MHP lideri Bahçeli, Fikret Bila ile söyleşisinde, "Milliyetçi ülkücü gençlik; hiçbir şart altında sokakta, çatışma - kavga ortamında bulunmamalıdır.

MHP lideri Bahçeli, Fikret Bila ile söyleşisinde, "Milliyetçi ülkücü gençlik; hiçbir şart altında sokakta, çatışma - kavga ortamında bulunmamalıdır. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde Cumhuriyet'in 100. yıldönümünü lider bir ülke olarak kutlama arzusu taşıyan bu gençlik, eline silahı değil bilgisayarı almalıdır. İhtiyacı mermi değil bilgidir" diyor.

Bahçeli'nin inandırıcı olup olmadığı tartışmasına girmiyoruz. Geleneksel olarak, "liderimin yanlışı benim doğrumdan üstündür" anlayışıyla hareket eden bir örgütlenmeden bahsettiğimize göre, yaşananların seyrine bakmak gerekir. Bahçeli, gençlerin gereksiniminin mermi değil, bilgi olduğunu söylüyor. Demek ki, tam da bilginin üretildiği yer olan üniversitedeki gençlere bakmak hata olmayacaktır. Fanatik milliyetçi tavırların birbirlerini ateşlemesiyle ortaya çıkan son gerginlikler üniversiteleri yeniden hareketlendirdi. Oysa üniversite gençliği gergin olduğunda, bu tür dönemlerin aşılmasının daha zor olacağı kesin. Son olarak Ankara'da, bir üniversite öğrencisi, bir bölümün başkan vekilinin odasında, öğretim üyelerinin çabası sayesinde linç girişiminden kurtuldu. Saldıran grubun ellerinde satır ve demir çubuklar vardı. Bazı üniversitelerde, gerginliklerin tırmandığı zamanlarda öğrenciler kendilerini korumak için gruplar halinde dolaşıyor. Üniversite içinde bazı öğrencilerin can güvenliklerinin olmaması, ya da en azından bu psikoloji içinde olmaları, doğrusunu isterseniz bizi çok telaşlandırıyor. Grup psikolojisiyle hareket edenlerin saldırıları, tatsız haberlerin gelmesine neden olursa, olayların önü alınamaz.

***

Bahçeli'nin söylediği bir söze daha kafamız takıldı. Sakarya'da bildiri dağıtan gençlere yönelik engelleme yapıldığı sırada bozkurt işareti yapan kişiden bahseden Bahçeli, "Şimdi Sakarya'da teşkilatımız bu şahsı arıyor. Bulduklarında bu kişi ülkücü ise kesin olarak teşkilatla ilişkisi kesilecektir. Ülkücü değilse emniyet güçlerine ve savcıya teslim edilecektir" diyor. Bu sözden çıkarılabilecek iki yorum var:

1) "Hata" yapan ülkücülerin, yalnızca "tahrik edici" davranış içinde olduğu düşünülenlerin bile MHP ile bağı kesilebilmektedir.
2) Ülkücü olmayan bir kişi, ülkücülere mal edilecek bir hareketle "suç" işlerse, MHP teşkilatları, bu kişilerin bulunmasına yardım edebilmektedir. Peki, bu tavrın izdüşümünü üniversitelerde yakalamak mümkün mü? Üniversitede kendilerini "ülkücü" olarak tanıtan bazı grupların, düşüncelerini beğenmedikleri öğrencilere saldırdığı, ya da en azından onların yaşam alanlarını daralttığı haberleri hâlâ sıklıkla geliyor. O halde fotoğraf karelerine yansıyan bir hareket için teşkilatını harekete geçiren Bahçeli'nin; ellerinde satırla, demir çubukla insanlara saldıran ve kendilerine "ülkücü" diyen gruplar için de parti teşkilatını yönlendirmesi gerekmez mi?

Bahçeli'nin sözlerinden yola çıkmaya devam edersek, bu saldırıları gerçekleştirenler ülkücüyse, örgütle bağları kesilecek demektir. Eğer ülkücü değillerse, illerdeki MHP teşkilatlarının "suç" işleyenleri bularak savcılığa ve emniyete yardım etmeleri beklenir. Bahçeli, sözlerinde içtense, öncelikle bazı üniversitelerde kendi partisine inanan gençlerin, kendileri gibi düşünmeyenlere yönelik baskıda bulunduğu iddialarının üzerinde durmalıdır.