Kayseri’de yurttaşların "O yapacağınız depo patlarsa, Pınarbaşı havaya uçar" sözleriyle tepki gösterdiği ve iptal edilen dinamit tesisi için ikinci kez başvuru yapıldı. Onaylanırsa 425 ton patlayıcı madde depolanacak.

Dinamit yeniden ateşlenecek
Ocak ayında yapılan ÇED toplantısına yurttaşların tepkisi damga vurdu. (Fotoğraf: BirGün)

Gökay BAŞCAN

Kayseri’de kurulmak istenen, BirGün’ün haberinin ardından iptal edilen patlayıcı madde tesisi projesi için ikinci kez başvuru yapıldı. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci sonlandırılan projenin ardından, ikinci başvurusunda kapasiteyi düşüren şirket, ÇED sürecinden muaf tutulmaya çalışıyor. Proje onaylanırsa yerleşim yerlerine sadece 950 metre uzaklıkta bulunan, mera ve çayır olarak geçen bölgede, 1 adet 200 tonluk, 3 adet 75 tonluk olmak üzere toplam 425 tonluk patlayıcı madde deposu yer alacaktır.

‘HAVAYA UÇARIZ’

Erciyes Patlayıcı Maddeler A.Ş., Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi Aşağıbeyçayır ve Eğrisöğüt mahalle sınırlarına patlayıcı madde tesisi kurmak için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Projeyi, “Halkın merasına patlayıcı deposu” başlığıyla duyuran BirGün’ün haberinin ardından 31 Ocak’ta halkı bilgilendirme toplantısı yapıldı. Toplantıya yurttaşlardan birinin "O yapacağınız depo patlarsa, Pınarbaşı havaya uçar" sözleri damga vurmuştu. Haberin ve toplantıda bölge halkının itirazlarının ardından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı projeyi durdurdu. Tonlarca patlayıcı maddenin köylerindeki mera alanlarında üretilmesini ve depolanmasını istemeyen bölge halkı kararı sevinçle karşıladı.

HAZİNE ARAZİSİ VERİLDİ

Projesi sonlandırılan şirket, aynı yerde ikinci bir başvuru yaptı. ÇED süreci sonlandırılan projeye kıyasla yıllık üretim kapasitesini 31 bin ton, patlayıcı madde deposunun kapasitesi ise 150 bin ton düşürüldü. Böylece, Yaklaşık 9 buçuk milyon TL harcanacak proje kapsamında, yılda 55 bin ton anfo üretimi yapılacak ve 1 adet 200 tonluk, 3 adet 75 tonluk olmak üzere toplam 425 bin ton kapasiteli 4 adet patlayıcı deposu inşa edilecek.

Öte yandan, 912 bin metrekarelik alan çayır ve mera arazilerinden oluşan bölge, Pınarbaşı Kaymakamlığı Milli Emlak Şefliği ile söz konusu direkt tarafından imzalanan sözleşmeyle kullanımına izin verilmişti.

ETKİSİ DEĞİŞMEYECEK

BirGün’e konuşan Kayseri Karaçay Kültür ve Dayanışma Derneği Başkan Avukat Harun Özkan, şirketin ÇED sürecinden muaf tutulmaya çalışıldığını belirtti. “İlki ÇED’e tabi olan bir projenin yenilenmesi halinde ÇED’e tabi tutulmaması anlaşılabilir bir durum değildir” diyen Özkan, “86 bin ton olan üretim kapasitesi ikinci projede 55 tona indirilmiştir. 55 bin ton patlayıcı üretmek ne zamandan beri çevreye zarar vermeyecek düzeyde sayılmaktadır? Kapasitenin küçültülmesi çevresel etkisini asla ve asla değiştirmeyecektir” ifadelerini kullandı.

BÖLGEDE GÖÇ HIZLANACAK

Bölgenin önemine dikkat çeken Özkan şöyle konuştu: “20 yıl kadar önce orman köyü yapılma aşamasında ağaçlandırılması için köylülerimiz meralarını ve tarlalarını devlete vermiştir. Bu nedenlerle köyümüzün merası olarak ihale yapılan yer dışında geniş bir alan kalmamıştır. Bu alan gerek bizim köyümüzce gerekse komşu köyümüz olan Aşağıbeyçayır köyünce de kullanılmaktadır. Meranın ortadan kalkması sonucunda hayvanların otlak alanı yok olacak, gelişmekte olan hayvancılık ortadan kalkacaktır. Son yıllarda oldukça artan arıcılık faaliyeti ortadan kalkacak, organik bal, meyve, sebze kalmayacaktır. Yapılması planlanan tesis köy içme suyu kaynağına 200 metre mesafede olup, tüm köy halkı zehirlenecektir. Planlanan tesis tarlalarımızın hemen yanında olup tarımı bitirecek, zehirli tahıl imalatına neden olacaktır. Köy merkezimiz 1770 rakımlı olup patlayıcı madde fabrikası kurulması halinde temiz havası ve doğası bozulacaktır. Kod olarak daha düşük seviyede olan Zamantı Irmağına atıklar karışacak, sulama ve balık yetiştirmede kullanılan ırmak zehir saçacaktır. Bitki örtüsü bozulacak, hayvan popülasyonu yok olacak, gürültü ve görüntü kirliliği, çevre kirliliği olacaktır.  Yapılmak istenen tesis sağlıklı temiz ortam için köye gelen insanımızı zora sokacak, köyden kente göçü hızlandıracaktır."

Özkan son olarak başvurunun ikinci kez reddedilerek projenin iptal edilmesi gerektiğini belirtti.