Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, ortak bir rapor yayımlayarak Türkiye'deki deprem bölgelerinde kolluk kuvvetlerine yönelik 'işkence ve kötü muamele' iddiaları hakkında 'eksiksiz ve tarafsız' soruşturma talep etti. Çalışmada, polis, jandarma ve askerî personelin darp ve yasal olmayan gözaltı işlemleri yaptığına dair güvenilir raporlar bulunduğuna dikkat çekildi.

Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü: Kolluk kuvvetleri, deprem bölgesinde işkence ve kötü muamelede bulundu

Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 6 Şubat’ta Maraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından deprem bölgesindeki uygulamalara ilişkin ortak rapor hazırladı. Raporda, yıkıma uğrayan bölgeleri denetlemek üzere bölgeye gönderilen güvenlik güçleri hakkındaki bazı iddialar yer aldı.

Rapora göre bazı kolluk kuvvetlerinin hırsızlık, yağma, işkence gibi olaylara karıştıkları aktarıldı. Deprem bölgesinde gözaltına alınan bir kişinin hayatını kaybettiği hatırlatılırken bu gibi olaylar hakkında ‘tarafsız ve eksiksiz’ soruşturma yürütülmesi talep edildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson; polis, jandarma ve askerî personelin darp ve yasal olmayan gözaltı işlemleri yaptığına dair güvenilir raporlar bulunduğunu söyledi.

"JANDARMA, 2 KİŞİYİ SİLAHLA TEHDİT ETTİ"

Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, 34 kişiyle görüşürken erişebildiği 13 videodaki polis şiddeti görüntülerini analiz etti. Raporda, görüşülen 12 kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı, 2 kişinin ise jandarma tarafından silahla tehdit edildiği aktarıldı.

Raporda belgelenen dört vakada yardım çalışmalarına katılan sivillerin de olaylara karıştığı, üç vaka dışında incelenen bütün işkence ve kötü muamele olaylarının Antakya’da meydana geldiği yer aldı.

Rapora göre jandarma tarafından tehdit edildiğini belirten bir yurttaş kendisine, “OHAL var, seni öldürürüz ve molozların altına gömeriz” denildiğini anlattı.

"POLİSLER DARP EDEREK KAFAMA SİLAH DAYADI"

19 yaşındaki bir depremzede ise maruz kaldığı polis şiddetini şu sözlerle anlattı: "Evin yıkıldı, şu an bir çadırda yaşıyorum ve polisler beni darp ederek kafama silah dayadı. Birkaç saat içinde sahip olduğum her şeyi kaybettiğimi hissettim. İlk önce üç polis vardı, sonra çok kalabalık bir polis grubu yumruk ve tekmelerle saldırdı."

Raporda Suriyeli sığınmacıların da şiddete maruz kaldığı ifade edildi. Konuşulan bir Suriyeli, yaşadıklarını, "Jandarmalar Suriyelilere hırsız gözüyle bakıyordu. Suriyelileri arama-kurtarma ekiplerine dahil etmiyorlardı ve çok agresif davranıyorlardı" sözleriyle anlattı.

ÜMİT ÖZDAĞ'IN PAYLAŞIMLARI

Raporda Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın yaptığı paylaşımlara da dikkat çekilerek şöyle denildi: “Aşırı sağcı Zafer Partisi’nin Genel Başkanı Ümit Özdağ, yağmacılara karşı asker ve polise vur emri verilmesi gerektiği yönünde bir tweet attı. 10 Şubat’ta, hükümetteki AK Parti sözcüsü Ömer Çelik yaralı depremzedelere yaptığı bir hastane ziyareti sırasında basına yaptığı açıklamada, ‘Bu yağma olayları karşısında açık ve net söylüyorum son derece acımasız olacağız. Yağma işine girişenleri uyarıyoruz, hayatları boyunca bu utançla yaşarlar. Gereken tedbirleri alıyoruz’ şeklinde konuştu.”

TARAFSIZ SORUŞTURMA TALEBİ

Yapılan değerlendirmeler ve anlatılan vakaların ardından iki örgüt, Türk yetkililere şu tavsiyelerde bulundular:

- Deprem bölgesinde polis, jandarma ve askeri personel tarafından işkence ve diğer türde kötü muamele uygulandığı yönündeki tüm iddiaları kapsamlı, hızlı ve tarafsız bir biçimde soruşturmalı.

- Kolluk görevlilerinin Suriyelilere veya yabancı uyruklu diğer kişilere karşı sözlü tehditleri ve fiziksel saldırıları da içeren yabancı düşmanlığına dayalı veya ırkçı eylemlerini kapsamlı bir biçimde soruşturmalı.

- İşkence ve diğer türde kötü muamele olaylarına doğrudan karışan veya sivil kişilerin kendilerince adaleti sağlamaya teşebbüs ederek, cezasız kalmak suretiyle insanlara şiddetle saldırdığı olayları önlemeyen veya bunlara müdahale etmeyen güvenlik güçleri mensuplarını tespit etmek için Telegram kanalları dahil sosyal medyada paylaşılan bu tür olaylara ait mevcut tüm video görüntülerini incelemeli.

- Kıdemli polis memurları, jandarma ve askeri personelin, komutaları altındaki personele, olağanüstü hal ilanının işkence ve diğer türde kötü muameleyi meşrulaştırdığı anlamına gelebilecek emirler verip vermediğini kapsamlı bir biçimde değerlendirmeli.