ABD İran’a yaptırım uyguluyor ama hiçbir şey olmaz, İran bu, kesseler acımazlar yine havalarda uçuşuyor. İran’ın dini lideri Hamaney’in klasik, “Yaptırımlar bizi etkilemez, ABD de kim ki” açıklamaları Hamaney’in her zamanki spieli, kendisinin bunları söylemesi durumun gerçekten de böyle olduğu anlamına falan gelmiyor.

Kazın ayağı öyle değil. ABD, rejimle ilintili 700 gerçek kişi, tüzel kişi, banka, deniz yolu ve havayolu şirketine ambargo koyduğunu açıkladı. Bunlarla alışveriş yapanlarla ABD iş yapmayacak. Avrupa bu yaptırımlara katılmadığını açıkladı, swift sistemini by pass ederek, bir tür barter sistemiyle İran’la alışveriş sürecek. Teoride… Pratikte olacak olan ise şu, Riyal güç kaybetmeye devam edecek, İran’da enflasyon uçacak ve en kritik meselelerden biri, İranlılar ilaç bulamayacak.

2015’e kadar ambargolar kalkmadan önce de İran’da ilaç bulmak, özellikle hassas ilaçlar, kanser ilaçları vb. bulmak hayli zordu. Uluslararası pek çok firma, medikal firmaları dahil, ticaretin ucunda İran’ın adını görünce, alışverişten çekilmeyi tercih ediyor. Firmalar bu riski almak istemiyor. İranlı kimi firmalar, Körfez ülkelerinde ve Türkiye’de ofis açıp ticareti buralar üzerinden yapmaya çalışıyor, elbette bu maliyetleri artırıyor. Aynı şekilde alınan malların İran’a transferi de mesele, zira pek çok hava ve karayolu şirketi de Amerikan ambargosu altında.

İran’da gümrük ofislerinin en yolsuz yerler olduğunu da ekleyelim. Rüşvet verilmezse mallar çok uzun süre gümrüklerde tutuluyor. Kimi hassas ilaçlar için bu çok tehlikeli, rafta aşırı sıcak ve soğuktan ilaçların zarar görmesini istemeyen firmalar, bolca rüşvet verip ilaçlarını çabukça çekmek zorundalar. Tüm bunlar, İran’a ilaç sokmayı çok meşakkatli ve pahalı hale getiriyor.

Yani ambargoları katmerli hale getiren bir de yolsuz sistemin kendisi. İran hükümeti ilaç firmaları için bir dönem Riyal’i sabitledi, bu fiyat sabitlemesinden yararlanan kimi firmaların fırsatçılık yapıp ilaç yerine elektronik eşya ithal ettiği ortaya çıktı. Balık baştan kokuyor ve işte sistemde yolsuzluk her yeri sarıyor.

Türkiye’nin de aralarında olduğu 8 ülke İran’a yönelik ambargolardan muaf tutuldu. Fakat bu muafiyete rağmen Türkiye’nin İran’dan aldığı petrolü önemli ölçüde azalttığını görüyoruz. Türkiye’nin en büyük rafinerisi TÜPRAŞ, nisan ve haziran ayları karşılaştırıldığında, İran’dan petrol ithalatını günde 240 bin varilden, günde 187 bin varile düşürmüş.
İran öyle sanıldığı gibi kolay bir döneme falan girmiyor. Ambargo İran’a enflasyon, ekonomik daralma ve işsizlik olarak geri dönüyor.

İran’da yeni nesil, dedeleri gibi devrim ateşiyle falan yanıp tutuşmuyor. Gençler bir gelecek ve normal bir hayat istiyor. Üniversiteden mezun olan İranlı bir gencin rejimden hatırlı tanıdık yoksa iyi maaşlı bir iş bulma ihtimali sıfıra yakın. Pırıl pırıl gençler bu yolsuz sistemde üç-beş kuruşa çalışıyor, kaynak zengini ülkenin nimetlerini sadece bir avuç insan tüketiyor. Devrimi yaşayan nesil, bu gençlerden daha farklıydı, ambargolar bize tınmaz, kesseler acımaz sloganları eskiler için bir şey ifade etse de gençler üzerinde o kadar etkili değil.

Evet, Pakistan ve İsrail’in de nükleer silah sahibi olduğu bir dünyada İran neden nükleer silah sahibi olmasın, İran’ın da hakkı; İran nüfusunun ezici çoğunluğu böyle düşünüyor ama gençler artık itişme değil, huzur ve bir gelecek istiyor. Onun için ambargonun etkisi olacak, nasıl olacak, hep beraber izleyip göreceğiz.