Facianın yaşandığı İliç’te arama kurtarma faaliyetleri sürerken maden sahasına giden yollar kapatılmış durumda. Hatta gözaltına alınanlar var. İşçiler: Olan garibana oldu.

BirGün facia bölgesinde: Hüzün ve öfke hâkim
Göçük altında kalan işçilerin aileleri ayakta durmakta zorlandı. (Fotoğraf: İHA)

Gökay BAŞCAN / İliç

Erzincan İliç’te bulunan ve uzmanların tüm uyarılarına rağmen kapatılmayan Çöpler Altın Madeni’nde yaşanan felaketin üzerinden iki gün geçti. 2022 yılında 50 ton siyanürlü suyun sızmasına rağmen kapatılmayan, hatta buna karşın kapasite artırımına onay verilen madenin “yığın liç” alanındaki çökme nedeniyle 9 kişi göçük altında. Bölgede hem arama kurtarma çalışmaları hem de yöre sakinlerinin bekleyişi sürüyor.

Fakat kolluk kuvvetleri, neredeyse maden sahasına giden tüm yolları kapatmış durumda. Giriş çıkışlara izin verilmiyor. Fakat Menzil Cemaati’ne bağlı Beşir Derneği’nin alanda olması ve çadır kurması dikkat çekiyor.Bu arada uzun süredir altın üretimi yapılan Çöpler Altın Madeni’ne karşı hukuki mücadele veren Sedat Cezayirlioğlu, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan gözaltına alındı.

YA GECE OLSAYDI?

İlçe merkezinde ise maden ocağının çalışmasının durdurulmasından dolayı yoğunluk yaşandığı gözlemleniyor. Zira hem taşeron şirketler hem de Anagold Madencilik, “ikinci bir emre kadar” işçilere izin vermiş durumda. Mesai arkadaşlarının göçük altından çıkarılmasını isteyen emekçiler, gelecek “iyi bir haber” bekliyor. Onlar da madende geçmiş dönemde yaşanan faciaya rağmen kapasite artırımına gidildiğine dikkat çekiyor. Yıllarca biriken liçin, kapasite artırımını kaldırmayacak boyuta eriştiğine vurgu yapıyorlar. Hatta üç sene önce liç yığınında yarıklar oluştuğunu pasa malzemeyle etrafına dolgu yapıldığını belirtiyorlar. BirGün’e konuşan işçiler, “Bu, doğal afet değil” diyor: “Burası taşlı bölge, burada kayma olmaz. Ancak biriken yığın liç kaldırmadı. Gece olsaydı felaket daha da büyük olurdu. Olan yine garibana oldu."

ONLAR DA BİLİYORDU

Peki ya madene karşı yıllardır mücadele verenler ne düşünüyor? Bölge sakinlerinden Eşref Demir yanıtlıyor: “Burası, geçimini tamamen madenden sağlayan bir ilçe haline geldi. Burası önceden küçükbaş hayvancılığın, tulum peynirinin merkeziydi.  Bizim köyde altın madeninden önce 45 bin küçükbaş hayvancılık vardı. Bu sayı şimdi 2 bin, 3 bin civarına düştü.” 

Demir, devam ediyor: “Biz 8 yıldan beridir mücadele ediyoruz bağırıyoruz, çağırıyoruz. Devletin kurumları çok iyi görüyordu, biliyordu. Görüyorlardı ama kötü niyetliydiler. İşte bugün de kötü niyetin bedelini ödüyoruz.”