Piyanist Dengin Ceyhan, erkek egemen dünyada yeterince adını duyuramamış dâhi piyanist kadınlar için bir albüm yaptı. Görmezden gelinmelerine göz yumamadığını söyleyen Ceyhan, “Her biri ayrı bir dünya” dedi.

Direnişçi parmaklar
Dengin Ceyhan

Işıl ÇALIŞKAN

“Dünyaca ünlü besteciler kimler?” sorusuna çoğumuzun cevabı Mozart, Chopin, Beethoven… Oysaki bununla sınırlı değil elbette. Önemli bestelere sahip olan fakat klasik müziğin popüler isimleri arasında yer alamamış onlarca kadın var. Clara Schumann , Fanny Mendelssohn, Agathe Backer Grondahl, Melanie Chasselon, Lili Boulanger, Cecile Chaminade, Maria Szymanowska gibi. Bu bestecilerin çoğunun hikâyesi babaları ve eşleri tarafından duyulmasına engel olmuş olması. Piyanist Dengin Ceyhan, 13 kadın bestecinin içinde bulunduğu ‘Piyano’nun Kadınları’ albümünü dinleyiciyle buluşturdu. Ceyhan ile bu kadınları ve albümünü konuştuk.

Piyanonun kadınları için bir albüm yapma fikri nasıl doğdu?

Pandemi döneminde İstanbul’a yeni taşındığım zamanlarda bir arkadaşımın sokakta hasta bir kediyi bulup onu iyileştirip sonra da sahiplendirme ilanına denk gelmiştim. Fotoğrafından o kadar yüksek bir enerji almıştım ki, hemen tanışmak istedim.

Kedimi alıp evimize götürürken isminin ne olacağını düşündüm yol boyu. Vapura bindiğimizde aklıma Clara Schumann geldi, tanımış olduğum ilk kadın piyanist besteci. Sonra kedime dönüp “Clara” dedim kafasını çevirip hemen baktı ve kızımın ismi Clara oldu. Aradan bir süre geçen zaman zarfında Clara Schumann’ın doğum gününde bir eserini çalmak istedim, Clara’nın isim annesinin eserini dinlemesi için. Hem Clara’nın hem de benim çok hoşuma gitti. Farklı bir tını hissettim. Hani herhangi bir işe “kadın eli değmesi” olayı başka boyuta taşır ya, onu piyanoda hissettim. Sonra bu hissiyatın cevabını aramaya başladım kendi içimde, bunun üzerine de diğer kadın bestecileri araştırıp eserlerini bulmaya çalıştım, Fanny Mendelssohn, Lili Boulanger, Cecile Chaminade… Resmen bambaşka bir dünyayı keşfettiğimi hissettim. Sonrasında bu eserleri kim nasıl yorumlamış diye araştırdım, Türkiye’den daha önce başka bir piyanist böyle bir şey yapmamış, dünyada ise araştırıp bulduğum kadarıyla 5-6 piyanistten fazlası yok. Dünyanın en köklü müzik türü olan klasik müzik için kadın bestecilerinin bu kadar görmezden gelinmesi, belki de benim bu projeyi yapmamadaki en büyük teşvik ve motivasyon olmuştur.

KONSERLERDE 13’TEN FAZLASINI ÇALACAĞIM

Klasik müziğin kadın bestecileri nasıl bir seçkiyle bu albümde buluştu?

Albümde yer alan bestecilerin birçok piyano eseri mevcut, ben albüm programını oluştururken, kendime en yakın hissettiğim, dinleyenin de etkisini rahatça hissedeceği bir repertuvar oluşturmaya çalıştım. Aslında tabii klasik müziğin kadın sanatçıları albümde bulunan 13 besteciden ibaret değil. Albüm dışında olan kadın bestecilerin eserlerini de konser repertuvarıma ekleyip performe edeceğim.

Erkek egemen dünyada yeterince sesini duyurmayı başaramamış isimlerden sizi en çok etkileyen birkaç hikâyeyi bizimle paylaşır mısınız?

Aslında hepsinin hikâyesi birbirinden araştırılmaya değer ve hepsi birbirinden etkileyici. İsim isim değil de genel olarak hikâyeden bahsedip, bu röportajı okuyanların kendilerinin araştırıp öğrenmesini isterim, çünkü kendilerine bambaşka bir dünya açmış olacaklar. Bu hikâyelerin ortak özelliği ise; küçük yaşlarda fark edilen yeteneklerin, ileriki dönemlerinde ya ailelerinden, ya da eşlerinden gördükleri baskılar ve engellemelerin yanı sıra, ailesinden destek görüp kadın olduğu için eğitim hakkı elde edemeyen öğrencilerin eğitim için direnmesi, baskı ya da eğitim sıkıntısının olmadığı bestecilerin bu sefer ya savaşlar yüzünden ya da yaşadıkları sağlık problemleri yüzünden yaşadıkları zorluklar ile büyük mücadele veren kadınların hikâyeleri ve eserleri bu albümün hikâyesini oluşturuyor.

SANAT DESTEKLİ BİR POLİTİKA İSTİYORUZ

Albüm Cumhuriyet’in 100’üncü yılına denk gelmesiyle de ayrı bir anlam taşıyor. Klasik müzik tarihimizde kadınların piyano dokunuşu etkilerinden söz eder misiniz?

Bu albümünün Cumhuriyetimizin 100. yılına denk gelmesi belki de güzel bir başlangıcın ilk adımı olur. Sonuç olarak dünyanın en köklü müziğinde, bu müziğin kadın emekçilerine dair bir çalışma yapılması, başta kız çocukları olmak üzere, müzisyen olmak isteyen herkese ışık tutacağı inancındayım. Ne imkânsızlıklar ile hayata yapmak istedikleriyle tutunmaya çalışanların hikâyesini bilmek, öğrenen herkesin ufkunu genişletecektir. Ülkemizde de çok iyi kadın piyanist ve besteciler var. İşini iyi yapan herkesin, icrasını da rahatça sergileyebileceği bir sanat destekli bir politikaya ihtiyacımız var.