Direnişi İstanbul’da sürdüren Özak işçileri, soğuk havaya karşı yaptıkları sıcak çayla şirketin önünde eyleme devam ediyor. Ailelerini geride bırakarak hakları için İstanbul’a gelen işçiler, “Kazanmadan dönmeyiz” diyor.

Ateş Urfa’da yandı, İstanbul’a sıçradı
Özak Tekstil işçileri, direniş çadırında bekliyor. (Fotoğraf: BirGün)

Begüm UĞURLU

Özak Tekstil işçilerinin sendikal haklar ve insanca çalışma koşulları için Urfa’da başlattığı direniş, ikinci ayında İstanbul’da devam ediyor. Fabrika önünde başlattıkları direnişte, işçiler çeşitli sorunlar ve müdahalelerle karşılaşıp eylemi şirketin Zeytinburnu’ndaki merkezinin önüne taşıyan BİRTEK-SEN üyesi işçilerinin eylem çadırını ziyaret ettik.

BİRBİRİMİZE SÖZ VERDİK VAZGEÇMEK YOK

Soğuk havada yaptıkları sıcak çayı içerek ısınan Özak işçileri, Urfa’da ailelerini bırakarak eylem için megakente geldiklerini söyledi. 5 yıl boyunca fabrikada çalıştığını ve bu sürede yaşamadığı sorun kalmadığını ifade eden Funda Bakış, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Gece 03.00’e kadar çalıştırıp gündüz vardiyasında da verim bekliyorlardı. Servisler bizi evimizden uzak yerde bırakıyordu. ‘Siz erkek gibisiniz, gidersiniz’ gibi laflar söylüyorlardı. Sendika değiştirdikten sonra sorgu odaları kurdular. Sarı sendika dediğimiz Öz İplik-İş, arkadaşlarımızı sıkıştırıp ‘Sendikanı değiştirmezsen seni işten çıkarırlar’ gibi tehditlerle kendi sendikalarına üye yapmaya çalışıyorlardı. İşe girdiğimiz anda Öz İplik-İş’e üyeliğimiz direkt olarak yapılıyordu. Öz İplik-İş Sendikası etkisiz eleman durumunda. Patron ne derse onu yapıyor, patronla hareket ediyorlar. Bu sendikalardan artık bıktık. Şartlar kötü, şikâyetlerimizi dile getiriyoruz ne patron ne sendika çözüm buluyor. Biz de arkadaşlarımızla BİRTEK-SEN’e üye olduk.”

Sendika değiştirdikten sonra baskıların arttığına değinen Bakış, “Biz birbirimize söz verdik, ‘Ne kadar süredir çalıştığı fark etmeksizin kime haksızlık yapılırsa onun yanında olacağız’ diye. Arkadaşımızı işten attılar ve 550 kişi iş bırakıp direnişe başladık. Bitmeyen müdahalelerle uğraşmak zorunda kaldık ama biz yılmadık çünkü haklıydık. Gitgide daha uzağa sürdüler artık Organize’ye bile giremez hale gelince buraya Özak Holding’in önüne sesimizi duyurmaya geldik” dedi.

AİLELERİNİ GERİDE BIRAKIP GELDİLER

Haklarını almak için eşinden ve çocuklarını bırakıp İstanbul’a geldiğini belirten Murat Yıldız ise “İlk defa onlardan ayrı kalıyorum. Ekmeğimiz ve geleceğimiz için buraya gelmek zorunda kaldık. Urfa’da işçinin köle olarak görülmesinin bir an önce bitmesini istiyoruz” diye konuştu.

Herkesin geçindirmesi gereken bir evi olduğuna değinen Mehmet Ahlamaz, “Ailemiz, evimiz orada ama biz hakkımızı aramaya buraya gelmek zorunda kaldık. Ne kadar sürerse sürsün biz buradayız. Kış günü bizi işten attılar. Çoluk çocuğumuz, geçindirdiğimiz bir evimiz var. İsteğimiz, işimizin başına geri dönmek” ifadelerini kullandı. Ustabaşı olarak çalışırken eve bile gidemediğini söyleyen Ahmet Bakış, işçiler olarak çok sıkıntı yaşadıklarını belirtti. Bakış, şöyle konuştu: “3 yıldır Özak Tekstil’de çalışıyorum. 3 yılın sonunda ustabaşı oldum. Ustabaşı olduktan sonra 2-3 gün eve gitmediğim oldu. Bize mobbing uyguladılar. Bir cumartesi işe gitmediğim için işten çıkarıldım. ‘İmza at, tazminatını senin hesabına atacağız dediler. İki ay geçti, parayı göndermediler. Şu ana kadar para verilmiyordu ama iki aylık ücretler ödendi. Hakkımızı alana kadar buradayız.”

ZARA, ÖZAK TEKSTİL’LE ÇALIŞMAYACAK

BİRTEK-SEN Bölge Temsilcisi Çayan Dursun, gelişmeleri aktardı: “Levi’s uzun süredir sorunun çözümü konusunda, işveren üzerinde baskı oluşturuyordu. Son bilgiye göre, eğer sorun çözülmezse Zara da yeni sipariş vermeyecek ve üretimi durduracak. Bunun üzerine İstanbul’daki direnişimizde rutine geçtik. Bir hafta süre verdik. İşveren, sorunun çözümü için bir hafta içinde adım atmazsa markalar üzerinde baskı oluşturacağız.”