Emek Demokrasi Güçleri, Zonguldak’ta düzenledikleri basın açıklamasıyla 12 Eylül 1980 Darbesi’ni ve darbeci zihniyetin Özal’dan günümüze AKP-MHP iktidar blokuyla kalıcılaşmasını protesto etti.

Kaynak: Haber Merkezi
12 Eylül Darbesi ve tek adam rejimi, Zonguldak'ta protesto edildi

Emek Demokrasi Güçleri, Zonguldak’ta düzenledikleri basın açıklamasıyla 12 Eylül 1980 Darbesi’ni ve darbeci zihniyetin Özal’dan günümüze AKP-MHP iktidar blokuyla kalıcılaşmasını protesto etti. 
Açıklamada, “12 Eylül Darbesi, sermayenin sınırsız sömürüsü ile gerici tahakkümün önünü açarak bugünkü karanlık iktidarın taşlarını döşedi. Özal iktidarları ile başlayan Gülen cemaati başta olmak üzere tüm gerici odaklarca desteklenen süreç, AKP-MHP iktidar bloku eliyle 43 yıldır sürmektedir. Devletin tüm kurumları ele geçirildi. Son seçimde ortaya çıkan siyasal blok ile de 12 Eylül kalıcı hale geldi.” denildi. 

Hukukun askıya alındığı, çete ve mafyaların ülkede kol gezdiği, tarikat ve cemaatlerin konserleri, içkiyi yasaklatmaya çalıştığı, özel hayata müdahalenin rutin hale geldiği vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 
“Değerli basın emekçileri, sevgili dostlar, 
Bundan 43 yıl evvel 12 Eylül sabahı ordu yönetime el koymuş, ülkenin üzerine karabasan çökmüştü.  Radyolardan bir ses “kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak, kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek için yönetime el koyduklarını” duyuruyordu. Yapılan faşist darbeyi bu yalanlarla masum göstermek için söylenen yalanlardı. Oysa Beyaz sarayda “bizim çocuklar kazandı” sevinç nidaları atılıyordu. Bu darbe; siyasal, sosyal, hukuksal ve bilimsel yönleriyle ülkemiz tarihimizin en büyük yıkımlarına neden olan emperyalist faşist bir darbedir.
Türkiye’yi tek taraflı yabancı sermayeye açacak; tarım, sanayi ve ticari alanları uluslararası sermayeye bağımlı kılacak 24 Ocak kararlarını hayata geçirmek istiyorlardı. Yükselen toplumsal, devrimci muhalefet, sendikalar buna engeldi. Onun için darbe koşullarını yaratmaları gerekiyordu. Toplumsal muhalefetin üzerine resmi ve sivil faşist güçleri ile provokasyon düzenleyerek, aleviler başta olmak üzere toplu katliamlar yaparak, şiddet uygulatarak halkı birbirine kırdırdılar. Emperyalistlerin talepleri hayata geçirecek, dinci ve milliyetçi iktidar yaratmak için 12 Eylül darbesini gerçekleştirdiler. 
Bu dönemde temel insan hakları çiğnenmiş, insanlar fişlenmiş, haksız yere özgürlüğünden mahrum bırakılmış, milyonlarca insan mağdur edilmiştir. Tüm ilerici devrimci birikim ezilmiş, siyasi partiler ve sendikalar kapatılmış, emek ve çalışma hayatına darbe vurulmuştur.
İnsan hakları ve demokrasinin ayaklar altına alındığı, bugünkü siyasal İslamcı, gerici tahakkümün önünü açan 12 Eylül 1980 Faşist Askeri Darbesi sürecinde 650 bin kişi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılanmış, 7 binden fazla kişi için idam cezası istenmiştir. 517 kişinin ölüm cezasına çarptırıldı.  50 kişi idam olmak üzere yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti. 14 bin kişi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı. 30 bin kişi işten atıldı. Kültür ve sanat hayatının da hedef alındığı bu dönemde yaklaşık bin film sakıncalı bulunarak yasaklanmış, tonlarca kitap yakılmıştır. 4 bine yakın öğretmen ve yüzlerce öğretim üyesinin işine son verilmiş, onlarca gazeteci için de binlerce yıla varan hapis cezaları istenmiştir. 

12 EYLÜL ZİHNİYETİNE KARŞI KAVGAMIZ SÜRECEK
12 Eylül darbesi, sermayenin sınırsız sömürüsü ile gerici tahakkümün önünü açarak bugünkü karanlık iktidarın taşlarını döşedi. Özal iktidarları ile başlayan Gülen cemaati başta olmak üzere tüm gerici odaklarca desteklenen süreç, AKP-MHP iktidar bloku eliyle 43 yıldır sürmektedir. Devletin tüm kurumları ele geçirildi. Son seçimde ortaya çıkan siyasal blok ile de 12 Eylül kalıcı hale geldi. Günümüzde muhaliflere baskılar artmış, aydınlar, gazeteciler, yazarlar, hukukçular, seçilmiş yerel yöneticiler, milletvekilleri, geziciler tutuklanarak ülke cezaevine döndürülmüştür. Hukuk askıya alınmış, adalet çeteler ve mafyalar tarafından sağlanır olmuştur. Tarikat ve cemaatler, istediklerinde konserleri yasaklatan, içki yasağı uygulatmaya kadar özel yaşama müdahale eder hale gelmiştir. Gerici müfredatlarla, din dersleriyle zayıflayan bilimsel eğitim, ÇEDES uygulaması, karma eğitimin kaldırılması tartışmalarıyla bitirilmek istenmektedir. Bu uygulamaların mimarı, ülkeyi yöneten tek adam, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kenan Evren’in bugünkü halidir.
 Buradan bütün darbecileri ve 12 Eylül’ün sürdürücülerini lanetliyoruz. Emek ve demokrasi mücadelesinde kaybettiklerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Selam olsun darbecilere karşı mücadele edenlere, direnenlere, darbelerde hayatını kaybedenlere. Selam olsun emek, özgürlük, bağımsızlık mücadelesi verenlere. 12 Eylül zihniyeti nasıl sürüyorsa, mücadelemiz ve kavgamız yaşamın her alanında sürüyor ve sürmeye devam edecek.”