Google Play Store
App Store

Malatya'nın Pütürge ilçesinde 33 maden sahasında çalışma yapılıyor. Pütürge Çevre Platformu Sözcüsü Ramazan Derin, madenlerin çıkarılması ve taşınması sırasında yoğun kirlilik yaşandığını vurgulayarak "Bu durum insan ve yaban hayatı için tehlikeli. Ciddi ekolojik yıkım var" dedi.

Bir ilçe daha maden arama kuşatmasında
Pütürge'de tarım ve hayvancılıkla geçinen halk, maden arama çalışmaları sonrasında kirliliğin artığını söylüyor. (Fotoğraf: BirGün)

Sibel BAHÇETEPE

Birçok alanda kullanılan ve beyaz çimentonun da hammaddesi olan profilit yatağının tespit edildiği Malatya'nın Pütürge ilçesi son yıllarda maden sahalarıyla delik deşik edilmiş durumda.  33 maden sahasında aktif çalışma yapılan ilçenin Taşmış Mahallesi'nde yapılmak istenen profilit maden kırma, eleme ve yıkama tesisinin verdiği zararlara dikkat çeken Pütürge Çevre Platformu Sözcüsü Ramazan Derin, maden şirketlerinin ilçeyi talan etmesine karşı ekolojik mücadele yürüttüklerini söyledi. Şimdiye dek iki ÇED başvurusunu, iki maden ocağı ruhsatını iptal ettirdiklerini, üç maden için de yürütmeyi durdurma kararı aldırdıklarını buna karşın maden şirketlerinin faaliyetlerine devam ettiğini vurgulayan Derin, “Bu kararları uygulayacak bir merci bulamıyoruz. Pütürge’de ciddi ekolojik tahribat yaşanıyor" dedi.

KATLANILAMAZ DURUMDA

Derin, BirGün'e yaptığı açıklamada madenlerin çıkarılması ve taşınması ile meydana gelen yoğun çevre kirliliğinin gerek insan hayatı gerekse yaban hayatı açısından katlanılamayacak boyuta ulaştığını söyledi. 37 kilometrekarelik Taşmış Mahallesi'nde 33 adet maden ocağının faal durumda olduğunu anımsatan Derin "Pütürge'de 30 yıldır bir madencilik faaliyeti vardı. Ancak 2018 yılından bu yana faaliyetler arttı. Şuan da bizim Taşmış köyünde 33 tane maden ocağı var. Maden ocaklarının faaliyeti korkunç boyuta ulaştı" diye konuştu. Yoğun çevre ve gürültü kirliliğinin olduğunu anımsatan Derin "Bu durum hayvancılığı da bu etkiliyor. Yaban hayatı tamamen bitmiş durumda. Taşmış, Gündüz, Belen ve Örnek mahallelerinde açılan ve atıl olmayan ocaklarda eski hale getirme işlemi yapılmamış olması insan, evcil ve yaban hayatı yönünde yüksek risk taşımaktadır" değerlendirmesini yaptı.

EKOLOJİYE BÜYÜK ZARAR

Maden yatağı alanlarının Sabancı Holding'e ait Çimsa'ya ait olduğunu ancak işletmesini Altuntaş madencilik adlı şirketin yaptığını belirten Derin, şöyle devam etti:"Maden ocakları açılırken ocak açma yönetmeliğine uyulmamaktadır. En ucuz ve en ilkel yöntemler uygulanmaktadır. Yine maden çıkarılması ve taşınmasında gerek Maden Kanununda ve gerekse Çevre Kanununda yer alan hükümler hiçe sayılmaktadır. Birçok ihlal yaşanmasına rağmen gereken cezai yaptırımlar uygulanmamaktadır. Maden işleme ve ayrıştırma tesislerinin yerleşim, zirai, hayvancılık, arıcılık, akarsu ve kaynak su alanlarına belli mesafede olmasının zorunlu olmalı. Ancak buna uyulmuyor. Son yapılan profilit madeni kırma, eleme ve yıkama tesisi Taşmış mahallesi Çermik yerleşim alanına 100 metre, Şiro Çayı akarsuyuna 10 metre, Pütürge, Malatya Karayoluna 5 metre, Pazarcık Mah. Nefsi Pazarcık yerleşkesine 400 metre mesafede olması ile birlikte binlerce dönüm sulu tarım arazilerinin ve onbinlerce kayısı ve diğer meyve ağaçlarının tam ortasında olması her türlü yaşam için çok büyük risk demektir. Başta toz kirliliği olmak üzere gürültü ve yıkamadan çıkan atıkların Şiro Çayına karışması sonucunda Şiro Çayı başta olmak üzere Karakaya baraj gölündeki Canlı yaşamın yok olma tehlikesi kaçınılmazdır."

PROJE DURDURULMALI

Projenin durdurulması gerektiğini kaydeden Derin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yapılan madencilik faaliyetlerinin halk sağlığı ve diğer doğal yaşamın sürdürebilirliği gözetilerek; maden şirketlerinin keyfiyetine bırakılmasını kabul etmiyoruz. İlgili ve yetkili bütün kurumları kamusal yarar açısından bahis konusu olan projenin durdurulması ve İlkel ve vahşi yöntemlerle yapılan madenciliğin durdurulması veya uluslararası standartlara göre yapılması için sıkı ve adil bir şekilde denetlenmesi için acil göreve çağırıyoruz. Belen, Gündüz ve Örnek mahallelerinde şuan da faal değil, atıl durumda olmayan ocakların da kapatılmasını ve eski haline getirilmesini istiyoruz."