Moda Kayıkhane’de izlediğim Mantar konseri “Metal seyircisinin formu düşmüş” dediğim yazıyı yüzüme tokat gibi çarptı. Sound inanılmazdı, kitle yerinde durmadı. Mantar’ı izlerken “İki kişi nasıl bu kadar güçlü çalabilir” diye düşündüm durdum

Cehennem gibi bir konser

OverkIll konseri hakkında yazdığım yazıya pek çok tepki geldi. Konserde gördüğüm kadarıyla seyircinin formunu kaybettiğini iddia ettim. İddiamın arkasındayım. O gün deprem olduğu için insanların moralsiz olduğunu ima edenler oldu. Ben bunu böyle düşünmemiştim açıkçası, deprem yüzünden morali bozuk olanlar varsa özür dilerim ama heavy metal izleyicisinin genel durumunu da gayet iyi biliyorum.

O günkü yazımda bahsetmediğim bazı konserler var. İstanbul’da 1-2 yıldır sayıca çoğalan, daha doğrusu haklı olarak sevdikleri gruplar geldiği için iyice kendini gösteren bir progresif rock kitlesi ortaya çıktı. Muazzam bir bağlılıkla tüm konserlerin biletlerini tüketiyorlar. Geçen yıllarda Zorlu PSM, Camel konser serisi açıklayınca bu kitlenin farkına varıldı. O gün bugündür Zorlu PSM arka arkaya progresif rock konserleri açıklıyor. Black veya folk metal de olsa, Zorlu PSM’nin açıkladığı her konserde bir progresif rock tınısı mutlaka oluyor. Hatta geçen yıl yazdığım bir yazıda keşke bu şahane ses sisteminde daha da fazla death veya thrash metal grubu izlesek demiştim. Formdan düşmekten kastım biraz da bu. Bizim nesil uzun zamandır şöyle taş gibi iyi bir ses sisteminde, büyük mosh-pit’lerin döndüğü bir metal konserine hasret. Overkill konserinde yerlerin biraz çamur olması da ortamı etkilemiş olabilir, ama yıllardır böyle konser görmeyen kitlenin formdan düşmesi çok normal.

Benim aslında bahsetmek istediğim konser Mantar adlı gruba aitti. Önceki pazar günü Moda Kayıkhane’de gerçekleştirilen konser uzun zamandır gittiğim en iyi konserlerden biriydi. “Metal seyircisi formunu kaybetmiş” lafımı da yüzüme çarptı bu konser. Mantar, biri gitar vokalde diğeri davulda iki metalciden oluşuyor. “Power Duo” denilen bu tarz gruplarda iş özellikle sahnede çok zordur hele ki böyle sert müziklerde… Öncelikle ben çok uzun zamandır bu kadar iyi tonlanmış bir davul duymadım. Üstüne üstlük grubun Türk davulcusu Erinç’in her trampet vuruşu tabanca gibi patladı kulaklarda. İki kişi böyle gürültüyü nasıl çıkarıyordu? Grup, 2014 çıkışlı ilk albümleri “Death By Burning” ile beni benden almıştı. Öyle ki tüm kış o albümü dinlemiştim. Sonraki albümleri de sevdim ama aynı tadı vermedi. Sanırım ilk albümdeki karanlık hava sonrakilerde artan prodüksiyon kalitesiyle azaldı. Bu arada grubun kendini prodüksiyon açısından geliştirmesi çok anlaşılabilir bir şey. Ben hala canım çektikçe ilk albümü dinliyorum sadece. Mevzu bahis konser ilk başladığında kitle biraz sönüktü, fakat 5 - 6 şarkı sonrası grup öyle bir atmosfer yarattı ki herkes kendinden geçti. Telefonla çekim yapan yok denecek kadar az, kafa sallayanlar ise hayli fazlaydı. Sonlara doğru konserde mosh-pit bile açıldı. Mantar’ın son 2 şarkıda sound’u katran karası oldu. Böyle konserlere daha fazla ihtiyacı var bu kitlenin. Yalnız Mantar gördüğü ilgiye bakılacak olursa bence bir daha gelecektir. Uzun zamandır hiçbir konserden bu kadar keyif alarak çıkmamıştım.

***

25 yıl sonra aynı sahnede

Red Bull Music Festivali kapsamında ‘Kan Kardeşler’ adlı hiphop gecesini anlatmadan olmaz. O kadar çok güzelliği barındırdı ki bu gece… Baneva, 90 BPM, Erci E, Kabus Kerim, Ceza ve Khontkar’ın sahne aldığı gecede bence en önemli şey Cartel’in önemli iki adamı Erci E ve Kabus Kerim’in yıllar sonra aynı sahneye çıkıp Cartel şarkıları söylemesiydi. Hayatımda ilk dinlediğim ve ezberlediğim Türkçe hip hop şarkısını ilk kez canlı dinledim. Erci E ve Kabus Kerim’in sahnedeki heyecanı görülmeye değerdi. Aynı şekilde konuklu bir biçimde ilerleyen konserlerde Kabus Kerim’in sahnesine de Kamufle çıkıp yine Cartel klasiği olan ‘Defol Dazlak’ı söyledi. Ayben de Khontkar’ın sahnesine konuk oldu. 90 BPM sahnede en çok eğlenen müzik grubu olabilir. Da Poet, Farazi, Kayra, Savai, Sorgu’dan oluşan 90 BPM gerçekten sahnede çok iyi ve o kadar eğlenceliler ki eğlenmemek mümkün değil. Son albümleri “Şehir FM”deki ‘Dört Silahlı Adam’ şarkıları seyircide karşılığını buldu. Son 1 yıldır çok yakından takip ettiğim Baneva ise sahnede gayet iyi bir performans verdi. Sahne duruşuna ve kitleye olan hâkimiyeti biraz daha artınca daha da iyi olacak. Baneva şu anda en çok gelecek vaat eden rapçi ve herkes bunun farkında. Ceza’nın sahnesi ise her zamanki gibi ateşliydi. Davulda Ediz Hafızoğlu, basgitarda Cenk Turanlı, klavyede Barış Çakmakçı ve gitarda Emre Kula’dan oluşan ekibiyle gerçekten gecenin en enerjik performanslarından birini gerçekleştirdi. Saat 03.00’te hala Khontkar sahnedeydi ve karşısında hala bir kitle vardı. O da yerinde bir saniye bile durmayanlardandı.

Müthiş bir gece yaşadık, festivalin en güzel işlerinden birine imza atıldı o gece Babylon’da. Son dakikadaki mekân değişikliğinin çok iyi bir şekilde üstesinden gelen Babylon ve Red Bull ekiplerini kutlarım. İşleri çok zordu ve en sorunsuz bir biçimde geceyi kotardılar. Sorun vardıysa da en azından bize yansımadı.