19 Ocak’ta Uluslararası Uzay İstasyonu'na giden Alper Gezeravcı, bugüne kadar 6 deneye start verdi. Gerçekleştirdiği son deneyi “Oksijen Saturasyonu” olan Gezeravcı, uzayda 7 deney daha yapacak.

Kaynak: Haber Merkezi
Alper Gezeravcı, şimdiye kadar hangi deneyleri yaptı?

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Ax-3 misyonunda İspanyol-ABD’li, İtalyan ve İsveçli astronotlarla birlikte Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki çalışmalarını sürdürüyor.

Çeşitli bilim misyonlarını gerçekleştirmek üzere 19 Ocak’ta 14 gün kalacağı Uluslararası Uzay (ISS) İstasyonu’na gönderilen Gezeravcı, aralarında kanserden bağışıklık hücrelerine, alglerden propolise kadar literatüre katkı sağlayacak çalışmaların bulunduğu toplam 13 deney gerçekleştirecek.

Muşlu öğrencilerin projesi: "Propolisin Antibakteriyel Etkisi"Muş Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinin hazırladığı "Propolisin Antibakteriyel Etkisi"ne dönük “Pranet” deneyi, Gezeravcı’nın uzayda yapacağı 13 deneyden biri. Öğretmen Birsen Geçer’in koordinatörü olduğu projede, 8’inci sınıf öğrencileri Baver Bedirhan Bingöl, Zeynep Nehir Çamlıca ve Dilşah İmran Avcı’nın imzası bulunuyor.

ALTINCI DENEYE BAŞLADI

Alper Gezeravcı, Uluslararası ISS’de gerçekleştirdiği çalışmalarına 6’ncı deneyiyle devam etti.

Gezeravcı dün, Nişantaşı Üniversitesinden Oğuzhan Aydemir'in proje yöneticisi olduğu, "Oksijen Saturasyonu" deneyini hayata geçirdi.

Söz konusu deneyle, yapay zeka desteğiyle verilen havanın oksijen seviyesi hesaplanarak düşük yer çekiminin sebep olduğu farklılıklar ve rahatsızlıkların tanımlanması hedefleniyor.

Alper Gezeravcı, ISS'ye ulaştığı günden bu yana 5 deneyi hayata geçirdi. Bu deneyler şöyle:

EXTREMOPHİLE

Gezeravcı'nın Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki ilk deneyi tuz stresine maruz bırakılan bazı bitkilerin araştırılması oldu.

Ege Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. İsmail Türkan, Doç. Dr. Rengin Özgür Uzilday ve Doç. Dr. Barış Uzilday'ın proje yöneticisi olduğu deneyin adı, "Ekstrem Halofit olan Schrenkiella Parvulanın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması" (Extremophile) olarak duyuruldu.

Deneyle, uzayda ve yeryüzünde yetiştirilen ve tuz stresine maruz bırakılan "A. thaliana" ve "schrenkiella parvula" bitkilerinde yeni nesil dizileme ile (RNA-seq) transkriptomun ortaya konulması ve mikro yerçekiminde glikofitik ve halofitik bitkilerin tuz stresine verdikleri bazı fizyolojik ve moleküler yanıtların karşılaştırması hedefleniyor.

VOLKALKORD

Gezeravcı, Türk Uzay Bilim Misyonu'ndaki deneyler serisinin ikinci gününe, yapay zeka desteğiyle mikro yer çekiminde insan sesini araştırmayı hedefleyen "Vokalkord" ve "Uzay Koşullarında Antarktika ve Ilıman Mikroalg Yetiştiriciliğinin Karşılaştırmalı Bir Çalışması" olan "Algalspace" ile başladı.

Deneylerde ilki, uzayda yaşamaya karşı oluşan hayati tepkimelerin "vokal kord" kaynaklı değişimlerle tespiti ve düşük yer çekimsizliğin sebep olduğu rahatsızlıkların ses frekanslarıyla tanımlanmasını sağlayacak "Vokalkord" deneyi oldu.

Haliç Üniversitesinden Prof. Dr. Gökhan Aydemir'in proje yöneticisi olduğu deneyle, solunum sistemi fizyolojisi içerisinde akıllı saat yapay zeka desteğiyle seste meydana gelen frekans değişiminden duyulan rahatsızlıkların tespit edilmesi ve yer çekimsiz ortamın insan sesi üzerine etkilerinin araştırılması hedefleniyor.

ALGALSPACE

Gezeravcı'nın ikinci deneyi, Yıldız Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Didem Özçimen'in proje yöneticisi olduğu ve "Uzay Koşullarında Antarktika ve Ilıman Mikroalg Yetiştiriciliğinin Karşılaştırmalı Bir Çalışması" başlığını taşıyan "Algalspace" oldu.

Bu deneyle, uzayda, Antarktik ve ılıman bölge mikroalglerinin büyüme verileri karşılaştırılarak literatürde ilk kez kutup alglerinin uzayda kullanımına yönelik çalışma gerçekleştiriliyor. Uzay ortamında alglerin; karbondioksitten oksijen rejenerasyonu, ek gıda temini, su iyileştirme, yaşam destek alanlarında kullanılması araştırılacak.

UzMAn

Gezeravcı, uzay görevi için mikroalg yaşam destek üniteleri alanında Boğaziçi Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Berat Haznedaroğlu'nun sorumluluğundaki "UzMAn" deneyini de yaptı.

Bu deneyle, dünyada zorlu koşullara adapte olan mikroalg türlerinin yerçekimsiz koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerinin gerçekleştirilmesi, metabolik değişikliklerinin incelenmesi, karbondioksit yakalama performanslarının ve oksijen üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi için kapalı sistemlere yaşam destek ünitesi geliştirilmesi hedefleniyor.

CRISPR-GEM

Gezeravcı'nın diğer deneyi ise Yıldız Teknik Üniversitesinden Tuğçe Celayir'in proje yöneticisi olduğu mikro yerçekimi altında bitkilerde “CRISPR-GEM”, gen düzenleme verimliliğinin araştırılması oldu.

Söz konusu deneyle, biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin iskeleti olan bitkilerin, uzay görevi sırasında meydana gelen, biyolojik olan ve olmayan stresler karşısındaki savunma mekanizmalarının anlaşılması ve geliştirilmesine yönelik moleküler biyolojinin modern gen düzenleme tekniklerinden CRISPR'nin mikro yerçekimi ortamda bitkiler üzerindeki etkinliğinin araştırılması amaçlanıyor.

İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki ilk deneyi kapsamında, tuz stresine maruz bırakılan bitkileri araştıracak.

Alper Gezeravcı’nın yapacağı diğer 7 deney şöyle:

gMETAL

gMETAL katı fazdaki parçacıkların bir akışkan içindeki dinamiğine yerçekimsiz ortam etkisine denir.

Uzayda, yerçekimi etkisi düşük olduğundan, maddeler ve malzemeler farklı şekillerde davranabilir. Örneğin, malzemelerin şekli ve özellikleri, yerçekimi olmadığı için daha farklı bir şekilde gelişebilir.

Ayrıca, metallerin işlenmesi ve üretilmesi gibi endüstriyel süreçler, yerçekimsiz ortamlarda farklı zorluklarla karşılaşabilir.

Bu görev ile katı-akışkan karşımlar yerçekimsiz ortamda gözlemlenecek.

METABOLOM

Uzayda metabolom analizi, astronotların sağlığını, enerji metabolizmasını, beslenme durumunu ve stres yanıtlarını anlamak amacıyla kullanılan bir araştırma alanını ifade eder.

Bu analizler, uzay görevlerinde astronotların sağlık durumunu izlemek, beslenme stratejilerini belirlemek ve uzayda geçirilen süre boyunca oluşabilecek metabolik değişiklikleri anlamak için önemli bilgiler sunar.

UYNA

Uzay içi yeni nesil alaşımlar, uzay endüstrisinde kullanılmak üzere tasarlanan ve geliştirilen malzemelerdir.

Bu alaşımlar, uzaydaki zorlu koşullara dayanıklılık göstermek, hafif olmak, yüksek mukavemet ve dayanıklılığa sahip olmak gibi özellikleri sağlamak üzere tasarlanır.

Bu görev ile yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyeti kazanmasında önemli katkısı olması hedeflenmekte.

PRANET

Propolis maddesinin mikro yerçekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisi araştırılacak.

Uzayda mikro yerçekimi koşullarında antimikrobiyal etkinin nasıl değiştiğini anlamak ve gelecekteki uzay görevlerinde kullanılacak sağlık stratejilerini geliştirmek açısından önemli.

Bu tip çalışmalar, hem uzay biyolojisi hem de mikrobiyoloji alanlarına katkıda bulunabilir.

MİYOKA

Mikro yerçekimi ortamında kurşunsuz lehimleme araştırması, uzayda elektronik bileşenlerin montajı ve lehimlenmesi için uygun malzemelerin ve tekniklerin geliştirilmesini amaçlar. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilecek deney raporlanarak bilim dünyasına sunulacak.

Kurşunsuz lehimleme, çevresel düzenlemeler ve sağlık endişeleri nedeniyle geleneksel kurşun içeren lehimin yerine kullanılan bir lehimleme yöntemidir.

MESSAGE

Mikroyerçekim ile ilişkili genetik bilim misyonları, uzayda mikro yerçekimi koşullarında organizmaların genetik ifadesi ve davranışlarını anlamaya yönelik araştırmaları içerir.

Bu tür misyonlar, genetik değişikliklerin ve adaptasyonların mikro yerçekimi ortamında nasıl gerçekleştiğini anlamak ve uzun süreli uzay görevlerine insanlığın hazırlık yapmak amacını taşır.

MİYELOİD

Miyeloid, hematopoetik (kan hücresi oluşturan) sistemin bir bölümünü ifade eden bir terimdir. Miyeloid hücreler, kemik iliğinde oluşan kan hücrelerinden türetilen ve bağışıklık sistemi ile kan dolaşımına katılan hücrelerdir.

Bu araştırma, uzay görevindeki astronotların sağlığı ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlar.

Mikro yerçekimi koşulları, biyolojik sistemler üzerinde çeşitli etkiler yapabilir ve bu etkilerin bağışıklık sistemi hücreleri üzerinde etkisi özellikle önemli olabilir.