Google Play Store
App Store

Bir yanda çevre duyarlılığı konusunda başı çeken ülkeler, öte tarafta katledilen insanlık ve doğa. Gazze’de insan ve doğa katliamı sürerken Mona Lisa’ya çorba fırlatmak dünyayı kurtarır mı?

Çorba atarak dünya kurtulmaz
Fotoğraf: AA

Eda Köprü YILMAYAN

İklim aktivistlerinin hedefinde sanat eserleri var. Bu kez Fransa’da Louvre Müzesi’nde sergilenen Mona Lisa tablosu sürdürülebilir gıda güvenliğine dikkat çekmek isteyen eylemcilerin hedefi oldu. Mona Lisa’nın başına gelen ilk protesto değil bu! 2022 yılında tabloya iklim krizine dikkat çekmek isteyen bir kişi pasta fırlatmış, cam tabaka sayesinde tablo zarar görmekten kurtarılmıştı. Leonardo da Vinci’nin meşhur Mona Lisa’sının yanı sıra iklim aktivistlerinden Claude Monet de Vincent Van Gogh da nasibini aldı. Peki bu tür eylemler amacına ulaşıyor mu? Mesele sadece dikkat çekmek mi? Bir yandan Gazze’ye 53 bin ton bomba yağdırılırken öte tarafta sanat eserlerine çorba veya pasta atmak gezegeni kurtarır mı? Eylemlere ilişkin sorularımızı sanat tarihi uzmanları Burcu Pelvanoğlu ve Nazlı Pektaş yanıtladı. İklim ve siyasetin iki ayrı konu gibi ele alınmasını ise Siyaset Bilimci Cangül Örnek değerlendirdi.

“RESİMLERE SALDIRMA ÇILGINLIĞI” 

Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Pelvanoğlu sanat eserlerine yönelik bu tür saldırıları eleştiriyor. “Saldırının biçimi ve saldırılan nesne aslında dünyanın giderek çok hoyratlaştığını ve kültürsüzlüğe doğru gittiğini gösteriyor. Devletlerin tarihine baktığınız zaman protestolar hep birbirini izlemiştir ama ilk kez resimlere saldırma çılgınlığıyla karşı karşıyayız. Bu durum resimlerin cam altına girmelerini de hızlandırıyor. Bu müzecilikte tartışılan bir konu”. Bu durumun yeni olmadığını II. Dünya Savaşı’nın ardından dünyanın giderek hoyratlaştığını belirten Pelvanoğlu, “Savaşın bile bir adabı, saatleri vardı şimdi sivillerin öldüğü bir savaştan söz ediyoruz. Bunlar hep bir bütün” diyor.

Prof. Dr. Burcu Pelvanoğlu
Mimar Sinan Üniversitesi
Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi

İsrail’in Gazze’de kullandığı ağır silahların insanlığa olduğu kadar çevreye, gezegene de etkisini hatırlatıp, iklim aktivistlerinden savaşa ilişkin güçlü bir ses duyabildiniz mi sorumuzu Pelvanoğlu, “Duymadım sanırım, hatırlayamadım” diye yanıtlıyor ve ekliyor: "Devletlerin politikalarının arkasında çok büyük paralar dönüyor. Dolayısıyla sadece bu eylemler eserlere zarar vermekle kalacak gibi görünüyor."

Nazlı Pektaş
Sanat Tarihçisi ve Küratör

Saldırılara ilişkin görüştüğümüz bir diğer isim Sanat Tarihçisi ve Küratör Nazlı Pektaş ise “Bana göre bu saldırı değil, bir protesto biçimi. Zira özellikle çevreciler tarafından cam ile korunan eserlerin önünde bu tür eylemler yapılıyor. Söylemek istedikleri açıkça şu: Ne daha önemli? Sanat mı, sağlıklı ve sürdürülebilir bir gıda sistemine sahip olma hakkı mı?” diyor. Pektaş “Louvre medeniyetlere ve yüzyıllara yayılan geniş bir sanat ve arkeoloji koleksiyonuna sahip. İki kadının böyle bir müzede, oldukça sıkı güvenlik sistemini aşıp çorbayı nasıl geçirdikleri konusunda bir bilgim yok ama içeri sokabildiklerine sevindim doğrusunu isterseniz. Zira müze de aktivistler de biz de biliyoruz ki hedef Mona Lisa değil, çürümüş sistem” diye belirtiyor.

∗∗∗

“SAVAŞIN YIKIMINI AKTİVİSTLER GÖRMEZDEN GELİYOR”

Eylemler kamuoyunda tartışıladursun “zümrüt yeşili ormanlar”, “temiz enerjiyle aydınlanan bir dünya”, “nefes alan bir atmosfer” vaat eden sivil toplum örgütlerinden Gazze’deki katliama dair güçlü bir ses yok! İsrail saldırılarda en az 53 bin ton bomba kullandı. Greenpeace Derneği’nin Madrid'deki Reina Sofia Müzesi’nin girişine astığı resmi atlamayalım. Greenpeace ve UnMute Gaza, Picasso’nun ünlü savaş karşıtı tablosu Guernica’nın da bulunduğu müzede eylem düzenlemiş, Amerikalı sanatçı Shepard Fairey’nin ateşkes çağrısı yapan pankartını müze girişine asmıştı. Ancak iklimi mesele eden örgütlerden yeterli sesin çıkmadığını hatırlayalım ve Filistin’i savunduğu için İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’in Alman kamuoyunda “istenmeyen insan” ilan edildiğini anımsayalım. Bir yanda çevre duyarlılığı konusunda başı çeken ülkeler, eylemciler öte tarafta katledilen insanlık ve doğa.

Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz Siyaset Bilimci Prof. Dr. Cangül Örnek, “Gazze’ye yönelik İsrail saldırısı büyük bir insani dramın yanı sıra büyük bir çevre kirliliğine yol açıyor. Savaş, kısa süre içerisinde hesaplanması zor bir karbon salınımı anlamına geliyor. Bu konuda Ukrayna savaşıyla birlikte bazı tartışmalar yapılmaya başlandı. Hatta hesaplama girişimleri de oldu. Ancak şimdilik varılan sonuç bile böyle bir hesaplamanın çok zor olduğu yönünde. Uçurulan savaş uçakları, kullanılan bombalar ve diğer mühimmat, yıkılan binaların ve yok olan altyapının yarattığı kirlilik, vb. Toprağın, suyun ve havanın akıl almaz biçimde kirletilmesinden bahsediyoruz” diyor. Yeniden inşa faaliyetinin yaratacağı kirliliğin de buna ekleneceğini belirten Örnek, “İsrail’in Filistinlilere ve onların doğalarına yönelik bir soykırım yürüttüğünü ancak İsrail’in daha önce de buna benzer doğa katliamlarına yol açtığını belirtiyor. “Batı Şeria’daki yerleşimci işgalleri sırasında Filistinlilerin zeytin ağaçları kesiliyor. Hatta İsrail, zeytin ağaçlarını keserek Filistinlilerin geçim kaynaklarını ortadan kaldırmayı bir politika olarak uyguluyor. Dolayısıyla kaygısı iklim değişikliği olan tüm örgütlerin bu konuyu öncelikli bir başlık olarak gündemlerine almaları gerekir. Ancak şu ana kadar gözlemlediğimiz tepki ne yazık ki çok sınırlı”. Peki nasıl oluyor da iklim ve siyaset iki ayrı konuymuşçasına ele alınıyor? Sorumuzu Örnek şöyle yanıtlıyor: Bu bizim doğrudan politik olan, çözümü politik değişimden geçen pek çok konuda gördüğümüz bir tepki. Bu tür gündemlerin siyaset dışı ya da siyaset üstü gösterilmesi, yaratılmak istenen yanılsamanın bir parçası. Halbuki örneğin Greta Thunberg’i Filistin’e destek verdiği için iklim yerine siyaset konuşmakla suçlayanlar, hem işgalden iklim krizine kapitalizmin bir bütün olarak dünyaya ve insanlığa ödettiği bedelleri birbirinden ayrı başlıklarmış gibi ele alıyorlar hem de aslında savaşın ve işgalin doğanın yıkımına yol açtığı gerçeğini görmezden geliyorlar.

Prof. Dr. Cangül Örnek
Siyaset Bilimci