MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretini hedef aldı. Kılıçdaroğlu'na "O gizemli 8 saat içinde neredeydin, kimlerle fiskos yaptın?" sorularını yönelten Bahçeli, "Kılıçdaroğlu bu 8 saatin esrarını açıklamalıdır. FETÖ'cülerle görüp görüşmediğini açıklamak zorundadır" ifadelerini kullandı.

Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretini hedef aldı: Gizemli 8 saat içerisinde neredeydin?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bartın'ın Amasra ilçesinde meydana gelen ve 41 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasına ilişkin konuşan Bahçeli, "Acı üzerinde istismar yapmanın mert ve sorumlu bir tavırla hiçbir ilgisi olamaz. Bunlar tespit edilirse muhakkak hesabı sorulacaktır. Amasra'yı konuşurken 8 yıl önceki Soma felaketini hatırlatmak maksatlıdır, hastalıklı bir yaklaşımdır" dedi.

"Sayıştay'ın 2017 ve 2019 raporlarında Amasra bölümlerini servis edenlerin önü, arkası araştırılmalıdır" diyen Bahçeli, "Sayıştay raporlarının siyasi muhalefet haline dönüştürülmesini manidar buluyoruz" ifadelerini kullandı.

Bahçeli, açıklamasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretini de hedef aldı.

"Kılıçdaroğlu'nun ABD'de ne yaptığı, kimin dümen suyuna girdiği, kimlerin eline baktığı az çok bellidir" iddiasında bulunan Bahçeli, "Gazetecileri de atlatarak 8 saat süreyle ortadan kaybolması kuşkuludur. Kılıçdaroğlu'na soruyorum, o gizemli 8 saat içinde neredeydin, kimlerle fiskos yaptın? Kılıçdaroğlu bu 8 saatin esrarını açıklamalıdır" diye konuştu.

Sansür yasasını savunan Bahçeli, "Dezenformasyon yasası rezaletin sosyal medya ayağına kilit vurmuştur" dedi.

TBMM kürsüsünde çekiçle telefonunu kırarak sansür yasasına tepki gösteren CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay'ı hedef alan Bahçeli, "CHP'li bir vekil, Genel Kurul'da çekiçle telefon kırmıştır. Çekiç suç unsuru değil midir? Kalaşnikoftan ne farkı vardır? Biz bunlara sessiz kalamayız, seyirci olamayız" dedi.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Öyle ateşler vardır ki yalnızca düştüğü yeri yakmaz. Öyle acılar vardır ki yalnızca ortaya çıktı yerde duramaz. Cuma akşamı Bartın'ın Amasra ilçesinde milletimizin yüreğine ateş düşmüş, yerin yüzlerce metre altına inen madencilerimiz hepimize acıların en acısını yaşatmışlardır.

Elbette malum patlamaya yol açan kusur, ihmal ve eksik olarak değerlendirilecek ne varsa gün yüzüne çıkarılacaktır. Maden ocağındaki patlamayı bahane ederek el ovuşturan kim ya da kimler varsa bize göre samimi değildir. Acı üzerinde istismar yapmanın mert ve sorumlu bir tavırla hiçbir ilgisi olamaz. Bunlar tespit edilirse muhakkak hesabı sorulacaktır.

Amasra'yı konuşurken 8 yıl önceki Soma felaketini hatırlatmak maksatlıdır, hastalıklı bir yaklaşımdır. Biz kardeşlerimizin bulunup çıkarılmasını bekliyorken provokasyona heveslenenler hem alçak hem de ahlaksızdır.

SAYIŞTAY RAPORU AÇIKLAMASI

Henüz patlama yeni olmuşken, henüz işçilerimiz toprak altından bile çıkarılmamışken Sayıştay'ın 2017 ve 2019 raporlarında Amasra bölümlerini servis edenlerin önü, arkası araştırılmalıdır. Sayıştay raporları kazı yapılması risklerine dikkat çekilmiş, önlemler sıralanmış. Denetçiler her şeyi görüyor da müessese çalışanları mı bilmiyor? Böyle bir iddia aklın ve mantığın neresinde yer alacaktır. Denetim fonksiyonun devlet hayatındaki önemini biliyoruz. Sayıştay raporlarının siyasi muhalefet haline dönüştürülmesini manidar buluyoruz.

Maden ocaklarında gaz içerikleri yüksek değil mi, uyulması gereken kurum için yönergeler bilinmiyor mu? Hangi vicdan sahibi maden ocaklarında felaketlere gözyumabilir? Fırsatçılık yapanların kanında leke vardır. Amasra'daki patlama hepimizi yakmıştır. Zillet partilerinin teker teker bu felaketi siyaset malzemesi yaparak gürültü kirliliğine yol açacak olmaları, utanmaz bakışın nerelere kadar tutulduğunu da gösterecektir.

KILIÇDAROĞLU'NU HEDEF ALDI

İpini sürüyerek ortalıkta boy gösterenlerin Türkiye Cumhuriyeti'ni özümsemesi akla terstir. Ödünç kediyle fare tutma çalışması içinde olanların taktıkları maskeler onları saklamaya yetmeyecektir. Türkiye'yi şikayet etmek, jurnalcilik yapmak şerefli bir tavır değildir.

New York'ta ergenler gibi video çekmek adamlık değildir, siyaset değildir. Kılıçdaroğlu, dersini Türkiye düşmanlarından aldığını gözler önüne sermiştir. Yazıklar olsun. Biz zillet deyince rahatsız oluyorlar, ya ne diyelim? Hayırla nasıl yad edelim? CHP Genel Başkanı'nın neresi doğrudur, zillet ittifakı paydaşlarının neresinde doğru vardır?

Kılıçdaroğlu'nun ABD'de ne yaptığı, kimin dümen suyuna girdiği, kimlerin eline baktığı az çok bellidir. Gazetecileri de atlatarak 8 saat süreyle ortadan kaybolması kuşkuludur. Kılıçdaroğlu'na soruyorum, o gizemli 8 saat içinde neredeydin, kimlerle fiskos yaptın? Kılıçdaroğlu bu 8 saatin esrarını açıklamalıdır. FETÖ'cülerle görüp görüşmediğini açıklamak zorundadır. Türkiye'de bulamadığını ABD'de aramak müflis siyasetçinin son çırpınışıdır.

Kılıçdaroğlu'nun gölgeli ziyaretinin ardından ABD bileti alan İP'in yolu yol değildir. Okyanus ötesinde rol dağılımı yapılmıştır. ABD'yi tavaf etmeye başlamışlar. Zillet ittifakı cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusunun cevabını yanlış yerde aramaktadır. CHP yönetimi virajı alamış, arabayı devirmiştir.

SANSÜR YASASINI SAVUNDU

Bu son yasama yılında milletimizin her derdiyle dertlenip çözüm yolları açacağız, haklı talepleri karşılayacağız. Basın kanunu AK Parti ve MHP'nin mücadelesiyle yasalaşmıştır. Hepinize teşekkür ediyorum.

Sosyal medya tehlikeli bir mecradır. Bu mecrada her türlü haşarat, meydanı boş bulduğundan at oynatmaktadır.

Zillet ittifakı 29'uncu maddeyi terörize ederek, sabote etmeye kalkışmıştır. Halk arasında endişe, korku yaratanlara cezai sorumluluk yüklemenin neresi hatalıdır. Yanlış bilgiyi yayanlara karşı tutum alınması neresi zulümdür.

CHP'li bir vekil, Genel Kurul'da çekiçle telefon kırmıştır. Çekiç suç unsuru değil midir? Kalaşnikoftan ne farkı vardır? Biz bunlara sessiz kalamayız, seyirci olamayız.

Yasayla korku ve baskı iklimi artacakmış. Muhalefetin sesi kısılmak istenmiş. Ucube bir başyapıtmış. Hak ve hürriyete pranga vuracakmış. Bu iddiaların tamamı palavra, aldatmadır. Yalancıların sızlanmasıdır. Nasıl olsa yalan haber yayamayacaklar dertleri bundandır. Yalan habere bel bağlamayanlar bundan rahatsız olmaz. Devletin, bölünmez bütünlüğünü savunan hiç kimse bu yasaya dudak bükmez.

Dezenformasyon yasası rezaletin sosyal medya ayağına kilit vurmuştur. Mahşeri vicdan oh be demiştir."