Ressam, heykeltıraş, yazar ve bir Cumhuriyet kadını: Melek Celâl. Sakıp Sabancı Müzesi, Celâl’i geniş kapsamlı bir sergiyle hatırlatıyor. Serginin küratörü Ölçer, "Bir anda bir kadının hayatı ve bir döneme şahit olduk" dedi.

Cumhuriyet kadını Celâl’i yaşamak
Eski Büyük Millet Meclisi Kürsüsünde Kadın, 1936

Deniz Burak BAYRAK

Melek Celâl on parmağında on marifeti olan bir isim; ressam, heykeltıraş, gazeteci, yazar, eleştirmen ve Cumhuriyet kadını. Ama bu denli hünerli bir kadının bir özelliği daha var: unutulmak. Bizlerse onu Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM)’nin ön hazırlığı yaklaşık iki yıl süren sergisi aracılığıyla hatırlıyoruz. Serginin adı “Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl”, küratörü ise SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer.

Melek Celâl

Melek Celâl, 1935’te ilk kişisel sergisini açan öncü bir sanatçı. Sergi, onun çocukluğunda yaşamının son yıllarına kadar ışık tutan, ayrıca erken Cumhuriyet Dönemi’ni de yansıtan çok zengin bir koleksiyondan oluşuyor. Doğan Paksoy koleksiyonu; fotoğraf, kartpostal, hatıra, günlük, gazete kupürü gibi birçok materyal içeriyor. Bunu Dr. Nazan Ölçer “Birdenbire bir kadının acılarına, anılarına, seyahatlerine, ailesine ve bir döneme adım adım şahit olduk” diyerek anlatıyor.

Dr. Nazan Ölçer serginin hazırlık sürecini Deniz Burak Bayrak’a anlattı.
(Fotoğraf: BirGün)

RESİMLERİNİ HİÇ SATMADI

Sergide Celâl’in şövalesinden çıkmış epeyce resim var. Bunlar natürmort, portre, desen ve eskizlerden oluşuyor. Ancak onun ressamlığının ön planda olduğu gelmesin akıllara. Celâl’in profesyonel bir resim eğitimi almadığını aktaran Ölçer, “Hep konuk öğrenci olmuş. Evde eğitim almış. Ama oldukça yetenekli. Bence ısrarlı olsaydı çok iyi bir yazar olabilirdi” diyor. Öte yandan sergilenen resimlerin özel koleksiyonlara ait olduğunu görüyoruz. Dikkatimizi çekiyor ve soruyoruz. Nazan Ölçer Melek Celâl’in yaşamı boyunca hiç resim satmadığını, hep birilerine armağan verdiği bilgisini bizimle paylaşıyor. Böyle bir tercihin de bir ressam için toplum gözünde unutuluş için bir neden olabileceğini düşünüyoruz.

Ama mekânda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağışladığı bir resim var ki bütün ilgi ona yöneliyor, söz etmeliyiz. Resimde meclis kürsüsünde konuşma yapan ama yüzü olmayan bir kadın figür var. Yüzünün çizilmemiş olması soru işaretleri doğuruyor. Melek Celâl acaba o kadının kişiliğinde “Her kadın bunu yapabilir” demek istiyor olabilir mi? Ciddi bir politik aktivizm örneği diyebiliriz.

Fotoğraflarını izleyerek sanatçının çocukluktan genç kızlığa ve daha sonrasına tanıklık ediyoruz. Tabii burada evlerinin içine, o evin müdavimlerine de bir göz atıyoruz. Moda’da şimdi yerinde yeller esen evleri, ihtişamlı Villa Wohl âdeta bir Paris salonu. Bilim ve sanatın her dalından ziyaretçilere açık olan evin en bilinen simaları; Leyla Saz, Şair Nigâr Hanım ve Yahya Kemal. Öyle ki Yahya Kemal ile Melek Celâl’in arkadaşlıkları öylesine ilerler ki İstanbul’u tam anlamıyla gezmek için “Aziz İstanbul” şairinden iyisi olur mu?

Heykelli Natürmort

CESUR BİR GAZETECİ

Celâl, ressamlığının yanında üç ayrı gazetede köşesi olan çok önemli bir kalem aynı zamanda. Değindiği konulara baktığımızda oldukça cesur bir gazeteci. Yazılarından dikkat çeken satırbaşlarını Ölçer’den dinliyoruz: “Üsküdar’ın neden korunması gerektiğini anlatan, ‘Şehrin en eski bölgesine betonlar dikmeyin’ diyen bir tarih savunucusu. Halı almaya gittiğinde ‘Çin modeli mi verelim, İran modeli mi?’ diye sorulunca öfke duyan ve bunu köşesine taşıyan, niçin kendi halılarımızın değerini bilmediğimizi soran, moda heveslere kızan, sokakların genişletilmesi için binaların yıkılmasına sert tepkiler veren bir gazeteci. Onun en önemli özelliği ise gördüğü yanlışları hep paylaşması; Celâl’de müthiş bir özgüven, bilgi, cesaret ve sezgi var”.

Anlatmakla bitmeyecek bir doküman zenginliğine sahip sergi 28 Nisan’a kadar sürecek. Sergi pazartesi hariç her gün 10.00 - 18.00 arasında SSM Galeri -2’de ziyaret edilebilecek. Zannediyoruz ki çok yetenekli ve birçok alana ilgi duyup hakkını vermiş Melek Celâl’i severek ayrılacaksınız müzeden. Belki onu tanımayan ya da unutan yakınlarınıza da hatırlatarak.

Şapkalı Otoportre, 1941

∗∗

ÇOCUKLAR İÇİN ATÖLYE

Eğitim programlarıyla da desteklenecek sergi kapsamında 26 Ocak’ta Müzede An’da atölyesi gerçekleşecek. Sanat terapisi ve farkındalık ilkelerinden ilham alan atölyede 5-7 yaş arasındaki çocuklar ve ebeveynleri, Melek Celâl’in galeride yer alan farklı natürmort eserlerinin renk ve kompozisyonlarını keşfedecek. Sergide Melek Celâl’in tekniğine, eserlerinin geçirmiş olduğu restorasyon çalışmalarına, kullandığı malzemelerin yapısı ve dokusuna ışık tutan “Görünenin Ötesinde Melek Celâl” bilimsel analiz çalışması da yer alıyor.