Google Play Store
App Store

Hekimlerle birlikte salgınla mücadele eden hemşireler, hasta bakıcılar, teknikerler ve diğer sağlık personeli de koruyucu ekipman eksikliğinden, azalan personel sayısı nedeniyle hasta olsalar bile çalıştırıldıklarından yakındı. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı günlük bilançolara ilişkin ‘Rakamlar doğru olamaz’ diyen sağlıkçılar Covid-19 hastalarının evlerine belediye otobüsleriyle gönderildiği ve 112 çağrı merkezine de ulaşılamadığını söyledi.

Beyaz önlüklü kahramanlar anlatıyor: Fenalaştığım halde 112’ye ulaşamadım

İsmail ARI

Sağlıkçılar, VIP hasta skandalına yeni kılıf uydurulduğunu, evde tedavi gören Covid-19 hastalarının 112’ye ulaşamadığını, koruyucu ekipman olarak sadece günde iki tane cerrahi maske verildiğini ve Covid-19 hastalarının otobüslerle evlerine gönderildiğin anlattı. Sağlıkçılar, Sağlık Bakanlığı tarafından verilmesi gereken siperlikleri de TMMOB’nin verdiğini söyledi.

VIP HASTAYA “MAĞDUR” KILIFI

Geçen haftalarda gündem olan VIP hasta uygulaması sürüyor. Ankara’nın Çankaya İlçesindeki bir filyasyon ekibinde görev yapan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir diş hekimi, “VIP hasta uygulamasına hekimlerden gelen tepkiler nedeniyle ve bizim bunu açık açık amirlerimizin de olduğu WhatsApp gruplarında tepki göstermemiz nedeniyle başka kılıf buldular. ‘Bu hasta torpilli değil mağdur’ demeye başladılar ama bir gidip bakıyoruz ki mağdur olmuş bir hasta falan yok ortada ve yine VIP hasta” diye konuştu.

DİNLENME SÜRELERİMİZ AZALTILDI

“Ankara’da vaka sayısının hızla tırmanması nedeniyle yükümüz son aylarda daha da arttı ve dinlenme süremiz azaldı” diyen diş hekimi sözlerine şunları da ekledi:

“Sisteme düşen her vakaya aynı gün bakılması için ilçe sağlık müdürlükleri arasında bir yarış var ama bu bilgisayar oyunu falan değil. ‘Hadi şu kadar kaldı, şunu bitirin, şuralara gidin’ diyorlar ama önemli olan bu hizmetin kalitesi ve bir işe yarayıp yaramadığı. Bize bir liste veriyorlar ve biz de bu listenin hazırlandığı sistemi anlayamıyoruz. Listeye göre gittiğimiz bazı hastalar, ‘Biz sizi üç gündür bekliyoruz neredesiniz’ diyor bazı hastalar da ‘Daha bir saat önce haber verdim ne çabuk geldiniz’ diyerek şaşırıyor. Bunun nedeni de filyasyon için düzgün bir yazılım geliştirememeleri, kategorize edememeleri ve yaşanan sistemsel sorunlar.”

HER ŞÜPHELİ HASTAYA TOMOGRAFİ

Ankara’daki bir üniversite hastanesinin tomografi bölümünde çalışan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir röntgen teknisyeni, Covid-19 teşhislerinin sürüntü alma yöntemiyle yapılan testler ve tomografi ile konulduğunu hatırlatarak, “Ben her gün onlarca Covid-19 hastasına ve şüphelisine tomografi çektiğim için büyük oranda Covid-19 hastaları ile temas halinde oluyorum. Ayrıca, tanıyı koyabilmek için tomografi zorunlu hale geldi. Çünkü, sürüntü alınarak yapılan testlerin güvenilirliği yüzde 40 oranında ve bu nedenle Covid-19 tanısı konulması için tomografi çekilmesi gerekiyor ve bizler de bu yüzden büyük bir iş yükü altındayız. Bazen hastanın sürüntü sonucu negatif ama tomografide Covid-19 virüsünün akciğerlere indiğini görüyoruz. Neredeyse her semptomlu hastanın tomografisini çekiyoruz, akciğer tomografisi ve akciğer filmi zorunlu hale geldi ve inanılmaz bir derecede iş yükü altındayız” dedi.

beyaz-onluklu-kahramanlar-anlatiyor-fenalastigim-halde-112-ye-ulasamadim-782511-1.

AYDA 150 SAĞLIKÇININ TOMOGRAFİSİNİ ÇEKİYORUM

Her gün ortalama 100 kişinin tomografisini çektiklerini de belirtenlayan röntgen teknisyeni sözlerini şöyle tamamladı:
“Geçenlerde bir arkadaşımız Covid-19 oldu ve onun yerine çalışacak biri olmadığı için onun yükü de bize kaldı. Dolayısıyla da daha fazla çalışmış ve daha fazla risk altında kalmış oluyoruz. Geçenlerde başhekimle görüştüm ve sadece 80 civarın hemşirenin Covid-19’a yakalandığını belirtti. Ben en az her gün 5-6 sağlıkçı arkadaşımıza Covid-19 için tomografi çekiyorum. Bu da ayda 150 civarındasağlıkçı arkadaşımızın tomografisini çekiyorum demektir.”

MASKELERİ ÜST ÜSTE TAKIYORUZ

Ankara’daki bir devlet hastanesinde laboratuvar teknikeri olarak görev yapan bir sağlık emekçisi ise “Hastalanan sağlıkçı sayısı her geçen gün artıyor. Daha önce 10 kişinin çalıştığı bir biriminde şimdi 4-5 kişi çalışıyor çünkü çok sayıda sağlık personeli Covid-19’a yakalandı. Hastanemizde daha önce 40 tane laboratuvar görevlisi çalışırken şu anda sayı 20 ve aynı işi yapıyorlar. Bir arkadaşım yedi tane cihazın olduğu bir alanda tek başına çalışıyor ve ‘yetiştiremiyorum’ diyor. Maske sıkıntımız ve var sadece günde iki tane maske veriliyor. Verilen bu maskeler ise Milli Savunma Bakanlığı ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun ürettiği, çektiğinizde lastikleri kopan, içerisinde filtresi olmayan maskeler. Covid-19’dan korunabilmek için bu maskeleri üst üste takıyoruz” dedi.

ELDİVENLER ZOR GÜNLER İÇİNMİŞ

“Covid-19’lu hastayla temasımız olsa bile N95 maske vermiyorlar” diye laboratuvar teknikeri şunları da söyledi:
“Ben kan alma bölümünde de çalıştım, birebir hastayla temasım olduğu halde bize N95 maske sağlanamadı. Biz kendi çabamızla maske aldık. Önlük istedik ‘hayır forma giyeceksiniz’ dediler. Pandeminin ilk bir ayında bize ameliyathanelerde de kullanılan yeşil önlüklerden verdiler ama sonra ‘Hastaları korkutuyorsunuz, paniğe yol açıyorsunuz, artık bunları giymeyeceksiniz’ dediler, koruyucu ekipman sıkıntısı yaşıyoruz. Bizlere ‘Çok fazla eldiven kullanmayın zor günler için saklıyoruz’ diyorlar ve sayıyla eldiven veriyorlar. Dezenfektanı da aynı şekilde az kullanmamız isteniyor ve ‘Ellerinizi sabunlayıp yıkayın’ diyorlar ama Sağlık Bakanımıza bakacak olursak her şey güllük gülistanlık.

100 SÜRÜNTÜNÜN EN AZ 60’I POZİTİF

Geçen Covid pozitif olan bir arkadaşımıza ‘Durumun iyiyse çift maske tak ve çalış’ denildi ama arkadaşımızın durumu biraz kötüye gidince eve gönderdiler. Kışlalardan, huzur evlerinden ve fabrikalardan çok fazla Covid-19 sürüntüsü geliyor. Bakanlığının rakamları doğru olamaz, incelenen her 100 sürüntünün 60’ı veya 70’i pozitif çıkıyor. Ben tüm bunların gizlendiğini düşünüyorum.”

MEMURLARI ÇALIŞTIRMIŞLAR

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan bir hemşire, “İki memurun yerlerine çalışacak birileri olmadığı içi çalıştırıldığını” açıklayarak şunları anlattı:

“Biz bu süreçte çok yorulduk ve ancak çok fazla ısrar edersek test yaptırabiliyoruz. Ben pandeminin başından beri sadece üç defa test yaptırabildim. Birçok sağlıkçı Covid-19’a yakalandı ama o arkadaşlarla birlikte çalışmamıza rağmen bizi temaslı olarak kabul etmediler ve böyle çalıştık. Bize, ‘Size Covid-19 bulaşmamıştır, kuruntu yapıyorsunuz’ diyerek test yapmak istemediler. Boğaz ağrınız varsa ‘Maskeden kaynaklıdır’ diyorlardı veya ‘Bu kaygıdan kaynaklı psikolojik bir şey’ diyorlardı. Hastane yerleşkemiz içerisindeki bir binada 100 sağlıkçı varsa bunun en az 50’si Covid-19’a yakalanmıştır diye tahmin ediyorum, çünkü çevremizde çok fazla arkadaşımız virüse yakalandı.”

SİPERLİĞİ BAKANLIK DEĞİL TMMOB VERDİ

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bakırköy Şubesi Kadın Sekreteri Menekşe Alptekin de şöyle konuştu:

“Fizik tedavi hastanesinde çalışırken Bahçelievler Devlet Hastanesi’nde görevlendirildim ve üç ay acil serviste çalıştım. Pandeminin başında maske ve eldiveni sayıyla veriyorlardı. TMMOB bize siperlik yaptı ve onlar çok ciddi anlamda hayat kurtardı, çok işimize yaradı. O dönemde ayaklarımın altında nasırlar çıktı düşünebiliyor musunuz? Telefona uyarı geliyor ‘Bir günde 10 bin adım attınız’ diye. Acilin içindesiniz dönüp duruyorsunuz saatlerce. İki hekim ve ben ambulansla gelen hastayı karşılıyorduk. Direkt pozitif hasta veya şüpheli hasta geliyordu. Bu dönemde duygusal çöküntüler yaşadık.
Örneğin, bir anne hamileyken virüs kapmış, doğum yaptığında bebeği de Covid-19 hastasıydı. Bir aile komple Covid-19 olmuştu ve tüm aileyi kaybettik böyle duygusal çöküntüler yaşadık, çok zordu. Bir daha aynı şeyleri yaşamak istemem. Yeni emekli oldum ve çok severek yaptığım mesleğime asla ve asla geri dönmek istemem. Sağlık Bakanlığı bu süreçte hiçbir şekilde sağlıkçıların yanında yer almadı. Çok sayıda çalışma arkadaşımız bu koşullara dayanamadığı için istifa etti.”

112’Yİ ŞİKÂYET ETMEK İÇİN 155’İ ARADIM

Ankara’daki bir devlet hastanesinde çalışırken Covid-19’a yakalanan bir hastabakıcı da yaşadıklarını anlattı. Hastabakıcı, “Bana Covid-19 hastanede bulaştı, ilk testim negatif çıkarken ikincisi pozitif çıktı. Testimin pozitif çıkmasının ardından kendi imkanımla hastaneye gitmem istendi. Hatta geçen günlerde de bir arkadaşımız Covid-19 hastası olmasına rağmen hastaneye kendi imkanı ile gitti. Hastaneye ulaşabildikten sonra ilaçlarımızı aldık ve evde tedaviye başladık. Bazı günler çok kötü oldum, fenalaştım ve ambulans çağırmak istedim. 112’yi aradığımda sizi bağlıyorum bekleyin diyorlar ama 15-20 dakika bekliyorum telefonu açan yok. Son çare 155’e 112’yi şikayet edeyim dedim ama 155 bir yere bağlıyor ama telefonu yine açan yok” dedi.

112’ye ulaşamadığı için “Anladım ki ortada devlet yok” diyen Covid-19 hastası hastabakıcı sözlerini, “Eşimde ve çocuğumda da Covid-19 çıktı. Bazı septomlarım, eklem ağrılarım hala devam ediyor. Hastaneler virüsün merkezi olmuş durumda ve bu halk artık daha fazla mağdur olmamalı” diye tamamladı.

HASTANIN NEFESİNİ HİSSEDİYORUM

Ankara’daki üniversite hastanesinde çalışan bir hastabakıcı da şunları anlattı: “Bize yeteri kadar koruyucu ekipman verilmiyor ama mesela hastayı sedyeye ben taşıyorum, ben yaklaşıyorum. Sadece cerrahi maske veriyorlar ama ben hastanın nefesini hissedebiliyorum. Tuvaletleri yıkıyoruz, dışarıya evrak götürüp getirmemiz isteniyor ve hep riskli alanlardayız. Ayrıca hangi hastanın Covid-19 olup olmadığı da belli değil artık. Benim yakın temas kurduğum bir hasta belki iki gün sonra Covid-19 çıkabilir. Hekimlerin dışında kimseye N95 maske verilmiyor sadece cerrahi maske veriliyor. Göğüs hastalıkları bölümünde çok fazla sağlıkçı Covid-19’a yakalandı.”

POZİTİF HASTA HALK OTOBÜSÜYLE GİTTİ

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde çalışan bir hastabakıcı ise “Pandemi nedeniyle beni Covid-19 servisinde görevlendirdiler ve psikolojik olarak çok fazla yıpradım. Hastanede bir arkadaşımızın testi pozitif çıktı ve ‘Eve git dediler’ ama bir araçla veya ambulansla yollamadılar. Arkadaşımız pozitif olmasına rağmen halk otobüsüne bindi ve evine gitti. Sadece hastanemde 100 sağlık çalışanın pozitif olduğunu duydum” diye konuştu.

HASTANEDE BOŞ YATAK KALMADI

Ankara’daki bir devlet hastanesinde çalışan sağlık teknikeri ise “Ben bir kamu hastanesinde solunum testi yapıyorum. Eleman sayısı azaldı hastanemizde ve personel sıkıntısı yaşanabilir. Artık her sağlıkçının kendisinde olmasa bile evinde, yakınında ailesinde birkaç pozitif vaka var maalesef. Toplam sekiz kliniğimizin olduğu blokta tüm servisler kapatıldı ve Covid-19 servisi oldu. Hastanede boş yatak yok ve tüm hastane tam kapasiteyle Covid-19 hastaları için çalışıyor” dedi.

YARIN: 112’de çalışan acil tıp teknisyenleri, eczacılar ve tıbbi sekreterler anlatıyor.