Depremlerin ardından geçen bir yılda halkın yaraları sarılamadı. İktidarın ihtişamlı törenlerle seçimden seçime hatırladığı bölgede yurttaşlar kendi haline terk edildi. Barınma, beslenme, eğitim, sağlıktaki sorunlar derken yalnız bırakılan halkın tek çıkar yolu dayanışma. Yurttaş, kendisini yalnız bırakan iktidara karşı bir arada.

Dayanışma yaşatacak
Fotoğraflar: BirGün

Politika Servisi

İktidar, depremin ilk saatlerinden bu yana halkı yalnız bıraktı. Yıkılan kamu binaları, çöken yollar, kullanılmaz hale gelen havaalanları ilk günlerde bölgeye yardım ulaşmasına engel oldu. Kendi başının çaresine bakması istenen yurttaşlar dayanışma içinde yaralarını sarmaya çalıştı. Bir yanda baskılar, engellemeler, canlı yayınlarda yardım şovları organize edilirken diğer yanda ülke tarihinin en büyük dayanışma kampanyalarından biri örgütlendi. Sol ve sosyalistler, muhalif partiler, yerel dernekler, halk ülkenin dört bir yanında depremden etkilenen yurttaşlar için seferber oldu. İktidar ise yardım kampanyalarını tekeline almaya çalıştı. AHBAP gibi dayanışma derneklerine bile savaş açan iktidar muhalif belediyelerin yardım tırlarına engel oldu.

DAYANIŞMA YAŞATIYOR

Pek çok televizyon kanalında aynı anda gerçekleşen ortak yayında toplanan paralar şova dönüştürüldü. Türkiye'de yüzlerce televizyon ve radyo kanalında yedi saat boyunca yayımlanan Türkiye Tek Yürek yardım kampanyası için düzenlenen programda, 6 Şubat'taki iki depremden sonra hayatta kalanlar için 115,1 milyar lira toplandı. Şova dönen etkinlikte taahhüt edilen paradan 30 milyar TL'nin hâlâ AFAD hesaplarına ulaştırılmadığı açıklandı. Bağışların kimler tarafından ve nasıl kullanıldığı ise hala soru işareti.

Öte yandan aradan geçen bir yılın ardından bölgeyi seçimden seçime hatırlayan saray rejimi depremzedeleri kendi kaderine terk etti. Halkın tek çaresi, yürütülen dayanışma faaliyetleri oldu. 1999’da Kocaeli Gölcük merkezli meydana gelen Marmara depreminde kurulan Dayanışma Gönüllüleri, 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin ilk gününden itibaren de halka destek vermeye koştu. Ülkenin dört bir köşesinde dayanışma ilişkilerini açığa çıkartan Dayanışma Gönüllüleri, depremden en çok etkilenen yerlerin başında gelen Hatay’ın Defne ve İskenderun ilçelerinde yerleşik düzene geçti. Dayanışma Gönüllüleri, İskenderun’da TMMOB işbirliği ile 450 m2’lik yaşam alanı ve Defne’de konteyner kent kurdu. Depremin ilk günlerinde, arama kurtarma çalışmalarından, çadır, erzak, giysi teminine kadar birçok ihtiyaç dayanışma faaliyetleri ile tamamlandı.

Aralarında üniversite öğrencilerinin, eğitimcilerin, sağlıkçıların, bölge halkının bulunduğu bu dayanışma ağı ile örülen faaliyetlerle; eğitim, sağlık, gibi sorunlar başta olmak üzere hayatın her alanında birlikte mücadele etmenin de önemini gösterdi. O faaliyetlerden bazıları ise şunlar:

Depremin ilk zamanlarında temel ihtiyaçlara öncelik verildi. İlk olarak İskenderun Mustafa Kemal Mahallesi'nde açılışını gerçekleştirdikleri yaşam alanına 120 öğrencilik konteyner eğitim kampüsü, konteyner kreş, açık oyun alanı, günlük 10 ton içme suyu kalitesinde su arıtma ünitesi, 40 adet çamaşır makinesi ve 21 adet tuvalet-duş kuruldu. TMMOB işbirliği ile açılan 450 metrekarelik yaşam alanı, öncelik kadınlar ve çocuklar olmak üzere haftada 4 bin 200 aileye hizmet üretti.

Dayanışma Gönüllüleri değişen ihtiyaçlara uygun olarak üyeleri arasından avukat, sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve psikiyatristleri bölgeye görevlendirdi.

Dayanışma Gönüllüleri, Çiftçiler Sendikası Çiftçi Sen ile birlikte çiftçilerin, küçük üreticilerin topraklarından koparılmalarına karşı tohum, fide, gübre, yem dayanışmasını hayata geçirdi. Köylerde tarımsal üretimin, tencerelik gıda üretiminin devamı sağlandı.

Dayanışma Gönüllüleri, bölgede aynı zamanda işini kaybeden depremzedeler için bir gelir modeli oluşturmayı amacıyla başta kadınları ekonomik olarak destekleyecek olan, ekolojik ve sağlıklı gıda üreten, Hatay halkının nitelikli konutlarda barınması için faaliyet yürütecek olan Hatay Dayanışma, Üretim ve İşletme Kooperatifi’ni kurma çalışmalarını başlattı.

Harbiye, Tomruksuyu, Sutaşı, Aknehir gibi mahallelerde çeşitli halk buluşmaları gerçekleştirildi.  Dayanışma Gönüllüleri, ‘Hatay’ı bizsiz kuramazlar’ sloganı ile kitlesel bir halk yürüyüşü düzenledi.

Su sorunun hala devam ettiği kentte Dayanışma Gönüllüleri, İNSEV ve Bütün Çocuklar Bizimdir Derneği’yle birlikte Hatay’da 6 noktada 50 bin kişiye sağlıklı ve temiz su hakkı kapsamında kurduğu arıtma cihazlarının açılışını da geçtiğimiz gün gerçekleştirdi.

BURADAYIZ, GİTMİYORUZ

Öte yandan aralarında SOL Parti, TİP, TKP, EMEP’in de bulunduğu birçok sosyalist parti, demokratik kitle örgütü, sendikalar, kadın ve gençlik örgütleri de yıl boyunca dayanışma faaliyetlerini sürdürdü.

Depremin üzerinden aylar geçtikçe sorunları azalmayan aksine günlük hayatın sorunları da halkın sırtında yük oldu. Bu sorunlar etrafında örgütlenen yurttaşlar, Hatay’da dernekleşti. Kentte dayanışma faaliyetlerini sürdüren ve haksızlıklara karşı mücadele etme amacı ile örgütlendiklerini belirten Depremzede Derneği “Hatay, Hataylılar tarafından inşa edilene kadar buradayız ve gitmiyoruz." İfadelerini kullandı.

Deprem bölgesinde köylerde, mahallelerde dayanışma içerisinde olan kadınlar ve gençlerde Hatay’da yaz kamplarında buluştu. Çeşitli atölyeler, forumlar, etkinlikler düzenleyen SOL Feminst Hareket ve SOL Genç ülkenin çeşitli yerlerinden dayanışma faaliyetleri örgütledi.

DİSK, KESK, TMMOB, TTB gibi sendika ve meslek odaları da deprem bölgesinde konteyner kentlerde dayanışma örnekleri oluşturdu.