Afganistan dünyanın en yoksul ülkelerinden biri. Devletin toplam bütçesi, ABD’nin güvenlik bütçesinin üçte birine denk. Gelinen noktada ABD’nin ülkedeki askeri varlığını bir şekilde sürdürmeyi planladığı anlaşılıyor.

Askerlerin çekilme kararı askıda: Afganistan’ın geleceği belirsiz

Sovyetler Birliği’nin Afganistan’dan çekilmesinin 32’inci yıldönümünde Kabil’de konuşan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, önemli bir detaya dikkat çekti. Afganistan’ı on yıllardır harap eden iç savaş Sovyet birliklerinin ülkeden çekilmesiyle ilgili değil, Afganistan’ın geleceğine yönelik bir planın ortaya konulamayışıyla ilgiliydi.

Taliban iktidarı 2001 yılına kadar sürdü. ABD öncülüğündeki işgal Taliban yönetiminin sonu oldu. 2020 Şubat’ında dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Taliban ile bir anlaşma yaparak 20 yıldır süregelen savaşı bitirmeyi amaçladı. Taliban’ın terör örgütleriyle işbirliğini kesmesi ve şiddet olaylarının engel olması gibi koşullar karşılığında, ABD ve NATO askerleri 2021’in mayıs ayında ülkeden çekilecekti.


TRUMP’IN PLANI TUTMADI

Taliban’a aynı zamanda Afgan hükümetiyle masaya oturma şartı konuyordu. Trump yönetimi tanınan süre içerisinde tarafların mutabakata varabileceğini, şiddetin önüne geçilebileceğini ve Afganistan’ın terörist cenneti olmasının engellenebileceğini savunuyordu. Fakat bunlardan hiçbiri gerçekleşmedi. Ülkede ABD askeri sayısı 2 bin dolaylarında ve çatışmalar düşüş göstermedi. Aksine, 2020 ve 2019 yılları karşılaştırıldığında, saldırılarda artış olduğu anlaşılıyor. Dahası, Eylül ayından bu yana Doha’da yürütülen müzakerelerden hiçbir sonuç elde edilemedi.

Taliban’ın planı, ABD askeri çekilene kadar savaşmayı sürdürmek ve sonrasında zafer ilan etmek gibi görünüyor. Fakat şimdi, askerlerin öngörülen tarihte çekilmeyebileceği anlaşılıyor. Başkan Joe Biden “anlaşmayı gözden geçirdiklerini” ve “Taliban’ın yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini” değerlendirdiklerini açıkladı. Biden yönetiminin NATO askerlerinin akıbetini de düşünmesi gerek. Ülkedeki NATO askeri sayısı, ABD askeri sayısından çok daha fazla.

ÇATIŞMALAR ŞİDDETLENEBİLİR

Güçlükler diz boyu. Afganistan dünyanın en yoksul ülkelerinden biri. Devletin toplam bütçesi, ABD’nin güvenlik bütçesinin üçte birine denk ve gelinen noktada ABD’nin ülkedeki askeri varlığını bir şekilde sürdürmeyi planladığı anlaşılıyor. El Kaide ve IŞİD’le mücadele perspektifini mayıs ayından sonra da sürdüreceğe benziyor. Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas da bu yaklaşıma destek veriyor. Fakat bolca risk var. Taliban bu çözümü reddedebilir ve çatışmalar yeniden şiddetlenebilir, uluslararası aktörlere yönelik saldırılar tekrarlanabilir. Afganistan Uzlaşısından Sorumlu ABD Özel Temsilcisi Büyükelçi Zalmay Halilzad muhtemelen şu sıralar tam da bu riskleri değerlendiriyor.

DİPLOMATİK SÜREÇ İLERLİYOR

Taliban’ın sürece yaklaşımı müzakerelerin gidişatına göre değişebilir. Fakat gücün nasıl paylaşılacağı konusunda kimsenin net bir görüşü olmadığı açık. Şu an iktidardaki İslam Cumhuriyeti ile Taliban’ın istediği İslam Emirliği arasındaki farklar çarpıcı. Bu farklılıkların giderilmesi için Afganistan’daki diplomatik sürecin dikkatle ele alınması gerek.

İran, Rusya, Çin gibi bölgesel güçler de sürece katılmalı ve ülkenin geleceği için aktif rol oynamalı. Hatta bu ülkelerden bir ya da ikisinin sürece önderlik etmesi dahi olumlu olabilir. Bu süreçte Hindistan ve Pakistan arası dinamikleri yönetmek de güçlük arz edecek çünkü Afganistan’ın geleceği her ülkenin ulusal güvenliği açısından önemli. Şimdilik bu bağlamda Rusya’nın inisiyatif aldığını görüyoruz.

Afganistan’daki ‘sonsuz savaşı’ bitirmek için ABD’de ve diğer coğrafyalarda yoğun baskı hissediliyor. Fakat Eşref Gani’nin de söylediği gibi, önce ülkenin gelecek vizyonu netleşmel.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The New Arab