AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, İkinci Abdülhamid’in torunu Orhan Osmanoğlu’nun kızı Berna Sultan Osmanoğlu’nun düğününde Atatürk’e yapılan hakaretlerle ilgili konuştu.

Kaynak: AA
Atatürk'e hakaretle ilgili AKP'den açıklama

AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sona erdi. Parti genel merkezindeki toplantı, saat 17.50'de başladı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığındaki toplantı yaklaşık 1,5 saat sürdü.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, toplantıya ilişkin basın toplantısı düzenledi.

"ÖZÜR DİLEMELİLER"

Yerel seçim sürecinde Cumhur İttifakı'nın tutarlı ve açık bir iletişimle yoluna devam ettiğini belirten Çelik, muhalefetin 14-28 Mayıs sürecinden yerel seçim sürecine kadarki sürede içine düştüğü tabloyu hatırlatmak gerektiğini söyledi.

Muhalefetin, "altılı, yedili masa" diyerek yola çıktıklarını ifade eden Çelik, "O zaman bunların ortaya koymaya çalıştığı sistemin milletimizin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir sistem olmadığını, sadece birtakım siyasi partilere makam, mevki dağıtmak şeklinde bir istismar siyasetinin neticesinde ucube bir mekanizma olduğunu ifade etmiştik. Sonrasında ortaya çıkan gelişmeler bizim bu ifadelerimizin çok ötesinde bir vahametin ortada olduğunu gösterdi." diye konuştu.

Milletin önüne çıkıp yan yana poz verenlerin, şu anda birbirlerine Türk siyasi tarihinin en ağır söylemlerini kullandığını söyleyen Çelik, "Altılı, yedili masaya destek veren genel başkanların ve parti yönetimlerinin vatandaşlarımıza bir özür borcu vardır. Birbirleriyle ilgili en ağır lafları söylüyorlar. Her birinin yerel seçim için çıkıp da oy istemeden önce o süreçte ortaya koydukları tutumla ilgili olarak millete özür dilemesi ve genel seçimler öncesinde milletin huzuruna çıktıkları bu tablonun siyasi saçmalığa dönüşmesi karşısında millete bir hesap vermesi gerekir." dedi.

"SINIRLARIMIZIN YAKINLARINDA TERÖRİSTAN DEVLETÇİKLERİ KURDURULMAYA ÇALIŞILIYOR"

Seçim sürecinde çalışmalar devam ederken aynı şekilde ülkenin güvenliğinin korunması bakımından terörle mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim terör örgütlerine karşı bu mücadelemiz sürerken esas amacımız tabii ki ülkemizin iç ve dış güvenliğini korumak, aynı zamanda da birtakım siyasi projelerin neticesi olarak sınırlarımızın etrafında birtakım teröristan adacıkları kurmak isteyenlere müsaade etmemektir. Şimdiye kadarki kararlılığımız sınırlarımızın yakınında teröristan kurmak isteyenlere hiçbir şart altında müsaade etmeyeceğimizi göstermiştir.

Eğer Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi harekatlar çok güçlü bir şekilde yapılmasaydı, birtakım siyasi projeler, bölgenin haritasını değiştirmek isteyen birtakım karanlık emeller çerçevesinde sınırlarımızın da yakınlarında birtakım teröristan bölgeciklerinin, devletçiklerinin kurdurulmaya çalışıldığını biliyoruz. Bunların arkasındaki odakları da biliyoruz. Dolayısıyla bunlara şimdiye kadar müsaade etmedik. Bundan sonrasında da müsaade etmeyeceğiz.

Aynı zamanda bu, bizim milli güvenliğimizi sağladığı gibi komşularımızın da güvenliğinin sağlanması bakımından son derece önemlidir. Eğer komşularımız bu terör örgütlerini bertaraf etme konusunda yeterli, yerinde ve zamanında kapasite ortaya koyabiliyorlarsa zaten sorun olmayacaktır. Ama bu kapasite ortaya koyulmadığı zaman ortaya çıkan tablo çerçevesinde Türkiye, Birleşmiş Milletler Şartı'nın kendisine verdiği yetki ve meşruiyet çerçevesinde bu hakkını kullanacaktır."

"YARALARIN SARILMASI KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALARI KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ"

Son zamanlarda Irak merkezli birtakım konuların gündeme geldiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

"Arkadaşlarımız Irak'ı üst üste ziyaret ettiler, burada hem bu terör örgütlerine karşı ortak mücadele bakımından hem de Irak'ta hayata geçirmeyi planladığımız Kalkınma Yolu Projesi'nin sağlığı ve geleceği açısından bu terör örgütleriyle güçlü mücadele ve ortak mücadele iradesinin ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde ifade etmiş oldular.

Dolayısıyla güney sınırlarımızda özellikle hiçbir şekilde bu terör yapılanmalarına müsaade etmeyeceğimizi, bu terör örgütlerinin faaliyetlerini takip ettiğimiz gibi bunları kullanan birtakım odakların ortaya koymaya çalıştığı siyasi projeleri de net bir şekilde gördüğümüzü, hepsiyle topyekun mücadele ettiğimizi ifade etmek isterim."

Seçim sürecinde olunduğuna dikkati çeken Çelik, "Ne seçim ne başka bir gündem hiçbir şekilde deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yaralarını sarma konusundaki irademizin önüne geçemez." dedi.

"ENFLASYONLA İLGİLİ OLUMLU GELİŞMELERİ GÖRMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü desteğiyle, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in koordinasyonunda yürüyen ekonomik programın meyvelerini verdiğini ifade eden Çelik, enflasyonda düşüş, cari açığın azalması, kadınların istihdam oranının artması, genç işsizlik oranının azalması gibi pek çok alanda güçlü neticenin görülmeye başlandığını vurguladı.

Bunların, 2023'ün son ve bu yılın ilk çeyreğine ilişkin makro ekonomik finansal göstergelere yansımaya başladığını aktaran Çelik, kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 35,9'a çıktığını, genç işsizlik oranının da 4,7 puan iyileşerek yüzde 15,3'e gerilediğini belirtti.

Çelik, şöyle konuştu:

"Enflasyonla ve diğer alanlarla ilgili olarak da olumlu gelişmeleri görmeye devam edeceğiz. Tabii bununla paralel olarak ülkemize giren yatırım miktarı, ülkemize gelen yabancı para miktarı da bu çerçevede artmaktadır. Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin kredi notunu yükseltmektedir.

Bütün bu göstergelere baktığımızda Cumhurbaşkanı'mızın güçlü desteğiyle, Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek'in koordinasyonunda yürüyen bu programın olumlu etkilerinin görüldüğünü, bundan sonra vatandaşlarımızın bu olumlu etkileri daha çok göreceğini ve vatandaşımızın refahına katkıda bulunma konusunda bu programın daha güçlü neticeler vereceğini değerlendiriyoruz."

"ALTI ÇOCUKTAN BİRİ GAZZE'DE ŞİDDETLİ KITLIK YAŞIYOR"

İsrail'in Gazze'deki soykırım faaliyetlerinin devam ettiğini ifade eden Çelik, Batı Şeria'daki saldırılarda da hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının arttığını söyledi. Çelik, "hiçbir çağrı ve girişimin Netanyahu hükümetini soykırım faaliyetinden geri döndürmediğini" kaydetti.

Açlık çeken Gazzelilerin hayvan yemi yemek durumunda kaldığını dile getiren Çelik, Birleşmiş Milletler raporlarına göre, Gazze'deki altı çocuktan birinin şiddetli kıtlık yaşadığını aktardı.

Çelik, İsrail güvenlik güçlerinin "İsrail'in güvenliği çerçevesinde değil, soykırım amacıyla sistematik bir katliam çerçevesinde hareket ettiğini" ifade etti.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği için İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanına başvurmasının önemli bir dönüm noktası olduğunun altını çizen Çelik, "Birileri Güney Afrika'yı bu girişiminden dolayı eleştiriyorsa bunun açık anlamı onların aslında bu soykırım faaliyetlerini destekledikleri ve bu çerçevede bu soykırım suçuna ortak olduklarıdır." şeklinde konuştu.

Divan'ın İsrail'in ihlallerini tespit ettiğini anlatan Çelik, "Ama netice itibarıyla bir ateşkes çağrısının olmaması ve bu ateşkesi hayata geçirecek bir mekanizmanın olmaması bu büyük eksikliği maalesef devam ettirmektedir. İsrail Divan'ın hükümleri çerçevesinde bir ay içerisinde bir rapor verecek. Ama İsrail, bu safhalardan defalarca geçmiştir ve her seferinde de uluslararası hukuk kurallarını ihlal ederek, yok sayarak bu faaliyetlere devam etmiştir." dedi.

"ATATÜRK'E KARŞI KÖTÜ SÖZÜN MEŞRULAŞTIRMASINI ASLA KABUL ETMEYİZ"

Çelik, son zamanlarda dini değerlere ve Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik kullanılan olumsuz ifadelere dair değerlendirmesinin sorulması üzerine, şunları söyledi:

"Biz ne dini değerlerin istismarına ne de dini değerleri inciten birtakım açıklamalar yapılmasına müsaade ederiz. Bunlara karşı söylemimizi, duruşumuzu, siyasi mücadelemizi net bir şekilde ortaya koyarız. Çünkü vatandaşlarımızın sahip olduğu değerleri incitmeye hukuken de ahlaken de hiç kimsenin haklı yoktur.

Biz siyaseten bunlarla mücadele etme konusunda son derece tecrübeliyiz. Bundan sonrasında bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Benzer şekilde devletimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız, Kurtuluş Savaşımızın Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili her türlü çirkin söylemin karşısında oluruz.

Her türlü kötü sözün karşısında oluruz. Tarihin değerlendirilmesi, tarihin eleştirilmesi, tarihin tartışılması başka bir şeydir. Dünyadaki bütün liderlerin bulunduğu dönemlerde yaptıkları işler, imza attıkları siyasetler, işte kitaplar yazılır, filmler çekilir, tarihçiler tartışır, belgeler konuşur.

Bu başka bir konudur. Zaten bütün demokrasilerde haktır bu. Bütün dünyada da bu şekilde olmaktadır. Ama devletimizin kurucu liderine Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e karşı herhangi bir nefret söyleminin, herhangi bir kötü sözün meşrulaştırmasını asla kabul etmeyiz. Bunların da tamamen karşısında oluruz ve bunlarla da mücadeleyi güçlü bir şekilde vermeye devam ederiz."