Yerel seçimler sonrası değişen iklime bağlı olarak Türkiye’nin dış politikasında da yeni gelişmeler yaşanıyor. 23 Haziran öncesi Abdullah Öcalan’ın kardeşinin TRT ekranlarına çıkarılması, Cemil Bayık’ın Washington Post’ta yayımlanan mektubunda ifade ettiği, “Kürt meselesini çözerek, Türkiye Ortadoğu’da demokrasiyi, istikrarı ve barışı ilerletmede belirleyici bir rol oynayabilir” şeklindeki açıklamaları, bu yeni bir döneminin ipuçlarını barındırıyor. Ortadoğu’da Türkiye’yi […]

Yerel seçimin etkisi dış politikaya yansır

Yerel seçimler sonrası değişen iklime bağlı olarak Türkiye’nin dış politikasında da yeni gelişmeler yaşanıyor. 23 Haziran öncesi Abdullah Öcalan’ın kardeşinin TRT ekranlarına çıkarılması, Cemil Bayık’ın Washington Post’ta yayımlanan mektubunda ifade ettiği, “Kürt meselesini çözerek, Türkiye Ortadoğu’da demokrasiyi, istikrarı ve barışı ilerletmede belirleyici bir rol oynayabilir” şeklindeki açıklamaları, bu yeni bir döneminin ipuçlarını barındırıyor.

Ortadoğu’da Türkiye’yi etkileyebilecek olası gelişmeleri BirGün’e değerlendiren Prof. Dr. İlhan Uzgel, “Erdoğan’ın ayağı zayıfladı. Kürt siyaseti, gücü zayıflayan Erdoğan’a, ‘gel bizimle ittifak yap, Kürt sorununa birlikte çözüm üretelim’ şeklinde bir baskı uyguluyor olabilir” dedi. Öte yandan CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz ise “Ortadoğu ülkeleri giderek CHP ve diğer muhalefet partilerinin Türkiye’nin dış politikalarıyla ilgili düşünceleri hakkında daha çok bilgi sahibi olmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.

SİYASAL İSLAMCILAR GERİLİYOR

“İç siyasette zayıflamanın dışarıda da muhakkak etkisi olur” diyen Prof. Dr. İlhan Uzgel, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bugün Ortadoğu’da İslamcı siyasetin gerilemesi hatta tasfiyesine doğru giden bir süreç söz konusu. En son Mursi’nin mahkemede hayatını kaybetmesi, Müslüman Kardeşler’in üzerindeki baskının giderek arttırılması vs bunlar sürecin bir parçası. Tüm bunlar Erdoğan’ın bölgede ayağını zayıflattı. Bölgedeki böyle gelişmeler de Körfez’den başlayarak Katar hattından Libya’ya uzayarak gelen gelişmeler Türkiye’yi sıkıştıracak hamleler olarak gerçekleşiyor. Buradan bakınca hükümetin hareket alanı çok daraldı. Bu süreç zaten 31 Mart seçimlerinden önce başlamıştı. Şimdi de bunun devam ettiğini söyleyebiliriz.”

Cemil Bayık’ın mektubunu da değerlendiren Uzgel, “Buradan bakınca bir ihtimal Kürt siyaseti Erdoğan’ın bu konumunu görüp buradan ‘gel bizimle ittifak yap, dayandığın ulusalcı siyaseti bırak, tekrar açılım sürecine dön, Kürt sorununa birlikte çözüm üretelim’ diye bir yönelimde bulunuyor” ifadelerini kullandı.

BİLGİ SAHİBİ OLMAK İSTİYORLAR

CHP’li Çeviköz ise AKP’nin Ortadoğu politikasının ciddi şekilde yara aldığını belirtti. Çeviköz, “AKP, Türkiye’nin Ortadoğu politikasını tamamen altüst etmiştir. Ortadoğu’daki birçok ülkeyle olan ilişkimiz ciddi bir şekilde bozulmuştur. Bunun sebeplerinin başında özellikle Kuzey Afrika’da ve Ortadoğu’da yaşanan Arap halklarının kalkışması ertesinde izlenen yanlış politikalar ve taraf tutan politikalar gelmektedir. Benzer bir durum Suriye’de söz konusudur, şimdi de aynı durum Libya’da söz konusudur” dedi.

“CHP politikası, geleneksel Türk dış politikasının Ortadoğu’ya bakışında taraf tutmamayı gerektiren bir çizgiye sahiptir” diyen Çeviköz sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz taraf tutmayan anlayışı sürekli olarak savunuyoruz, önümüzdeki dönemde de savunmaya devam edeceğiz. Herhangi bir şekilde bir sorunun çözümüne katkıda bulunabilecek olan aktörlerin hepsiyle eksiksiz diyalog kurmak ve eşit mesafede durmak ilkesi üzerinden hareket ediyoruz. Ortadoğu ülkeleri giderek CHP ve diğer muhalefet partilerinin Türkiye’nin dış politikalarıyla ilgili düşünceleri hakkında daha çok bilgi sahibi olmak istiyorlar ve bizlerle daha çok temas kurmaya çalışıyorlar. Onun için bütün bu söyledikleriniz aslında hep bu gelişmelere işaret ediyor.”