Cumhur ittifakının karşısına Adalet ve Uzlaşı İttifakı kuruluyor. Muhalefeti, bu ittifaka aslında, bu rejimden bıkanlar, yılanlar itti. Gezi’den bu yana bu ülkenin bir yarısı kendini yenik, yorgun ve bezgin hissediyor. Ülkenin bir yarısı ne kadar “muzaffer” ve mutluysa, bir diğer yarısı da mutsuz, hem de çok mutsuz.

İktidar bu ikiye bölünmüşlükten müthiş yararlanıyor. Bir kalabalığı, diğer kalabalık hakkında bir takım şehir efsaneleriyle, iftiralarla doldurmak, nefreti körüklüyor ama iktidarı perçinliyor. iktidar güçlendikçe güçleniyor ama ülkenin yarısı gerçekten bıkıyor. Nelerden bıktık, buraya sıralamaya başlıyorum, bıktıklarınızı siz de paylaşın:

»“Millet” bunu istiyor diye diye “halkın” kafasına vurulmasından bıktık. Millet de millet diye tutturduğunuz her kötülüğü, demokrasi karşıtı hamleyi meşrulaştırmak için adını kullandığınız bu insanlar kimler arkadaşlar? Yaptıklarınızı tasvip etmeyenler “millet” değil mi? Sizi desteklemeyenler Mars’tan mı geldi, Norveç’ten mi göç etti. Sizden memnun olmayanlar da Ahmet, Mehmet, Fatma…

»Hakaretten ve bağırtıdan bıktık. Habire kızgınlık, habire gerginlik, habire hakaret. Televizyonlar 7/24 Cumhurbaşkanı’nın kendisine oy vermeyenlere yönelik azarlarıyla, suçlamalarıyla çınlıyor. Yorulduk artık arkadaş. Herkes illa Cumhurbaşkanı’na aşık olmak zorunda mı?

»Sürekli yalan ve manipülasyondan bıktık. iktidar siyasetçileri keyifleri nasıl isterse her şeyi öyle yorumluyor. Habire, atıyor tutuyor; atıp tutmalarını kimse sorgulayamadığı için salladıkları yanlarına kar kalıyor.

»Güvensizlikten bıktık. Mahkemeye yolun düşse sonun belirsiz. Gizli tanığın biri senin için FETÖ dedi deyip, sistem seni yıllarca içeride tutabilir. içeri girişin olur, dışarı çıkışın nanay. Cumhurbaşkanı’nın bir lafıyla derdest edilip içeri atılabilirsin, savaşa mı karşı çıktın, Reis kızar, demokrasi mi dedin, Reis hiddetlenir… Aman Reis kızmasın diye korku içinde hayat mı yaşanır? Bundan bıktık.

»Dünya ile kavgadan bıktık. Her seçim arefesinde, şekil olsun diye, her türlü akılcılıktan uzak “önümüze gelen bin tekme”; “yıkarız ulan buraları” dış politikasından bıktık.

»“Ulan bunlar istemiyorsa bunu kesin yapalım”cılıktan bıktık. Türkiye’nin bir yarısını düşman olarak görüp, ellerinde ne varsa -okuldur, parktır, üniversitedir- illa alalımcılıktan bıktık, “en doğrusu biziz, biz ne istersek o olacak”cılıktan bıktık. Beşer şaşar, her zaman hep haklı olamazsınız arkadaş, arada bir de sizin gibi düşünmeyene kulak verin. Ukalalıktan, bilmişlikten yıldık.

Bıktık oğlu bıktık…