Sonunda beklenen (en azından benim beklediğim) oldu. Geçen yılın sonları gibi Hong Kong (HK) hükümetinin çıkarmaya niyetlendiği fakat protesto gösterileri üzerine geri çektiği “Suçluların İadesi Yasası”nın biraz daha kapsamlısını Çin Ulusal Halk Kongresi (Meclis) “HK Ulusal Güvenlik Yasası” adı altında çıkardı ve 30 Haziran’da yürürlüğe girdi. Bu yıl yapılması gereken HK Meclis seçimleri de “Covid-19 salgınında HK’un hassas durumu” gerekçesiyle bir yıl süreyle ertelendi. Covid-19 tabii ki işin bahanesi. Amaç, bu bir yıl içinde ABD-İngiltere emperyalizminin HK’a elini uzatmasını imkansız hale getirmek ve işbirlikçilerinin kolunu kanadını kırmak. Böylece, seçimlerde etkili olmalarının önünü kesmek. Bu arada, çıkarılan yasa kapsamında alınan önlemlerin HK halkının yaşamını etkilemediğini de HK halkına göstermek. Çin hükümeti, protestoları şiddete boğan, sağa-sola, sıradan insanlara saldıran provokatörlerle ABD-İngiltere emperyalizmi arasındaki ilişkiyi teşhir etmeyi zaten büyük ölçüde başarmıştı. Son ziyaretimde HK’lılardan en çok duyduğum cümle “Ben Amerikancı değilim. ABD’nin HK’ya müdahalesine karşıyım” cümlesi olmuştu. Bu HK’lılar açısından iyiye işaret sayılabilir. Çünkü “demokrasi yanlıları” diye etiketlenen o muhalefetin çoğunluğu HK’yı Çin’in değil “Batı dünyası”nın bir parçası sayan ABD-İngiltere yanlılarıydı.

Bu konuda önceki (gösteriler sırasındaki) yazılarımı okuyanlar “şiddete boğulmuş gösterilerin ABD emperyalizminin Çin’e karşı yürüttüğü soğuk savaşın bir parçası olduğu, protestoları yönlendirenler/liderlik edenler ile ABD-İngiltere emperyalizmi arasında “çok yakın ilişki” bulunduğu gibi gerekçelerle gösterilere destek vermediğimi hatırlayacaktır.

Çin’in çıkardığı ve yürürlüğe giren HK Ulusal Güvenlik Yasası’nın ardından önceki eylemlerde liderlik yapanlar tarafından protesto gösterisi çağrıları yapıldı ve bazı küçük çaplı bazı eylemler oldu. Çağrı yapan bu kişilerin çoğu ya yasanın çıkmasının hemen ardından veya daha önce ABD ve İngiltere’ye kaçmıştı. HK’da olanlar ise tutuklandı, bazıları yüksek kefaletlerle serbest bırakıldı. Tutuklananlar (ve kefaletle serbest bırakılanlar) İçinde bir kişi var ki, Cumhuriyetçi Parti’ye yüklü seçim bağışları yapacak kadar Amerikancı (ve ABD vatandaşı), azılı Çin karşıtı ve yeminli bir anti-komünist HK’lı zengin. Çin karşıtı kışkırtıcı yayınlar yapan faşist Apple Daily (kapatıldı) internet portalının da sahibi.

thegrayzone.com editörü ABD’li gazeteci Max Blumenthal, “Çin’e Karşı Uluslararası Yeni Soğuk Savaş” başlıklı sempozyumda yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Çin’in herhangi bir provokasyonu olmadığı veya ABD’yi kışkırtacak herhangi bir olayda parmağı bulunmadığı halde, ABD hükümetinin Houston’daki Çin Konsolosluğu’nu zorla kapatması ironiktir. Çin karşıtı koalisyonun fiili başkanı Senatör Marco Rubio, konsolosluğun ‘casusluk üssü olduğu’nu söyleyerek kapatılmasını savundu. Bunun ironik olduğunu düşünmemin nedeni sadece senatörün bu açıklaması için kanıt bulunmaması değil, aynı zamanda, HK Ulusal Güvenlik Yasası’nın kabulünden bu yana ABD ve HK protestoları arasındaki gizli anlaşmanın açığa çıkan bir gerçek olması… Haberlere göre, ABD Uluslararası Medya Ajansı, HK’daki protestolara 2 milyon ABD doları bağışladı. Bunun yanı sıra lojistik ve güvenli iletişim ekipmanı sağladı. Bildiğimiz gibi bunlar tamamen barışçıl protestolar değil. ABD medya kuruluşu, Çin’i istikrarsızlaştırmak için 2 milyon dolar harcadı! Xinhua Haber Ajansı veya Çin Uluslararası Televizyon İstasyonu (CGTN) gibi Çin resmi medyası Portland’daki ABD’li protestoculara iletişim ekipmanı sağlasa ve onlara doğrudan para yardımı yapsa, ABD’nin tepkisi ne olurdu hayal edebiliyor musunuz? HK’da protestolara liderlik ettiği bilinen Luo Guancong ve Huang Zhifeng gibi kişilerin Londra ve Washington’da Çin karşıtı lobiyle birlikte yumruklarını havaya kaldırdıklarına ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile sıkça görüştüklerine tanık olduk. (Konuşmanın tamamının çevirisi kamuranindergahi.blogspot.com ‘dan okunabilir. ABD-Batı basınının Çin, Şincan-Uygur bölgesi ve HK hakkındaki haberlerini nasıl yaptığını anlamak için bu çeviri özellikle okunmalıdır.)

HK bir bedel ödeyecekse, bu bedel Çin’e kendi gözleriyle bakıp Çin gerçeğini ve yaşanan sorunun doğasını doğru anlamak yerine Çin’e emperyalistlerin gözüyle bakmak ve kurtarıcı bilip “ABD-İngiltere’nin Çin sorununa” karşı emperyalistlerle aleni işbirliği yapmak yüzünden ödenecek. Yine de Çin’in sıradan insanlara bir bedel ödeteceğini ve HK’nın günlük yaşamında fazla bir şey değişeceğini sanmıyorum. Çünkü yasa öncelikle emperyalizmin HK’yı Çin’in yumuşak karnı sayıp soğuk savaş üssü olarak kullanmasını sona erdirmeyi, emperyalizmin ayağını HK’dan kesmeyi amaçlıyor. Fakat şu da bir gerçek ki, ÇKP’nin milliyetçi damarı HK’lılara Çinli olduklarını ve HK’nın Çin’e bağlı bir (özerk) yönetim birimi olduğunu hatırlatan düzenlemeler/müdahaleler yapmaktan geri durmayacaktır. Bana öyle geliyor ki, zaman artık HK solunun zamanı. (“Komünist”) ÇKP’ye rağmen sosyalistlik yapmak pek öyle kolay bir iş olmasa bile...