma” stratejisini uygulamaya geçirmesi, ekonomideki tahribatı içinden çıkılamaz hale getirmişti. Şimdi ise sıra faturayı emekçilere ödetmeye geldi. 

Katıldığı bir televizyon programında konuşan Bakan Şimşek, Türkiye’de enflasyonu düşürmeyi hedef aldıklarını ifade edip, ücretlerin oldukça yüksek olduğunu, bu durumun enflasyonu yükselttiğini ima etti. Şimşek’in açıklamaları, geniş emekçi kesimlere dayatılan ücretlere dair bir şeyler söylememizi gerekli kılıyor. 

Milyonların geliri açlık sınırı altında 

Temmuz ayında yapılan son zamla birlikte Türkiye’de asgari ücret 11.402 TL olarak belirlenmişti. Buna karşın, hayat pahalılığı her geçen gün artmaya devam etti. Sadece 2023 Haziran-Eylül dönemini baz alırsak, son 4 ayda enflasyon yüzde 25 arttı. Böylece emekçilere verilen zam emekçilerin refahına dönük bir sonuç getirmeyip, ücretler aydan aya erimeye devam etti. Türk-İş tarafından Eylül sonunda yapılan araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 13.334,13 TL’ye yükseldi. Bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 17.336 olurken, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı ise 43.433 TL’ye ulaştı. 

Emekliye “sefalet ücreti” 

Milyonlarca emekli için ise durum günden güne gittikçe kötüleşiyor. Emek kesiminin dışında yer almaları nedeniyle örgütsüz olan emeklilerin kaderi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki dudağı arasına sıkışmış durumda. En düşük emekli maaşı 7.500 TL ve asgari ücretin ve açlık sınırının oldukça altında. 2018 yılında muhalefetin “zorlamasıyla” iki dinsel bayramda 1.000 lira olarak verilen ikramiyeler de, o dönemden bugüne enflasyon yüzde 400 artmasına rağmen, sadece yüzde 100 oranında artırılarak pul edildi. Emeklinin refahının yükseltilmesi iktidar tarafından “bütçeye yük” olarak görülürken, emeklinin biriken öfkesi şimdilik tek sefer olmak üzere 5 bin liralık “Cumhuriyet Bayramı ikramiyesi” ile bastırılmaya çalışılıyor. Üstelik bu ikramiyeden, emekli olup da çalışmaya devam edenler de faydalanamayacak. 

Gıdada yoksulun enflasyonu katlandı 

Yoksullaştırılan milyonlarca yurttaşın giderlerinin önemli bir kısmının gıda ve barınmaya gittiği bilinen bir gerçek. Dolayısıyla bu kalemlerdeki fahiş fiyat artışları da enflasyonun milyonlarca dar gelirliyi çok daha yıkıcı bir şekilde vurduğunu söyleyebiliriz. Ekim enflasyonunun hemen ardından kamuoyuna duyurulan DİSK-AR verileri de bu tabloyu gözler önüne seriyor. Ekim 2023 itibariyle yıllık enflasyon yüzde 61,53 olurken, en düşük gelirli yüzde 20’nin gıda enflasyonu yıllık yüzde 118’i aştı. En yüksek yüzde 20’de ise bu oran yüzde 54,7’de kaldı. 

Bu tablonun oluşmasında Türkiye’nin gıda fiyatlarında dünya ile ayrışması önemli bir yer tuttu. Tarımda devlet desteğinin azaltılması, gübrede devletin rolünün sona erdirilmesi ve tarımsal ithalat ürünlerine olan yoğun ilgi üzerine yerli üreticinin kaderine terk edildi. Böylece hem tarımda plansızlık çiftçiyi vurdu, hem de tarımsal ürün fiyatları sürekli artış gösterdi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre, 2022 yılının Eylül ayında Tarım Fiyat Endeksi 136 seviyesindeyken, 2023 Eylül ayında 121,5’e geriledi. Yani, dünya çapında gıda fiyatları yüzde 10,7 oranında düştü. Buna karşın TÜİK verilerine göre, Türkiye’de gıda fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 75,7 oldu.   

Kirada durmak zor, kiraya çıkmak imkânsız 

Güvenli ve depreme dayanıklı olup olmaması bir yana, başını sokacak herhangi bir konuta sahip olmayanlar için kiralık konut aramak demek, asgari ücretli için gelirinin neredeyse tamamından fazlasını barınmaya harcaması demek. Türkiye çapında gayrimenkul değeri, lokasyon veri analizi ve öngörüleri sunan Endeksa verilerine göre; Eylül 2022’de 53 lira olan metrekare başına kiralık konut fiyatı, 2023 Eylül’de yüzde 135 artışla 125 TL’ye çıkmış durumda. Dolayısıyla 80 metrekare bir konut kiraladığınızda ortalama olarak 10 bin lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor ki bu rakam neredeyse asgari ücretin tamamını oluşturuyor. 

Yoksul kılarak düşürecekler 

Gıda ve barınma fiyatlarında yaşanan sert yükselişler milyonlarca dar gelirlinin belini bükerken, iktidarın ekonomi kanadından gelen “maaşları dizginleme” sinyali, saldırının fütursuzlaşacağı konusunda önemli ipuçları veriyor. Bunun yanında, “normalleşme” sürecinin zamanlaması da yerel seçim sonrasını işaret ediyor. Yüzde 60’ı aşan enflasyonun ardından politika faizinde de sert artışlara gidilmesi, yerel seçim sonrasında reel faizde pozitif sürecin görüleceğini gösteriyor. Buna karşın, yerel seçime kadar emekçi kesimlerin “ürkütülmemesi”, dolayısıyla ekonominin “soğutulması” sürecinin Nisan 2023’ten sonra hızlandırılacağı anlaşılıyor. Faizde artışın ekonomiyi daraltması, işsizliği yükseltmesi, mal piyasasındaki talebi düşürüp fiyatları aşağı çekmesi, emek gelirlerini aşağı çekip enflasyonu “halkı yoksullaştırarak düşürme” stratejisinin uygulanacağı belli oluyor. 

Direniş hattı kurulmalı 

Eşi benzeri görülmemiş bir saldırının ayak sesleri gelirken, emek kesiminin sesini en güçlü şekilde duyurması, faturayı “zenginleşenlerin” ödemesi konusunda hayati önem taşıyor. Açlık sınırının altında ücret dayatılan emekçilerin önüne fatura getirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği koşulların oluşturulması gerekiyor. Gıda, barınma ve ücretsiz eğitim başta olmak üzere, dar gelirliyi koruyacak politikalar için milyonların sesini yükseltmesi gerekiyor. Aksi durumda dar gelirliler için iktidarın “yeni normali”nin sonu hiç de iyi olmayacak.