Bakırköy Belediyesi’nin sendikaya karşı oyunları sürüyor. Genel-İş’te örgütlü işçileri baskıyla kendi kurdurduğu Çalış-Sen’e geçiren belediye başarısız oldu, toplu sözleşmeden yararlanacak işçi sayısını azaltmaya çalışıyor.

Bir belediyenin sendika oyunları
Belediye işçileri, eylülde grev kararı için oy kullandı. (Fotoğraf: BirGün)

Dilan ESEN

İstanbul’da Bakırköy Belediyesi’nde yönetimin sendika düşmanlığı sürüyor. 2018 yılından bu yana DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nın yetki belgesi alamaması için Çalış-Sen adında bir sendika kuran Bakırköy Belediyesi yönetimi, işçiler hakkını alamasın diye baskısını sürdürüyor. Belediye taşeronundan, belediye şirketine geçirilen işçiler, Genel-İş'e üye oldu. Sendika Çalışma Bakanlığı’na başvurarak yetki belgesini aldı. Ancak daha sonra belediye yönetimi, yetki belgesini iptal edebilmek için sırayla Byuaş ve Makriköy şirketlerini kurdu, ardından şirketin adını BakPer olarak değiştirdi. Belediye, yetki kararına itiraz ederek dava açtı. Yargıtay kararıyla Genel-İş’in yetki belgesi kesinleşti. Genel-İş, 5 yıllık hukuk mücadelesi sonucunda belediye şirketinde yetkili sendika oldu. Fakat bu süreçte belediye yönetiminin desteğiyle, şirkette Çalış-Sen adı altında bir sendika daha kuruldu. İşçilerin, yönetimin baskısı yoluyla Çalış-Sen’e üye yapılmak istendiği iddia edildi. Yasa gereği toplu iş sözleşme süreci başladı ve Çalışma Bakanlığı da bilgilendirilerek toplu iş sözleşmesi taslağı işverene teslim edildi ancak belediyeden yanıt gelmedi.

Daha sonra Genel-İş, toplu iş sözleşmesini Yüksek Hakem Kurulu’na götürdü. Bu süreçte sendika, 21 Eylül’de yapılan grev oylamasında işçiler, greve “Hayır” dedi. Belediyenin işçilere, “Evet” oyu vermesi yönünde baskı yaptığı da iddia edildi. Genel-İş’in gönderdiği toplu iş sözleşmesine, Yüksek Hakem Kurulu’ndan yanıt gelmesi bekleniyor. Ancak belediyenin baskısı sonucu işçiler, Çalış-Sen’e üye yapılmak isteniyor. Genel-İş’e üye olmayan işçiler ise ‘dayanışma dilekçesi’ verdikleri günden itibaren, toplu sözleşmeden yararlanabilecek. Geriye dönük haklarını ise alamayacaklar. Bu haktan yararlanmak için kurulun toplu iş sözleşmesi koşulları ile ilgili 6356 sayılı Yasa maddesini koyması gerekiyor.

HAKKINI ALAMASIN DİYE

Genel-İş İstanbul Avrupa Yakası 2 No'lu Şube Sekreteri Süreyya Doğan, belediyede yetki belgesinin olumsuzluklara rağmen süren mahkemeler sonucunda, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararıyla kesinleştiğini söyledi. Doğan, işverenin kanuna ve anayasal haklara saygı göstermediğini aktaran Doğan, şöyle konuştu: “İşveren, yetkiyi düşürmek ve greve çıkanların maaşlarını, haklarını ödememek için plan yaptı. Belediye yönetimi, tüm işçilere greve “Evet diyeceksiniz” diyerek baskı yaptı. İşçiler bu oyunu bozdu. Ve toplu iş sözleşmesi yüksek hakem kuruluna gönderildi. Şimdi de toplu iş sözleşmesinden doğacak haklardan işçiler yararlanmasın diye işçilerin üyeliğini baskıyla durduruyorlar. 2 işçi arkadaşımızı işten attılar, birçok işçi arkadaşımızın yerini değiştirdiler. Lafa gelince ‘Hak, hukuk ve adalet’ diyen Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ve meclis üyelerinin çoğunluğu, sessizlik içerisinde 3 maymunu oynamaya devam ediyorlar.”

Belediyede çalışan bir işçi ise şunları söyledi: “Mahkeme mahkeme sürünüyoruz. Güvencemiz olmasın diye uğraşıyorlar. Kendilerine uyduruk bir sendika kurdular. İnsanlara dayatarak mobbing uygulayarak insanları zorla o sendikaya geçirmeye çalışıyorlar. İnsan hakkını ararsa, direnirse bir şey yapamıyorlar. Yeni bir personel gelince, onu hemen Çalış Sen’e üye yapıyorlar ki DİSK’e üye olmasın. 3 ay sonra o kişi DİSK’e geçmek istediğinde, odaya çağırıyorlar, ‘Ya yerini değiştiririz ya da işinden ederiz’ diyorlar. Her birimde bu durum var. İşten atmakla tehdit ediyorlar. ‘Seni temizliğe kamyon arkasına süreriz’ diyorlar, haliyle insanlar da geri dönmek zorunda kalıyor.”