Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2 yıl önce uygulama konulan yüzde 25 kira zam sınırı maddesine ilişkin “Sürenin tekrar uzatılıp uzatılmayacağı Meclis'in takdirinde. Yüzde 25 sınırının kaldırılıp kaldırılmayacağı 1 Temmuz yaklaştığında, günün şartlarına göre belirlenecektir” dedi.

Kaynak: AA
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç açıkladı: Kira zam sınırı uzatılacak mı?
Fotoğraf: AA

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kira artışında yüzde 25 sınırıyla ilgili sürenin uzatılıp uzatılmayacağının Meclis kararıyla olabileceğini söyledi.

Bakan Tunç, Haber Global televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Erzincan'daki toprak kayması soruşturmasında 6 kişinin tutuklu olduğunu söyleyen Bakan Tunç, “Kazadan kim sorumluysa yargı önünde hesap verecek” dedi.

Yılmaz Tunç, "Yargımıza güveneceğiz. En detaylı bir şekilde bu kazanın neden kaynaklandığını ve buna neden olan sebeplerde kimlerin sorumlu olduğunu elbette ki bağımsız ve tarafsız yargımız ortaya çıkaracak. Kim sorumluysa bu kazadan, yargı önünde elbette ki hesabını verecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Elazığ'daki göçük nedeniyle başlatılan soruşturmanın da sürdüğünü bildiren Tunç, İliç'teki maden kazasına ilişkin TBMM'de de komisyon kurulduğunu, Meclis'in de bu konuyu araştıracağını anımsattı.

AYM'NİN CAN ATALAY KARARI

Tunç, Gezi davası hükümlüsü Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından CHP'nin ve Atalay'ın avukatlarının yaptığı başvuruda Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "karar verilmesine yer olmadığına" dair kararına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın TBMM Genel Kurulunda okunduğunu, bir oylamanın yapılmadığını belirten Tunç, "Burada 'Meclis'in aldığı bir karar yoktur, bir işlem yoktur', bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse 'ret' kararına yakın olur. Ama Meclis'te okunan kesin hükmün 'hukuki değeri yoktur, Yargıtay kararı usulsüzdür' diye bir karar verir de karar verilmesine yer olmadığına derse o Anayasa'ya, hukuka aykırı bir karar olur. Onu gerekçeli karar okunduktan sonra göreceğiz" ifadesini kullandı.

Anayasa'nın 83. maddesinde yer alan dokunulmazlığın "bir milletvekilinin seçimden önce ya da sonra işlediği bir suç için tutuklanamaz" şeklinde düzenlendiğini aktaran Tunç, Anayasa'nın 14. maddesi kapsamındaki "devletin güvenliğine ilişkin suçlar"ın ağır cezalık suç üstü hali ile seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olunması durumlarının ise bu durumun dışında olduğunu söyledi.

Yüksek Mahkemeler arasındaki görüş farkının Anayasa ya da yasa değişikliği ile giderilebileceğini belirten Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Seçimden önce soruşturmasına başlanan terör suçları, dokunulmazlık kapsamında mı değil mi? Yani Kandil'deki bir terörist elebaşı aday gösterildiğinde, Türkiye'de bir sabıkası yok, yargılanamadı çünkü, bu kişi aday gösterildiğinde Kandil'den gelip Meclis'te yemin edebilsin mi? Ya da Pensilvanya'daki FETÖ elebaşı seçildiğinde gelip TBMM'de yemin edebilsin mi? Anayasa bu güvenceyi şöyle koymuş; 'seçimden önce soruşturması başlamışsa terör suçları dokunulmazlık kapsamında değildir' demiş. Yargılaması devam eder, yargılaması bittiğinde de kesin hüküm Meclis'te okunur ve milletvekilliği düşer. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki görüş farkı buradan kaynaklandı. Anayasa'nın 83. ve 14. maddelerinin Anayasa Mahkememiz tarafından farklı yorumlanması nedeniyle buralara gelindi ve uyulmamayla sonuçlanacak bir duruma geldik. Bu tür tartışmaları sona erdirmenin çözümü anayasa değişikliği, uzlaşma olmadığı takdirde ise kanun değişikliği.

Bireysel başvuru 2010 yılında Anayasa'mıza girdi. Bireysel başvuru, kesinleşmiş hükümlerden kaynaklanan hak ihlallerinin incelenmesi durumunda, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya bakan bölümünün özellikle Yargıtay ve Danıştay'dan gelen üyelerden oluşmasına yönelik bir anayasa değişikliği yapılabilir. Anayasa'nın 148. maddesine kanun koyucu, bu görev karmaşasının olmaması için 'bireysel başvuruda kanun yolunda yapılması gereken inceleme yapılamaz' demiş. Süper temyiz mahkemesi olmaması için. Ama maalesef gelinen noktada bu karmaşayı görüyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ihlal kararları, ceza muhakemesi kanunumuzda yargılamanın yenilenmesi sebebidir. 'Anayasa Mahkemesi kararları da yargılamanın yenilenmesi sebebidir' diye ceza muhakemesi kanunumuza koyduğumuz zaman aslında bu sorun çözülmüş oluruz. Bu da Meclisimizin takdirinde olan bir husus."

HAKİM VE SAVCILARIN GÖREVE İADESİ

Tunç, göreve iade edilen hâkim ve savcılarla ilgili yargı süreçlerinde hata olması durumunda inceleme başlatılacağını ifade etti.

Göreve iadeler konusunda HSK'nin Danıştay'a itirazlarını yaptığını, temyiz aşamasında olan davaların bulunduğunu vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:

"Bu 371 kişiyle ilgili kamuoyundaki endişeyi de ortadan kaldırmak adına, eğer incelemede bir hata varsa, sonradan çıkan bir delil de olabilir, sonradan ifadelerde adı geçen, ByLock kayıtlarında adı geçenlerle ilgili HSK yeni bir inceleme başlattı. Teftiş Kurulu görevli bu noktada. Her dosya tek tek incelenecek. Hatalı davranılmaması noktasında titiz davranılacak. Eğer bir hata söz konusuysa bu konuda yeniden bir soruşturma açılabilir bu kişiler bakımından. Soruşturma açılıp açığa alınabilir. O süreç kendi mecrasında devam eder. Burada FETÖ ile mücadeledeki kararlılığımızdan hiçbir zaman taviz veremeyiz. Yargı süreçlerinde gözden kaçan bir husus olursa da gerekli inceleme ve soruşturma yine HSK'nin elindeki bir husus."

"YÜZDE 25 ZAM SINIRI MECLİS'İN TAKDİRİNDE"

Tunç, fahiş kira artışları nedeniyle getirilen "yüzde 25 zam" düzenlemesinin süresinin 1 Temmuz'da dolacağına dikkati çekerek, söz konusu düzenlemenin süresinin uzatılıp uzatılmayacağının TBMM'nin takdirinde olduğunu ifade etti.

Tunç, "Maliye Bakanımızın enflasyon oranının düşürülmesi noktasında çabaları var. Bir hedef de var. Hedefin tutturulması durumunda bu tür sınırlamalara gerek kalmayabileceğini söyledim. Önceliğimiz enflasyon hedefinin tutturulması" sözlerini sarf etti.

Covid-19 salgını, depremler ve diğer etkenler nedeniyle ekonominin olumsuz etkilendiğini, kiracıların korunması konusunda birtakım tedbirlerin alınması ihtiyacının doğduğunu ifade eden Tunç, "Meclis böyle bir tedbiri düşündü. Şimdi bunun uzatılıp uzatılmayacağıyla ilgili husus o günkü şartlara göre belirlenecek" dedi.