DEM Parti'den Bahçeli'ye 4 maddelik yanıt
DEM Parti, parti teşkilatlarını ağır ifadelerle hedef alan ve partiye yapılan hazine yardımı ile milletvekillerinin maaşlarının kesilmesi çağrısında bulunan MHP lideri Bahçeli'ye yanıt verdi. Partiden yapılan açıklamada, "Bu ülkenin başına gelmiş en büyük kötülük siz ve yürüttüğünüz siyasettir" denildi.
DEM Parti, bugünkü grup toplantısında ağır ifadelerle partilerini ve eş genel başkanlarını hedef alan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yanıt verdi.
Bu ülkenin başına gelmiş en büyük kötülüğün Bahçeli ve yürüttüğü siyaset olduğuna vurgu yapılan açıklamada, "Gençlerin ölümünü durdurmak için harekete geçmek yerine, hamaset ile ölümleri kutsayan ve çatışmanın devam etmesini isteyen sizsiniz" denildi.
Bugünlerin, barışı cesaret ve haysiyetle savunma günleri olduğu kaydedilen açıklamada, "Telaffuzunu bile kendimize yakıştırmadığımız o hakaretleri misliyle kendisine iade ediyoruz" denildi.
Partinin "X" sosyal medya hesabı üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:
"Bu ülkenin başına gelmiş en büyük kötülük siz ve yürüttüğünüz siyasettir. Gençlerin ölümünü durdurmak için harekete geçmek yerine, hamaset ile ölümleri kutsayan ve çatışmanın devam etmesini isteyen sizsiniz. Çetelerle kol kola girenlerin, sırça köşklerinde yaşayanların gencecik insanların ölümünü izlediği bugünlerde; barışı cesaret ve haysiyetle savunmanın günüdür. Telaffuzunu bile kendimize yakıştırmadığımız o hakaretleri misliyle kendisine iade ediyoruz."
Partimize ve Eş Genel Başkanımıza hakaret eden Devlet Bahçeli'ye cevabımızdır:
— DEM Parti (@DEMGenelMerkezi) December 26, 2023
* Bu ülkenin başına gelmiş en büyük kötülük siz ve yürüttüğünüz siyasettir.
* Gençlerin ölümünü durdurmak için harekete geçmek yerine, hamaset ile ölümleri kutsayan ve çatışmanın devam etmesini… pic.twitter.com/S4UjOUZXgN
BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?
MHP lideri Bahçeli, partisinin bugünkü grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş, DEM Parti ve CHP ve AYM'yi hedef almıştı.
Bahçeli, DEM Parti'ye yönelik eleştirilerinde özetle şunları söylemişti:
"Daha neyle avunuyorsunuz? Şayet buna adalet diyorsanız, batsın sizin adaletiniz. Şayet buna hukuk diyorsanız, olmaz olsun böyle hukukunuz. DEM’in hukuken defni yapılmadıktan sonra Türkiye’ye huzur gelmeyecektir. DEM’in soysuz bir eşbaşkanı demiş ki; Kürt sorunu ve Öcalan’a yönelik tecrit devam ettikçe Tekirdağ’lı da, Trabzonlu’da huzur bulamayacak.'
DEM’in onursuz ve şerefsiz bir milletvekili de, onurlu çözümün bebek katiliyle diyaloğun başlatılması ve tecridin kaldırılması olarak açıklamış. Bize göre çözüm bellidir ve bilinmektedir. O da terörü ve teröristleri topluca imha etmek, bölücü destekçilerinin acımasızca kökünü kazımaktır. Adalet bu sayede yerini bulacaktır.
HDP’nin devamı, PKK’nın gece görüş dürbünü olan DEM’in TBMM’de daha fazla yer alması toplumsal ve siyasi tansiyonu kontrol edilemez aşamalara taşıyabilecektir. Ne sahada, ne ovada, ne şehirde, ne belediyede, ne dağda, ne mağarada, ne de Türkiye Büyük Millet Meclis’inde terörist görmeye dayanma gücümüz artık kalmamıştır.
Ya bu hesabı sorup burunlarından fitil fitil getireceğiz, ya da ihanetin şımarmasına, gittikçe meydan okumasına sessiz kalıp yıkımın altında kalacağız. Ya adalet diyeceğiz, ya da dış destekli, istihbarat örgütlerinin arka bahçesi olan bölücü terör örgütünün kanlı akıntısında kaybolup gideceğiz. Ya devlet başa, ya da kuzgun leşe diyerek duruş göstereceğiz."