Maraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler İzmir'de anıldı. Anmada yapılan açıklamada, sorumluluğu olan hiçbir kamu görevlisinin istifa etmediğini veya görevden el çektirilmediğine vurgu yaptı.

Depremde hayatını kaybedenler İzmir'de anıldı
BirGün

BİRGÜN EGE

Türkiye'yi sarsan Maraş merkezli depremlerin birinci yıl dönümünde hayatını kaybedenler İzmir'de anıldı. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Bayraklı Deprem Anıtı önünde gerçekleşen anmaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Dr. Cemil Tugay, Karabağlar Belediye Başkan Adayı Helil İnay Kınay, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri katıldı.

TMMOB İKK Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, "Üzerinden bir yıl geçmesine karşın, bölgede çadırlarda ve konteynerlerde yaşam savaşı veren yoksul insanlarımızın içimizi sızlatan durumudur. Sonuçları itibariyle 'asrın felaketi' kelimeleri arasına sıkıştırılarak 'kadere' bağlanan afetin sorumluları ortada yoktur. Yaşamını yitiren yurttaşlarımızın yanında bir de 'faili meçhul' kayıpların olması, ayakta kalma mücadelesi veren afetzede yurttaşlarımızın acısını neredeyse  isyana dönüştürmüştür" dedi.

Sorumluluğu olan hiçbir kamu görevlisinin istifa etmediğini veya görevden el çektirilmediğini vurgulayan Akdemir, "Yardım malzemelerinin vicdan ve sorumluluk sahibi STK'lar, gönüllü kuruluşlar ve meslek örgütleri dışında zamanında yerine ulaştırılmaması, zorlu kış şartlarında yurttaşlarımızı çaresiz bırakmış, deprem, sel gibi doğa kaynaklı afetlerde yurttaşın üstünü örtecek çadırı sağlamakla yükümlü Kızılay, kendi sitesinden çadır satışı yaparak adeta fırsatı ticarete dönüştürme telaşına düşmüştür. Yaklaşan yerel seçimler öncesi, yıkıma uğrayan kentlerde yardım alma koşulunu, oy karşılığına bağlayan yönetim sisteminin bir sonucu olarak, ülkemizin yeni afetlerde düşeceği durum kürsüden, hem de en yetkili ağız tarafından itiraf edilmiştir" diye konuştu.

Türkiye'de deprem yönetmeliği 11 kez değişirken, 19 kez çıkarılan imar affından yıkılan binaların kaç tanesinin yararlandığını soran Akdemir, "Doğa kaynaklı afetleri gerekçe göstererek, bu durumu fırsata dönüştürme çabalarının  giydirilmiş adı, mevcut hali ile 'kentsel dönüşüm' ütopyasıdır. Yoksul insanların yaşamları boyunca elde ettikleri tüm birikimlerini kullanarak, aç kalma pahasına satın alıp, başlarını soktukları konutların, afet güvensiz alanlarda, denetimden yoksun  ve 'çürük' yapılmasının sorumlusu kendileri değil, mevcut sistemdir. Anayasa ile güvence altına alınmış barınma hakkı, yurttaştan alınıp beton lobilerine teslim edilemez. Yıkılan her binanın, kaybolan her canın, yetim ve öksüz kalan her çocuğun acısını yüreğimizde hissediyoruz" ifadelerini kullandı.