Devlet Bahçeli'nin “HDP kapatılmalıdır” ifadesine ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Parti kapatarak, demokrasi sürdürülemez. Dolayısıyla prosedür bellidir, Sayın Bahçeli ‘kapatın’ dedi diye bir parti kapatılamaz” dedi.

CHP’li Öztrak’tan Bahçeli’nin ‘HDP kapatılmalıdır’ çağrısına yanıt

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin “HDP kapatılmalıdır” çağrılarıyla ilgili soruya, “Bizim dileğimiz hiçbir partinin kapatılmamasıdır. Parti kapatarak, demokrasi sürdürülemez. Dolayısıyla prosedür bellidir, Sayın Bahçeli ‘kapatın’ dedi diye bir parti kapatılamaz” yanıtını verdi.

Öztrak, "Hukuk devletini, demokrasiyi bitirdiler, devleti krize soktular, ekonomiyi çökerttiler, salgınla mücadeleyi ellerine yüzlerine bulaştırdılar, dış politikayı karaya oturttular, 2,5 yılın sonunda ülkeyi buhrana soktular" dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısının ardından CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı yaptı. Öztrak, Bahçeli’nin HDP’nin kapatılması sözleriyle ilgili soru üzerine “Bizim dileğimiz hiçbir partinin kapatılmamasıdır. Parti kapatarak, demokrasi sürdürülemez. Dolayısıyla prosedür bellidir, Sayın Bahçeli ‘kapatın’ dedi diye bir parti kapatılamaz” yanıtını verdi.

Öztrak’ın açıklaması şöyle:

Ekonomimiz derin bir buhranın içinde. Vatandaşlarımızın omuzuna yüklenen fatura, her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Saray hükümeti ise milletimize sırtını dönüyor. Enflasyon aldı başını gitti. Etin, peynirin olmadığı bir poşet bile markette 100 TL’den aşağı dolmuyor. Bebek mamasına, zeytinyağı şişelerine artık alarm takılıyor. Hükümet enflasyon rakamlarını karartıyor. Milletten gözlerini kaçırıyor.

‘YURDUN DÖRT YANINDAN HACİZ HABERLERİ YAĞIYOR’

İstanbul’da esnaf cinnet getirmiş; çatıya çıkmış, işyerinin tabelasını parçalıyor. Samsun’da bir vatandaşımız, avcuna ‘iş aş’ yazıp canına kıydı. Gebze Çayırova ’da dış cephe işi yapan bir vatandaşımız, Antalya’da genç bir jeofizik mühendisimiz, Kocaeli’nde bir aile babası işsizlikten, yokluktan canına kıydı. Burdur’dan, Trabzon’dan, Cizre’den… Memleketin dört yanından ‘açım’ diye bağırarak, hayatına son vermeye kalkışan vatandaşlarımızın haberleri geliyor. Millet artık yokluktan cinnet getiriyor. Ama Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı çıkıyor, ‘Türkiye’de yoksulluk sorun olmaktan çıktı’ diye açıklama yapıyor. Tabi… ‘Meseleleri mesele etmezseniz, mesele kalmaz.’ 10,5 milyon işsiz var. İş bulamayan gençlerimiz umutsuz. Tarım Kredi Kooperatiflerinden borç alan çiftçi, besici, sütçü; arazisini, traktörünü, ineğini kooperatife kaptırıyor. Yurdun dört yanından haciz haberleri yağıyor.

Alanya’da turizmciler, ‘dişimizin kanını somuruyoruz’ diyor. Akdeniz’de turizm emekçileri isyan ediyor: ‘Açlıkla yüz yüze bırakıldık, asgari yaşam şartlarını sağlayamıyoruz’ diyor. O sırada Turizm Bakanı; Bodrum’da, Turizm Bakanlığı’na tahsisli arazi üzerine yapılmış, ultra lüks bir oteli satın alıyor. Ticaret Sicil Gazetesi kaydına göre kendisi hala şirketin başında. Meşhur fıkradır. Saray, milletin kasasının dibini sıyırdı, 128 milyar dolar döviz sattı, rezervleri bitirdi, Merkez Bankası’nın döviz kasasını 47 milyar dolar borca soktu. Daha önce hiçbir kriz döneminde, böyle bir tabloyla karşılaşmadık. Sarayın milletin sırtına yüklediği yük, her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Tarım Bakanı, tarıma, çiftçiye yabancı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ailelerin durumundan bihaber, Turizm Bakanı batırdığı geminin mallarını kapatmanın derdinde… Millete de derdini Marko Paşa’ya anlatmak kalıyor. Saray’ın kibirli başı, milletin derdine derman olmak yerine, on parmağında on kara, CHP’ye sürmeye çalışıyor.

‘PARA PARADIR DEĞİL Mİ ERDOĞAN?’

Sarayın kibirlisi, hafta sonunda, açılış görünümlü ekran şovunda, Yine CHP hakkında ileri geri konuştu. Milletin malı mülkü, sorgusuz, sualsiz, Katar’a satılıyor. ‘Bu mallar kaça, neden, nasıl satılıyor’ diye soruyoruz. Bizi yatırımcı düşmanı ilan ediyor. Sonra da sıkılmadan akıl veriyor. ‘Paranın rengi, dini yoktur. Para paradır diyor. Memlekette şu fotoğrafların çekilmesine neden olduğunu milletimizin vicdanı unutmuyor. Başına çuval geçirilen askerlerimiz için vermediğiniz notayı, şu fotoğrafları çektiren, ABD’ye kaçan rüşvetçi, itirafçı için verdiniz. Siz ABD’ye nota verdiniz, bakanlarınız da buna plaket verdi. Ne de olsa; ‘Paranın rengi dini yoktur. Para, paradır’ değil mi Sayın Erdoğan?

‘AÇIKLADIKLARI HER VERİ ELDE KALIYOR’

Artık açıkladıkları her veri elde kalıyor. Toplam vaka sayısı değişiyor, beraberinde iyileşen hasta sayısı da değişiyor. Toplam vaka sayısı bir gecede ikiye katlanıyor. 20 gün sonra da iyileşen hasta sayısını, bir gecede 1 milyondan fazla artıyorlar. Ama her nasılsa, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı, bir türlü değişmiyor. Sayıları gizleyerek, belki de yüzlerce vatandaşımızın durumun ciddiyetini anlamamasına, tedbir almamasına, hayatını kaybetmesine neden oluyorlar. Milletin her akşam televizyon karşısında ‘Acaba ne söyleyecek’ diye ağzının içine baktığı Sağlık Bakanı da Bilim Kurulu da bu gerçekleri vatandaştan kaçırma operasyonuna ortak edildi.

Sadece Sağlık Bakanlığı değil, devletin tüm kurumlarının çivisi çıktı… EBA çöktü, Milli Eğitim Bakanlığı dijital saldırı dedi. Üç beş gün sonra aynı Bakan çıktı, ‘Pardon saldırı değilmiş, bizim çocuklar derse girmeye çalışıyormuş’ diye açıklama yaptı. 4 milyon gencimiz, uzaktan eğitime erişemiyor. Bakan Bey, dağıtılacağı söylenen 500 bin tablet bilgisayarın 150 bin tanesinin dağıtıldığını, söylüyor. 9 ay geçmiş, sene bitmiş, dönem geçmiş… İnşallah tablet gelecek.

Bir mafya bozuntusu, sarayın bekçisinin ısrarıyla özel afla hapisten çıkarıldı, ana muhalefet partisi Genel Başkanı’nın üstüne salındı. Genel Başkanımız açık açık tehdit edildi, ‘Sarayın Bekçisi’ sahip çıktı AK Parti Genel Başkanı’nın yanından sinek uçsa harekete geçen saray savcıları, ana muhalefet partisi lideri tehdit edilirken, biz şikâyetçi olmadan resen harekete geçemedi. Şimdi soruyoruz: Bu soruşturma ne aşamada, bu mafya bozuntusunun ifadesi alındı mı, alınmadıysa neden alınmadı? Bu ucube rejim, bağımsız yargının, hukuk devletinin köküne kibrit suyu döktü. Hukuk devletini, demokrasiyi bitirdiler, devleti krize soktular, ekonomiyi çökerttiler, salgınla mücadeleyi ellerine yüzlerine bulaştırdılar, dış politikayı karaya oturttular, 2,5 yılın sonunda ülkeyi buhrana soktular."

‘KONYA İÇİN HEYET GÖREVLENDİRİLDİ’

CHP Konya İl Başkanlığı’ndaki taciz suçlamasının MYK gündeminde olup olmadığı sorusu üzerine Öztrak, “Hayır ama partimiz her mağduriyet iddiasını ciddiye alır, soruşturur. Bir suç tespit edildiğinde de gereğini yapar. Bu çerçevede, bu olayda da parti içi hukukumuz işlemektedir. Merkez Yönetim Kurulu üyesi bir arkadaşımız başkanlığında bir heyet bu konu ile ilgili görevlendirilmiştir. İlginin ifadesi istenmiştir. Gerekli soruşturma yapılmaktadır” dedi.

‘HÜKÜMET ASGARİ ÜCRET İÇİN AĞZINI AÇMIYOR’

“Asgari ücret taban ve tavan fiyatları nasıl olmalı” sorusuna Öztrak, “CHP olarak biz pazarlığın nereden başlaması gerektiğini söyledik ama şu ana kadar hükümetin bir sesini duymadık. Havuz müteahhitlerine dolar avro ile her türlü gerekçeyi üreten hükümet, bugün emekçiler için ortalama ücret haline gelen asgari ücret konusunda ağzını açmıyor. Bugün Türk-iş Başkanı ‘onlar bir şey söylesin ondan sonra biz söyleyelim’ demiş haklı. Biz de bu hükümetin bu aşamada neler söyleyeceğini merak ediyoruz, bu hükümet işçiden emekçiden yana mıdır yoksa havuz müteahhitlerinden mi yanadır bunu da görmek istiyoruz” şeklinde yanıt verdi.

BAKAN SELÇUK’UN AÇIKLAMALARI

Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un Covid-19’un meslek hastalığı olamayacağı yönündeki açıklaması sorulan Öztrak, “Tüm doktorların, tüm sağlık çalışanlarının, Türk Tabipleri Birliği'nin, Sağlık Bakanlığı'nın meslek hastalığı sayılması yönündeki talepleri var. Cumhuriyet Halk Partisi grup başkanvekillerimizin bu bu yönde verdiği bir yasa teklifi de var. Kendisi tarafından bu konunun yeterince takip edin verdiğin ortaya koyuyor. Yasa ‘eğer bir kesimde belli bir hastalık görülme sıklığı toplum ortalamasının üzerinde ise bu meslek hastalığıdır’ diyor. Önce bu işin gereği yapılmalı, bu hastalıkla ön saflarda mücadele eden, savaşan, hastalığa en fazla yakın olan, çocuklarına göremeyen, ailesine göremeyen, fedakarlıklarla çalışan sağlık çalışanları ve doktorların COVİD-19 meslek hastalığı sayılması önünde gerekli adımlar atılmalıdır” yanıtını verdi.

EPDK’nın temsil ağırlama giderlerinin çıkarıldığı yönünde açıklamasına ilişkin Öztrak, “Vatandaşa Sen bu mağduriyetin giderilmesi için tek tek Mahkemeye gitmek zorundasın diyorsun böyle bir şey olmaz burada yapılması gereken açıktır Eğer burada bir mağduriyet varsa onunla ilgili bir düzenleme yaparsınız tüm vatandaşın hakkını verirsiniz” yorumunu yaptı.

İŞKUR'a başvuran sayısının bir milyonu aşması ve İşsizlik Fonu’nun azalması hakkında Öztrak, “Bu tür hallerin ortaya çıkması durumunda İşsizlik Fonu’nun ciddi sıkıntılar içine girebileceğini söyledik, bu yüzden de İşsizlik Fonu’na dokunmayız diyoruz. Şimdi ortada birçok sıkıntılı bir manzara var. İşsizlik Fonu’nun nasıl kullanılacağı açık, diğeri aslında bir sosyal yardım. Bunların da bütçeden ödenmesi için gereken düzenlemeler hemen yapılmalıdır” dedi.