Tutukluluğunun 500. gününde Tayfun Kahraman cezaevinden yazdı: “Olumsuzluklara rağmen umudumuzu yitirmeden dirayetle sözümüzü, geleceğe dair beklentilerimizi durmadan ve yorulmadan haykıracağız”

500 gün geçti adalet gelmedi
Gezi tutuklularının 500. günü için Ankara, İstanbul ve İzmir’de bugün basın açıklaması gerçekleştirilecek. (Fotoğraf: DepoPhotos)

Tayfun Kahraman - Dr. Öğr. Üyesi Silivri Cezaevi’nden yazdı. (Silivri 9 No’lu Cezaevi A/47) 

Sevgili Dostlar;

Tutukluluğun üzerinden tam 500 gün geçti ve bizler şahsında Gezi’ye katılan milyonlara yapılan hukuksuzluklar sürüyor. Muktedir güç göstermek, korku duvarları örmek üzere bizleri 500 gündür esir tutuyor. Gezi ile hep beraber demokrasi, adalet, özgürlük ve eşitliğe açtığımız kapıyı yüzümüze çarpmak istiyor. Milyonların tüm kimlikleri ile yan yana gelerek bir olmalarını, itirazlarını dillendirerek görünür olmalarını bu cezalar ile engellemeye çalışıyor. Fakat demir parmaklıklar arkasından da olsa birlikte çıktığımız bu yolda haklı taleplerimizi dillendirmeye, mesleki bilgi birikimimizi ülkemiz yararına kullanmaya, doğruları söylemeye, demokrasi ve adalet mücadelesine devam edeceğiz.

Cezaevinde geçen 500 günde memleketimiz birçok olaya sahne oldu. En önemlisi, 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri ile gereken önlemler alınmadığı için on binlerce canımızı kaybettik.  Bugüne kadar meslek insanları olarak hem meslek odası yöneticisi hem de konunun uzmanları sıfatları ile dikkat çektiğimiz deprem; uyarılara rağmen çok acı bir felakete yol açtı. Karşı çıktığımız için esir tutulduğumuz rantçılık, kentlerimizin yerle bir olmasına neden oldu. İstanbul’da depreme hazırlık çalışmalarını yürütürken tutuklanan bir uzman ve akademisyen olarak deprem sonrası eli kolu bağlı burada kalmak benim için çok daha zor oldu. Deprem tüm süslü sözleri boşa çıkan iktidarın afetlere karşı hoyratlığını ve iş bilmezliğini gün yüzüne çıkardı. Bu iş bilmezliğe ve koordinasyonsuzluğa karşı sivil toplumun gösterdiği iş birliği ve uyum, Gezi’de olduğu gibi bizlerin yan yana geldiğinde ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi. İktidarın yaptığı ise bizlere olduğu gibi depremin yaralarını sarmaya çalışanları karalamak oldu.

Depremle beraber sınıfta kalan, bizleri kötü ekonomi yönetimi ile yoksulluğa mahkûm eden iktidara karşın; kaybedilmesi zor olan 14 ve 28 Mayıs seçimleri ile umut ettiğimiz değişim gerçekleşmedi ve kaybettik. Ülkenin aydınlık geleceği için tüm farklılıkları ile yan yana gelen muhalefete karşın, çürüyen sistemi ifşa edemedik ve yapılan hatalar ile demokrasi ve adalet isteyen milyonlar büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Şimdi de bu hayal kırıklığını yaratanlardan ve tüm muhalefetten bir değişim ile birlikte umudu yeniden yeşertmek için sıkışan siyasetin önünü açmasını bekliyoruz. Ancak şunu iyi biliyoruz ki;  bizler bu karamsar tabloya rağmen demokratik, adil ve özgür bir ülkede, güvenli ve sağlıklı kentlerde eşit yurttaşlar olarak yaşam hakkımızı savunacağız.

∗∗∗

Bizler tüm olumsuzluklara rağmen umudumuzu yitirmeden dirayetle sözümüzü, geleceğe dair beklentilerimizi durmadan yorulmadan haykıracağız.  Memleketimizde demokrasi, adalet ve özgürlük talebimizi yükselteceğiz. Yüzüncü yılında Cumhuriyeti ve tüm değerlerini muhafaza etmek için çizdiğimiz yolda yorulmadan yürüyeceğiz. Deprem ve sel gibi afetlere dirençli kentlerde, sağlıklı ve dayanıklı yaşam hakkını savunmaya; kentimize, doğamıza yaşam alanlarımıza sahip çıkmaya, sistematik rant siyaseti ile mücadele etmeye devam edeceğiz.  Gezi’nin üzerinden geçen 10 yıl ve tutuklu geçen 500 gün sonra çocuklarımıza güzel bir gelecek inşa etmek için ilk günkü heyecanımızı hâlâ koruyoruz. Hep birlikte bütün bu hukuksuzluklara karşı durarak, çocuklarımıza bu bedeli onların aydınlık gelecekleri için ödediğimizi anlatacağımız günlerin yakın olduğunu biliyoruz.

∗∗∗

Bu vesile ile geçen 500 günde demokrasi ve adalet talebine verdiğiniz destek ve yaşanan hukuksuzluğa karşı gösterdiğiniz dayanışma için teşekkür ederim. Umarım çok yakında bu hukuksuz tutukluluk sona erecek ve özgür günlerde yine birlikte olacağız. O günün bir an önce gelmesi ümidi ile hepinizi hasretle selamlıyorum. Dostluk ve sevgilerimle…

Tayfun KAHRAMAN

Silivri Cezaevi’nden yazdı. (Silivri 9 No’lu Cezaevi A/47)

∗∗∗

GEZİ TUTUKLULARI VE GAZETECİLERDEN MESAJ

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevi'ndeki Gezi davası tutukluları Osman Kavala, Ali Hakan Altınay, Tayfun Kahraman ile TİP Milletvekili Can Atalay’ı ve gazeteciler Merdan Yanardağ ile Barış Pehlivan’ı ziyaret etti, mesajlarını paylaştı.

•Barış Pehlivan: “Meclis’te çıkan bir yasadan ben faydalanamıyorum ama tecavüzcüler, tacizciler çıkıyor. Onlara tanınan bu hakkın bana tanınmıyor olması bu ülkenin bir ayıbıdır.”

•Ali Hakan Altınay: “İddianamede hakkımızda hiçbir delil yok. Yargıtay’dan bir an önce hakkımızdaki ilk derece mahkemesinin verdiği kararın bozulması kararını bekliyoruz.”

•Can Atalay: Çakırözer, Atalay’ın mesajını şu sözlerle paylaştı: “Kendisi Hatay Milletvekili, Hatay’daki gelişmeleri yakından takip ediyor. Hatay’da başta su olmak üzere temel ihtiyaçların karşılanamıyor olmasında sıkıntı gördüğünü ve bu konunun, yani bu ihtiyaçların giderilmesine yoğunlaşılması gerektiğini ifade etti.”

•Merdan Yanardağ: “Kadın voleybolcularımızın şampiyonluğuna gösterilen gerici tepki bile Cumhuriyetimizin kazanımlarının bu ülke insanları için ne büyük bir erdem olduğunu ortaya koydu.”

∗∗∗

CAN ATALAY İÇİN AYM ÖNÜNDE EYLEM

54 baro, Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) milletvekili seçilmesine ve mazbatasını almasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam eden Gezi tutuklusu Can Atalay için 8 Eylül'de Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde eylem yapacak. Baroların çağrı metninde şu ifadelere yer verildi: “Meslektaşımız Av. Can Atalay milletvekili seçilmesine rağmen halen tutuklu. Tahliye edilmemesi sadece onun değil, seçmenin iradesinin de tutsak edildiğinin göstergesi. Hukukun uygulanması çağrımızı daha güçlü duyurmak için 8 Eylül Cuma günü saat 14.00’te Anayasa Mahkemesi önüne bekliyoruz.”