Uganda'da geçiminin yüzde 70'ini topraktan sağlayan kadınlar, petrol arama çalışmalarıyla birlikte gelirlerini ve topraklarını kaybetti. Fakat ülkedeki kadınlar ekofeminist bir direniş örgütlüyor ve adaletin yerine gelmesini istiyor.

Ataerkilliğe karşı direniş

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Uganda hükümeti 2006 yılında Albertine Graben bölgesinde yaklaşık olarak 6,5 milyar varil ham petrol keşfetti. O zamandan itibaren, petrol arama için araziye erişim isteyen şirketlerle anlaşmalar sağlayan hükümet, bölge halkına zorunlu göçü dayattı bunlarla birlikte toprağın tahribatın ve gelir kaybına yol açan çalışmalar yapıldı. Hükümet ve şirketlerin verdiği vaatler arasında halka daha fazla iş, iyi topraklara yeniden yerleşim, hastane, okul, altyapı inşaası ve arazileri için tam tazminat ödenmesi vardı ancak bunların çoğunun gerçekleşmemesi kadınları örgütlenmeye götüren nedenlerden biri oldu.


Bölgede petrol arama çalışmalarının faturası geçiminin yüzde 73’ünü tarımdan doğru sağlayan kadınlara ve kız çocuklarına kesildi. Hali hazırda var olan cinsiyet eşitsizlikleri, kadınların ev geçimi ve aynı zamanda ev içi bakımda da birincil üstlenmesi, çok az devlet desteği alması eşitsiz bir gelişime yol açtı.
Uganda'daki Mbibo Zikadde isimli kadın hakları örgütünün üyesi Margaret Kagole, ülkedeki petrol şirketlerinin izinsiz bir şekilde tarım arazilerinde arama faaliyetlerine başlamasının ardından etkilenen birçok kadından yalnızca biri.

Petrol arama çalışmaları nedeniyle zorunlu göçe tabi tutulan Kagole, Open Democracy sitesine verdiği görüşte, "Petrol şirketleri, traktörler, greyderler, teller ve kamyonlarla geçerek mahsullerimizi yok etti” ifadelerini kullandı.

Ormanda devriye gezip, ağaç dikiyorlar

Tüm bu yaşananlara zorunlu göçlere, şiddete ve adaletsizliğe karşı Uganda’da kadınlar, ekofeminist bir hareket ile birlikte toprak gasplarına karşı örgütlenme kararı aldılar. 2018 yılında gerçekleştirdikleri ilk toplantıda doğaya yönelik şiddet ve kadınların hayatına yönelik sistematik saldırıların arasında güçlü bağlar olduğunu savunan ekofeministler, mücadelenin birlikte yürütülmesi grektiğini savunan adımlar atmaya başladı.

Bugoma Ormanı'nda kadın grupları, yağmur ormanlarında kesilen ağaçları yeniden dikiyor, ormanda devriye geziyor.

Uganda’da kadınlar, kadın ve doğa sorunlarının temel kaynağının ataerkil toplumlar ve erkek egemenliği olduğunu savunuyor ve bu nedenle patriyarkal sistemin ve kapitalizmin önüne geçmek için kadınların örgütlenmesi gerektiğini savunuyor.