DİSK, KESK ve TMMOB'dan TTB davası öncesi açıklama: "Tüm meslek örgütlerine gözdağı verilmek isteniyor"
30 Kasım'da görülecek olan TTB Merkez Konseyi'nin görevden alınmasına ilişkin dava hakkında DİSK, KESK ve TMMOB ortak açıklama yaptı. Açıklamada mahkeme sürecinin hukuki dayanaklardan yoksun olduğuna dikkat çekilerek "Yargı baskısı karşısında TTB'nin yanındayız. Bu dava, tüm meslek örgütlerine, odalara, sendikalara ve demokratik kitle örgütlerine bir gözdağı verme amacı taşımaktadır" denildi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin görevden alınması talebiyle açılan davanın yedinci duruşması öncesinde Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ortak yazılı açıklama yaptı.
Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 30 Kasım 2023 günü görülecek dava hakkında yapılan açıklamada "Yargı baskısı karşısında TTB'nin yanındayız" denildi.
Ortak açıklamada TTB üzerinden tüm meslek örgütleri, odalar, sendikalar ve demokratik kitle örgütlerine gözdağı verilmek istendiği kaydedildi.
Yargılama sürecinin hukuki dayanaktan uzak ve keyfilik barındırdığı belirtilen açıklamada "Hekimlik mesleğinin toplumsal sorumluluğunu her koşulda yürekten hisseden TTB’nin yargı mücadelesinin sonuna kadar yanındayız" ifadeleri kullanıldı.
DİSK, KESK ve TMMOB tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
İktidarın muhalif kesimlere, sendikal faaliyetlere, basın emekçilerine, emek ve meslek örgütlerine yönelik saldırıları devam ediyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin haksız ve hukuksuz bir biçimde görevden alınması talebiyle açılan davanın yedinci duruşması 30 Kasım 2023 günü görülecek. Türk Tabipleri Birliği (TTB) hekimlerin sesi olan, emek, barış ve demokrasi mücadelesinin temel bileşeni olan bir örgüttür. 100 binden fazla üyesi olan hekim meslek örgütünün seçilmiş yöneticilerine yönelik, hukuki hiçbir dayanağı olmadan açılmış olan bu dava sadece TTB’yi ve hekimlik mesleğinin bağımsızlığını hedef almıyor; bu dava aynı zamanda, meslek örgütlerinin özerkliğini, sendikal hak ve özgürlükleri de hedef alıyor. İktidar, toplumsal muhalefeti bastırma ve sindirme aracı haline getirdiği yargı eliyle Anayasa’yı ve hukukun asgari normlarını dahi yok saymaktadır. Grevleri yasaklamakla övünen, emekçilerin sendikalı olma haklarını gasp ederek onları işten çıkaran anlayış, meslek örgütlerini de siyasi kadrolaşma alanı olarak dizayn etmek ve meslek örgütlerinin özerkliğini ortadan kaldırmak istemektedir.
Covid 19 pandemi süreci, 6 Şubat depremleri sonrası ve ekonomik krizin derinleştiği koşullarda iktidarın hayata geçirdiği; sermayeden yana, emek karşıtı politikalar, ülkedeki milyonlarca işçi, emekçi açısından insanca çalışma ve insanca yaşama koşullarını ortadan kaldırmıştır. Her geçen gün artan yoksulluk, işsizlik ve güvencesiz çalışma koşullarına, demokratik haklara yönelik saldırılara karşı; emek, demokrasi ve barış mücadelesinde ısrar etmeye; hak, hukuk ve adalet için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
"HUKUKSUZLUĞA KARŞI TTB'Yİ SAVUNUYORUZ"
TTB’ye yönelik bu keyfi yargılama süreci ve hukuki dayanaktan yoksun olarak TTB Merkez Konsey üyelerinin görevden alınmasına yönelik açılmış olan bu dava, tüm meslek örgütlerine, odalara, sendikalara ve demokratik kitle örgütlerine bir gözdağı verme amacı taşımaktadır. Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen bu haksız davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Hekimlik mesleğinin toplumsal sorumluluğunu her koşulda yürekten hisseden TTB’nin yargı mücadelesinin sonuna kadar yanındayız. Hukuksuzluğa karşı adaleti ve TTB’yi savunuyoruz!