Bugün hâlâ 25 Kasım’da, Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında kadınlar sokakları dolduruyor. Mirabal kardeşlerin cesareti ve inancı, yaşam mücadelesi veren kadınlara ışık oluyor, umut oluyor.

25 Kasım’da Mücadeleye: Cesaretin peşindeyiz
Fotoğraflar: Depo Photos, Arşiv

Hazırlayan: Sarya TOPRAK

Patria, Minerva ve Maria Teresa Mirabal, 1930’dan 1961’e kadar Dominik Cumhuriyeti’ni yöneten Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden üç kız kardeşti. Kardeşler, 25 Kasım 1960’da Trujillo’nun polisleri tarafından öldürüldü. O günden bugüne tüm kadınlara cesaret oldular.

1940’lı yıllarda, Trujillo’nun diktatörlüğü giderek baskıcı bir hâl almaya başlamıştı. Trujillo, muhalifleri hapsediyor, işkence ediyor ve öldürüyordu.

Mirabal kardeşler, Trujillo’nun diktatörlüğüne karşı mücadele etmeye karar verdiler. Kardeşler, Clandestina isimli örgüt kurdular. Örgüt, Trujillo’nun diktatörlüğüne karşı propaganda yapıyor ve halkı örgütlüyordu.

Mirabal kardeşlerin mücadelesi, Dominik Cumhuriyeti’nde büyük bir yankı uyandırdı. Kardeşler, Trujillo’nun diktatörlüğüne karşı bir sembol haline geldi.

25 Kasım 1960 tarihinde, Mirabal kardeşler, Patria ve Minerva’nın hapisteki eşlerini ziyaretten dönerken Trujillo’nun polisleri tarafından durduruldu. Kardeşler ve şoförleri Rufino de la Cruz, boğazlanıp dövülerek katledildi.

Mirabal kardeşlerin ölümü, Dominik Cumhuriyeti’nde büyük bir infiale yol açtı. Trujillo, uluslararası baskıyla karşı karşıya kaldı ve 1961 yılında öldürüldü.

Mirabal kardeşler, kadına karşı şiddetle mücadelenin sembolü haline geldi. 1981 yılında, Birleşmiş Milletler tarafından 25 Kasım, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" olarak ilan edildi.

Bugün hâlâ 25 Kasım’da Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında kadınlar şiddete karşı sokakları dolduruyor. Mirabal kardeşlerin cesareti ve inancı, yaşam mücadelesi veren tüm kadınlara ışık oluyor, umut oluyor.

∗∗∗

TÜRKİYE’DE FEMİNİST HAREKET

1987: Dayağa karşı dayanışma yürüyüşü

Kadınların mücadelesi, tarihin başından beri devam eden uzun ve zorlu bir süreç. Bu süreçte kadınlar, erkek şiddetine, toplumsal baskılara ve kadın düşmanı politikalara karşı mücadele etti, ediyor.

1987 yılında, Çankırı’da bir kadın, boşanmak istediği için hakim tarafından "Sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin" şeklinde bir sözle karşılaştı. Bu olay, kadınların isyanını tetikledi.

Feminist kadınlar, bu olaya karşı protesto telgrafları attı ve adliyelere toplu dava dilekçeleri verdi. Bu eylemler sonucunda, 17 Mayıs 1987 tarihinde İstanbul’da "Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü" düzenlendi. Yürüyüş, 12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra izinli ilk kadın yürüyüşü olması açısından önemli bir dönüm noktasıydı.

Yürüyüş sayesinde, şiddete maruz kalan kadınlara yönelik dayanışma ağları kurulmaya başlandı. 1989 yılında ise Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kuruldu.

1987 yılından bu yana, kadınlar birçok alanda önemli kazanımlar elde etti. Ancak, kadına yönelik şiddet ve toplumsal baskılar AKP döneminde gittikçe arttı.

Fakat AKP kadınları ne kadar baskı altına almaya çalışırsa çalışsın kadınlar hakları, hayatları için sokakları da meydanları da bırakmıyor. 8 Martlarda 25 Kasımlarda biz hep el eleyiz. Bu karanlık yenilecek, kadınlar kazanacak.

∗∗∗

28 Nisan 1913

Kayda geçen ilk feminist örgüt  Teali-i Nisvan Cemiyeti (Kadınların Durumunu Yükseltme Derneği) kuruldu.

3 Haziran 1975

Türkiye’nin ilk kitlesel kadın derneği olan İlerici Kadın Dernekleri (İKD) 3 Haziran 1975 tarihinde kuruldu.

17 Mayıs 1987

İstanbul’da 12 Eylül Askeri Darbesi sonrası ilk izinli, kitlesel kadın yürüyüşü olan “Kadınlar Dayağa Karşı Dayanışmaya” yürüyüşü yapıldı.

20 Kasım 1989

“Bedenimiz Bizimdir; Cinsel Tacize Hayır” konulu bir panelden çıkan feministler meyhane ve birahane bastı.

15 Mayıs 1992

Kadınlar iki öğrencinin intihar etmesine yol açan bekaret kontrolünü, “Zarlı namus anlayışına hayır” pankartlarıyla protesto etti. 

1995

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 1995 yılında kadın sığınağını açtı. 350 kadın ve 250 çocuğa şiddetsiz bir yaşam olanağı sağladı.

22 Kasım 1997

Kadınlar, Aile İçi Şiddeti Önleme Yasası’nın bir an önce çıkarılması için ‘Aile İçi Şiddete Son’ kampanyası başlatıp yürüyüş yaptılar.

8 Mart 2003

8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü ilk kez Taksim Meydanı'ndan başlayarak Mis Sokak'a doğru gerçekleştirildi.

2010

2008 Ağustos sonunda oluşumunu ilan eden Sosyalist Feminist Kolektif ilk kampanyasını “Erkeklerden Alacaklıyız” başlığı ile yürüttü.

18 Ocak 2011

İmece Gündelikçi Kadınlar Birliği, “ev işçisi kadınların sosyal güvenlik kapsamına alınması" talebiyle kampanya başlattı.

27 Mayıs 2012

Feministler, Dolmabahçe’deki başbakanlık ofisi önünde, “Kürtaj hakkımdan başbakana ne?” pankartı açıp yol kesti.

28 Ocak 2015

Kadıköy’de artan tacizlere karşı kadınlar ve LGBTİ+’lar gece yürüyüşü gerçekleştirerek tepki gösterdi.