Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan baskı ve akademik özgürlüğe yönelik müdahaleler son 1 ayda da sürdü. Son olarak kapalı havuz ve fitness salonuna ‘cinsiyet ayrımı’ getirildi. Akademisyenler Boğaziçi’nin 100 yıllık tarihinde olmayan tuhaflıkların hayata geçirildiğini söyledi.

Boğaziçi kültürü yok ediliyor: Harem-selamlık havuz ve fitness
Boğaziçi akademisyenlerinin üniversitedeki hak ihlallerine karşı eylemleri sürüyor. (Fotoğraf: Can Candan)

Kayhan AYHAN

Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden baskı ve üniversitenin akademik özerkliğine yönelik müdahalaler sürüyor. Sadece son 1 ayda Boğaziçi Üniversitesi’nde birçok tepki çeken uygulama hayata geçirildi. Son olarak üniversitede bulunan kapalı havuz ve fitness salonuna ‘cinsiyet ayrımı’ getirildi. ‘Hisar Kampüs Kapalı Havuz ve Fitness Salonu’yla ilgili ‘saat güncellemesi’ yapıldı. Boğaziçi yönetimi tarafından atılan e-postaya göre tesis salı 7.30-10.00, çarşamba 17.30-19.00 ve perşembe 07.30-10.00 arasında yalnızca kadınlara; salı 17.30-19.00, çarşamba 07.30-10.00 ve cuma 07.30-10.00 arasında yalnızca erkeklere hizmet verecek.Tesiste daha önce böyle bir uygulama yoktu.

İSTİFAYA ZORLANDILAR

Son 1 aylık süreçte Boğaziçi'nde hayata geçirilen bazı uygulamalar ise şöyle:

Öğrenci kulüpleri kapatılarak yerine 15 kişilik 'koğuş' diye tanımlanan öğrenci yurtları yapıldı.

Yine Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, 15 dakikalık sessiz protesto eylemine katılan öğretim üyeleri hakkında disiplin soruşturması başlattı. Eylemlerin “kanuna aykırı” ve “üniversite işleyişini bozucu nitelikte” olduğu iddia edildi.

Üniversite yönetiminin kadro ve izin taleplerini reddettiği Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümünden Emine Fişek ve Hande Tekdemir, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden Zeynep Kadirbeyoğlu ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünden Umut Türem, Rektörlüğe istifalarını iletti.

Boğaziçi Üniversitesi'nden emekli öğretim üyesi, yazar Murat  Gülsoy’un okula girişi yasaklandı. “Murat Gülsoy ile Bilim, Sanat &  Edebiyat” etkinliği de iptal edildi

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla, Kuzey Kampüsteki 1’inci ve 2’nci Kuzey Yurdu’nu da içerisine alan bölge ‘teknoloji geliştirme bölgesi’ ilan edildi. Buradaki yurtların depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle kapatılması üniversite öğrencileri için hâlâ süregelen bir barınma krizine yol açmıştı. Yayımlanan bu karar, Kuzey Kampüste kütüphaneye kadar uzanan bir alanın öğrenci yurtları yerine yönetime yakın sermaye gruplarına tahsis edilmesi riskini barındırıyor.

100 YILLIK DURUŞ BOZULDU

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden Cem Say, üniversitenin 100 yıllık tarihinde kimsenin aklına gelmeyen uygulamaların şimdi hayata geçirildiğini belirterek, "Üsküdar Belediyesi'nden Eyüpsultan Belediyesi gibi çeşitli belediyelelerden idari kadroya geçenler oldu. Bunlar da demek ki böyle alışmışlar ki bu uygulamaları hayata geçiriyorlar. Boğaziçinin 100 yılık duruşu var başka yerlede gördüğümüz tuhaflıkları şimdi burada görüyoruz" dedi. Akademik özerkliğin ve üniversitelerin nasıl olması gerektiği noktasında 1000 yıllık kuralların ve Anayasada da güvence altına özerkliğin çiğnendiğini kaydeden Say, "Bu kurallar çiğnenice burası üniversite olmaktan çıkıyor. Genç öğretim üyeleri tamamen hak ettikleri yükselme gibi şeylerin karşılığını bulamadığı için istifa ederlerse bir yandan da paraşüt yöntemle birilerinin tanıdıkları onların yerine yerleştirilse tabelasında üniversite yazan yüzlerce kurum ve Boğaziçi de onlardan farklı olmaz. Bu Türkiye için iyi mi kötü mü bunu da halkımız düşünsün. Biz ise buranın üniversite olması ve öyle kalması için kendi çapımızda kural dışı atamalar, gece yarısı enstitü kurulması gibi şeylerle dava açarak hukuk boyutunda mücadeleleyi sürdürmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.