“İşçiler kimsesiz” sloganları attıkları sırada darbedilerek gözaltına alınan Trendyol depo işçileri, “Çünkü kimsesiziz” diyor, sesleri duyulsun istiyor.

Bizi kimsesiz bıraktılar
Depo işçileri, eylemin 31. gününde de Trendyol Genel Merkezi’nin önüne gitti. (Fotoğraf: DGD-SEN)

Emek Servisi

Ağır çalışma koşullarına karşı sendikalı olan ve daha sonra bu sebeple işten çıkarılan yaklaşık 90 Trendyol depo işçisinin başlattığı mücadelede haftalar geride kaldı. Bir aydan uzun süredir eylemleri devam eden PTT-Sen ve Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-Sen) üyesi işçiler, bu süreçte birçok kez polisin sert müdahalesi ile gözaltına alındı, şiddete maruz bırakıldı.

Önceki gün Trendyol Genel Merkezi’nin önünde gerçekleştirdikleri eylemde yine polisin sert müdahalesine uğrayan işçiler, “İşçiler kimsesiz” sloganları atarak gözaltına alındı. Şiddetin gözaltı aracında da sürdüğünü belirten işçiler, darp raporu da aldı. BirGün’e konuşan işçiler, polis müdahalesinin iktidar tarafından emekçilere verilen bir gözdağı olduğunu söyledi.

DGD-SEN Başkanı Neslihan Acar, “20 senedir örgütlenme içerisindeyim işçilerle birlikte, böyle bir düşmanca şiddet daha önce görmedim” dedi. Direnişin ilk gününden bu yana seslerini duyurmak istediklerini aktaran Acar, “Millet İttifakı’ndan da Cumhur İttifakı’ndan da vekiller bize dönüş sağlamadı. Orada bir avuç işçi direniyor, abluka içerisinde slogan atmaya başladılar, çünkü kimsesizler. İş durdurmak için ‘Trendyol Boykot’ çağrısında buluyoruz” dedi.

GÖZDAĞI VERİLDİ

PTT-Sen Sendika Temsilcisi Emre Özbek ise “İçeride örgütlendiğimizi öğrendikleri anda işten çıkarttılar. Sorunu çözmeye yönelik çaba gösterdik ancak Trendyol ısrarla muhatap almadı. 90’a yakın işçi işten çıkartıldı. Direnmekten vazgeçmeyeceğiz. Sadaka değil gasp edilen haklarımızı istiyoruz. 25/2 kodu ile çıkartma sebepleri gözdağı vermekti. Kodun değişmesi, sendikal tazminatlarımızın yatırılmasını istiyoruz” diye konuştu.

Azad Erdinç de dirseğinde çatlak olduğunu ve darp raporu aldığını söyleyerek şunları dile getirdi: “Yasak olmayan bir yerde oturmamıza rağmen çembere alındık. Çembere alındıktan sonra, ters kelepçe yapmaya başladılar. Polisler bize vuruyordu. Gözdağı vermek için şiddetin dozunun artırdılar. Bu bizim için para meselesi değil, tamamıyla onur haysiyet meselesine döndü.”