DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayına ilişkin, “Tabii ki bir ortak aday belirleyeceğiz. Ama bununla ilgili o kadar zihin egzersizleri yapıldı ki ortak adayla ilgili işleri artık yakın bir zamanda tamamlamak lazım. Çok fazla uzatmamak lazım diye düşünüyorum” dedi.

Babacan: Ortak adayla ilgili işleri yakın bir zamanda tamamlamak lazım

HABER MERKEZİ

Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 14 Mayıs’ta yapılması öngörülen seçimler nedeniyle Millet İttifakı’nın aday belirleme sürecine ilişkin, “Ama bununla ilgili o kadar zihin egzersizleri yapıldı ki ortak adayla ilgili işleri artık yakın bir zamanda tamamlamak lazım. Çok fazla uzatmamak lazım diye düşünüyorum” dedi.

Babacan, merkez üssü Kahramanmaraş olan yıkıcı depremlerin ardından incelemelerde bulunduğu Hatay’ın Defne ilçesinde gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalına bağlanarak gazeteci Kenan Taş’ın sorularını yanıtladı.

Babacan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın deprem bölgesine ilişkin ‘1 yılda binaları tamamlayacağım’ sözlerine, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayına ve depremzedelerin yaşadığı sorunlara yönelik değerlendirmelerde bulundu.

"ADALETİ TESİS EDECEK BİR YÖNTEM GEREKİYOR"

Babacan, Millet İttifakı’nın adayını belirlemesi gerektiğini ifade ederek “Tabii ki bir ortak kadar belirleyeceğiz. Ama bununla ilgili o kadar zihin egzersizleri yapıldı ki ortak adayla ilgili işleri artık yakın bir zamanda tamamlamak lazım. Çok fazla uzatmamak lazım diye düşünüyorum. Çünkü memleketin öncelikleri şu an çok farklı. Bir an önce Türkiye’de işi bilen, tedbir odaklı, plan program bazlı çalışan, ehliyet ve liyakat bazlı kadroları kuracak, istişareye dayalı bir yönetim anlayışı ile çalışacak, adaleti tesis edecek bir yönetim gerekiyor. Şu an acili bu” şeklinde konuştu.

"RANT GÖZLERİNİ KARARTMIŞ"

Babacan, Kanal İstanbul’a harcanacak kaynakların İstanbul’da olası bir deprem riskine karşı kullanılması gerektiğine dikkat çekerek “Kanal İstanbul diye tutturdular. Biz ‘Hayat İstanbul’ diyoruz. Kanal İstanbul’a harcanacak kaynaklarla inanın İstanbul depremi hazırlıklı getirilmesi mümkün. Ama bunu testi kırılmadan yapmak lazım. Giden canlar geri gelmiyor. Aynısını İstanbul’da, Marmara’da tekrar yaşamayalım. Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Kanal İstanbul projesini çöpe attığınızı açıklayın. Üstelik Kanal İstanbul, İstanbul’un Avrupa yakasını ada haline getirecek. Siz, depremden sonra karayolu ulaşımı tıkandığı için kaç tane şehir merkezine ulaşamadınız. Bir de sadece köprülerle bağlanan bir adayı düşünün. İnanın bunları düşündükleri yok. Kafa şöyle çalışıyor: ‘Boğaz’da gayrimenkul çok para ediyor. Ben ikinci boğazı yaparsam çok para kazanırım’. Rant, gözlerini karartmış. Bırakın Kanal İstanbul’u. Hep beraber Hayat İstanbul’u başlatalım” dedi.

"SADECE MÜTEAHHİTLİKLE ÜLKENİN SORUNLARINI ÇÖZEMİYORSUNUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deprem bölgesinin 1 yılda inşa edileceğine ilişkin açıklamalarını değerlendiren Babacan, “Sayın Erdoğan ‘1 yılda binaları tamamlayacağım’ derken çadır ihtiyacını kaç günde tamamlayacağını niye açıklamıyor? Çünkü en iyi bildiği şey müteahhitlik. Ama sadece müteahhitlikle ülkenin sorunlarını çözemiyorsunuz. Kaç tane çadır eksiği var ve kaç günde tamamlanacak? Ben bunu vatandaş olarak merak ediyorum. Niye açıklamıyor? Belki de bilmiyor. Belki de sayılar çok kötü onun için açıklamak istemiyorlar. Kendilerine güveniyorlarsa açıklasınlar. 1 yıl dedikleri sadece inşaatı yapma süresi. Plan olsa, ‘2 haftada çadır işini çözeceğim. 3 ayda konteynerleri bitireceğim’ der. Ama müteahhit kafa; ‘TOKİ binalarını 1 senede bitireceğim’ diyor. Onun dışında bir şey yok. Önce ‘1 sene’, sonra ‘asgari 1 sene’ dedi” diye konuştu.

Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mesele sadece yeni bina dikmek değil. Çok büyük bir sosyal ve ekonomik enkaz var. Bu enkazın nasıl kaldırılacağıyla ilgili doğru düzgün bir plan, program yok. Bu işin makro ekonomik ve finans boyutları daha ortada yok. Hiçbir açıklama yapılmadı. Sadece günü kurtarmaya çalışıyorlar.

13 politika başkanlığımızla bir çalışma izledik. İşin içinde makroekonomik dengelerin tekrar kurulması ve bu işin finansman boyutu da var. Özellikle ciddi şekilde cari açığı büyütecek bir sürece giriyoruz. Cari açığın finansmanı çok kritik olacak. Finansman ayağı iyi hesap edilmezse, 1999 depreminden sonraki arka arkaya büyük ekonomik krizler gibi bu depremin arkasından kriz dalgaları gelir. Ekonomik kriz dalgalarını baştan önlemek, işin hem makroekonomi hem de finans ayağını iyi çalışmakla mümkün olur. Kısa bir zaman içinde çalışmamızı açıklayacağız. Altı partinin ortak çalışmasına da girdi olarak koyacağız.

"İMAR RANTLARININ MUTLAKA KONTROL ALTINA ALINMASI GEREKİYOR"

Yıl 2013, 2014, 2015. Ben o günlerde feryat ediyorum. ‘Dikey yapılaşma çok yanlış. Çünkü rant demek. Bu rant paylaşımı şehirlerin yapısını bozuyor. Bu, yolsuzluğun en önemli alanı’ diyorum. Düzeltmek için o yıllarda kaç tane yasa hazırladık. Büyük bir mücadele verdik. O günlerde bana ne diyordu? Basına yansıdı: ‘Bu dediklerini yaparsam il başkanı, ilçe başkanı bulamam’ diyordu.

Şimdi büyük yıkımın olduğu yerlerde yıkılan binaların müteahhidi kimdir diye baktığımızda arkadan acayip ilişkiler çıkıyor. Böyle bir şey olur mu? Yapanla denetleyenin ayrı olması lazım. Birisi yapacak, birisi bağımsız şekilde denetleyecek. Bu imar rantlarının mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor.

2012-2023 yılları arasında hazırlanan bir deprem afet yönetimi stratejisi ve eylem planı var. Benim de hükûmette olduğum yıllarda hazırlanan bir eylem planı. Dönüp baktığımızda 2017’ye kadar tamamlanması gereken pek çok şeyin tamamlanmadığını görüyoruz. Mesela kritik bütün yapıların 2017 yılına kadar depreme dayanıklılık açısından sınıf atlaması ve hemen gereğinin yapılması gerekiyordu. Fakat bu hazırlanan planlara uyulmadığını görüyoruz.”