“Dindar nesil projesinin bir ayağı” olarak tanımlanan ÇEDES Projesi ile öğrenciler adeta Diyanet’e teslim edildi. MEB’in verileri de kaynakların büyük oranda dini eğitim için harcandığını ortaya koydu.

Bir ‘dindar nesil’ projesi ÇEDES
Proje birçok kentte yapılan eylemlerle protesto edildi. (Fotoğraf: BirGün)

Mustafa BİLDİRCİN

AKP iktidarında eğitim politikaları, büyük oranda dini eğitim öncelenerek oluşturuldu. Öğrencilerin ve velilerin tercihlerini görmezden gelen eğitim politikaları nedeniyle dini eğitimin ağırlığı, hemen her yıl katlanarak arttı. 2014 yılında 2,7 milyar TL harcayan Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün harcaması 2022 yılında 20,6 milyar TL’ye fırladı.

Kamuoyunda büyük tepki çeken “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) Projesi de eğitimin dinselleştirilmesi tartışmalarını alevlendirdi. Öğrencilerin adeta Diyanet’e tesliminin önünü açan proje kapsamında Eskişehir ve İzmir'de yer alan 842 okula, “Manevi danışman” adı altında imam, müezzin ve vaiz gibi din hizmetlerinde çalışan kişilerin atandı.

DİYANET’E GENİŞ YETKİLER

BirGün, kamuoyunda tartışılan projenin ayrıntılarına mercek tuttu. MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Diyanet’e geniş görev alanları tanımlayan projenin içeriğinde şunlar yer alıyor:

Protokol kapsamında din görevlilerinin öğrencilere, “Değerler Eğitimi” vermesinin önü açılıyor. Protokol ile ayrıca, Diyanet’in belirlediği görevlilerin veliler ile ayda bir kez bir araya gelebilmesine olanak sağlanıyor.

Projeye göre, Diyanet Gençlik Merkezleri’nde yürütülecek faaliyetlerde görev alacak personeli ve gönüllü öğrenciler il ve ilçe müftülüklerince belirlenecek. Müftülükler, Diyanet Gençlik Merkezleri’nde yürütülecek, “Değerler” temalı etkinliklere en az iki kız, iki erkek olmak üzere gönüllü öğrenciler seçecek.

DİYANET VE KIZILAY DETAYI

Proje kapsamında, depremlerden etkilenen kentlerde de özel çalışmalar yürütülecek. Deprem bölgelerine yönelik, “Merhamet” ve “Yardımseverlik” temalı destekleme çalışmalarında da Diyanet ve MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü aktif rol alacak. Deprem bölgelerindeki öğrencilerin AFAD, Kızılay, Yeşilay ve Diyanet Vakfı’nın çalışmalarında yer almaları sağlanacak. Programın etkinlik havuzunda, “Peygamberimizin hayatından değer örnekleri” gibi etkinlikler de yer alacak.

OKUL DIŞINDA ETKİNLİK

Protokol kapsamında, okul dışındaki mekanlarda da etkinlikler düzenlenebilecek. ÇEDES kapsamındaki kurslar, “İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin onay vermesi” halinde protokol taraflarınca sağlanan mekanlarda gerçekleştirilebilecek.

Protokol ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilen diğer görevlerden bazıları ise şöyle:

•Öğrencilerin moral ve motivasyonlarını artırıcı manevi rehberlik hizmetlerinde bulunmak.

•İl ve ilçe müftülüklerini işbirliği protokolü hakkında bilgilendirmek. 

•Değerler kulübü öğrencilerinin Diyanet Gençlik Merkezleri’ne ulaştırılması konusunda sorumlu öğretmenlere destek  vermek.

•Diyanet Gençlik Merkezleri’nin yapacağı kültür şenliklerine personel desteği sağlamak.

ABİ VE ABLA İŞLEYİŞİ

Eğitimci Özgür Bozdoğan da ÇEDES Protokolü uygulama esaslarına dikkati çekerek protokolün, “Okul Müdürlüklerinin Yükümlülükleri” bölümündeki Madde 9’a vurgu yaptı. Değerler kulübü öğrencilerine rol model olabilecek vasıftaki gönüllü öğrencilerin proje kapsamındaki çalışmalara destek verebileceğini anımsatan Bozdoğan, bu yollar okullarda kamu eliyle “Abiler ve ablalar işleyişi” oluşturulacağını ifade etti.

Bozdoğan öte yandan, Madde 11’de yer alan ve öğrencilerin kurslara, okul dışındaki mekanlarda katılımının önünü açan maddeye de dikkati çekerek, “Buralar nerelerdir? Çocuklarımızı sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

EĞİTİM SEN’DEN ÇAĞRI

Eğitim Sen de ÇEDES Projesine tepki gösteren bir açıklama yaptı. Proje ile çocukların iktidarın siyasal hedeflerinin parçası haline getirildiğini savunan sendikanın açıklamasında, “Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçmelidir” denildi.

İPTAL BAŞVURUSU

ÇEDES protokolü kapsamında din görevlilerinin “manevi danışman” adı altında okullara atanmasına tepkiler büyüyor. İzmir'de yüzlerce veli, çocuklarının kapsam dışı kalması için dilekçe verdi.

KAYNAKLAR DİNİ EĞİTİME

MEB’in 2012-2022 döneminde okul inşaatlarına harcadığı paranın detayları da kaynakların büyük oranda dini eğitim için harcandığını bir kez daha gözler önüne serdi. Buna göre, 2012 ve 2022 yıllarını da kapsayan 10 yılda fen lisesi inşaatları için 25 milyon TL, Anadolu lisesi inşaatları için 68,8 milyon TL harcayan bakanlık, imam hatip lisesi ve uygulama atölyesi inşaatları için ise toplam 128,5 milyon TL harcadı.

2023 itibarıyla 4 bin 414’e yükselen Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı okul sayısı da dramatik tabloyu ortaya koydu. Dini eğitim yapan okul sayısındaki artış ile beraber, öğrenci sayısı da 1 milyon 200 bine yükseldi. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı okullarda öğrenim gören öğrenci başına düşen bütçe 17 bin 259 TL olarak kaydedildi. Öğrenci ve veli tercihinin yoğunlaştığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı 9 bin 194 okulda öğrenim gören 6 milyon öğrenci için öğrenci başına ayrılan bütçe ise 4 bin 916 TL’de kaldı.

CAZİP OLAMADILAR

İktidarın tüm imkanlarını imam hatip okulları için seferber ettiğini, diğer okullara ise “Üvey evlat” muamelesi yaptığını savunan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “İmam hatip ortaokuluna gitmek durumunda kalan öğrencilerin büyük bir çoğunluğu imam hatip lisesini seçmezken üniversitelere yerleşmede başarı sıralamasında çok gerilerde kaldığı görülmüştür” dedi. İmam hatiplerin tüm teşviklere rağmen bir cazibe merkezine dönüştürülemediğini belirten Özbay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak yine de sayıları yıldan yıla artırılmış ve mecbur bırakma politikalarıyla doldurulmaya çalışılmıştır. Okul türlerine karşı MEB’in ne kadar yanlı bir politika izlediğinin en somut örneklerinden biri ise bizzat MEB’in 2022 verileridir. Müdürlüklerin bütçeleri, onlara bağlı olan okullardaki öğrenci sayısıyla karşılaştığında dini eğitim veren okullarda öğrenci başına 17 bin 259 TL düşerken diğer okul türlerindeki öğrencilere kişi başı düşen bütçe ise 4 bin 916 TL’dir. 

HER ÖĞRENCİ EŞİTTİR

MEB, imkanlarını imam hatip öğrencilerine dört kullanıyorken diğer okul türlerindeki öğrencilere bir kullanmaktadır. Bu Cumhuriyet’te her yurttaş nasıl eşitse, bu Cumhuriyet’in milli eğitim sisteminde de her öğrencimiz eşittir. Başöğretmenimizin altını çizdiği üzere onlar, ülkenin geleceği ve umududur. İmam hatipleri bir siyasi propaganda aracına çevirip halka hamaset satanlar, kendi çocuklarını yabancı kolejlerden alıp bu okullara yollayabilir.”

***

ÇARPICI ARTIŞ

Eğitim bütçesinden aldığı pay her yıl daha da artan Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün harcamasında yıllar itibarıyla yaşanan değişim de dikkati çekti. 2017 yılında 6 milyar TL, 2018 yılında 7,7 milyar TL olan Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün harcaması, 2019-2022 döneminde ise yıllara göre şöyle sıralandı: