TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması istemiyle açılan dava 30 Kasım'da görülecek. İTO Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, "Ülkemizde zerre kadar hukuk varsa takipsizlik kararı verilmesini bekliyorum" dedi.

TTB davası hukuk dışı ve akılalmaz

Haber Merkezi

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi (MK) üyelerinin görevden alınması istemiyle açılan ve 30 Kasım’da Ankara’da görülecek davanın duruşmasında karar çıkması bekleniyor. TTB, dava öncesi “Hekimlik yargılanamaz, TTB susturulamaz!” diyerek dava için dayanışma çağrısı yaptı.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı dava öncesi yaptığı açıklamada iktidarın TTB’ye karşı uzun yıllardır saldırgan bir tutum izlediğini belirtirken, “Bizim alanımızda umutsuzluğa yer yok, karar ne olursa olsun mücadeleye devam edeceğiz. Biz olsak da olmasak da TTB mücadelesine devam edecek” mesajı verdi. İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan ise takipsizlik kararı verilmesini beklediklerini ifade etti. Erdoğan, BirGün'e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Şebnem Hoca defaatle, kendi uzmanlık alanı ile ilgili görüş belirttiğini söyledi. Hocanın kişisel yaptığı bir açıklama, Merkez Konseyinin tamamına mal edilemez. 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası’na amaç dışı faaliyet göstermesi halinde Merkez Konseyi’nin görevden alınacağına dair bir madde eklenmiş. Bir Tabip Odası’nın amaçları nelerdir? Beslenemeyen aç çocuklar varsa, ekonomi ile ilgili bir şey yapmayacak mı, onların sonucu olarak hastalar bizim karşımıza geliyor. Eğer ülkemize zerre kadar ülkemizde hukuk kalmışsa takipsizlik kararı verilmesini bekliyorum. Başta da söylediğim gibi olay gerçekten akıl almaz hukuk dışı görünüyor. Bugüne kadar altı duruşma oldu. TTB bizim çatı örgütümüz. Merkez konseyi görevden almak bizi çatısız bırakmak demektir. Dolayısıyla da halkı da sahipsiz bırakmak anlamına gelir. O yüzden tüm meslektaşlarımı ve meslek odalarını 30 Kasım’da TTB ile dayanışmaya çağırıyorum."

Prof. Dr. Nergis Erdoğan
İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkan

HEKİM İTİBARI DÜŞTÜ

İktidarın sağlık politikalarını da eleştiren Erdoğan, "Sağlık sistemi eskiden mükemmeldi diyemem, ancak şu an hekim itibarı düştü. Hekim-hasta ilişkisi, müşteri-çalışan ilişkisine döndü. Hekim dövülen videolar var. Temelde hasta-hekim ilişkisinin değiştirilmesi var. Hekimlik emek isteyen bir meslek. Bu insanlar şu an kışkırtılmış bir sağlık talebi ile karşı karşıya. İnsan yılda on kere doktora gidiyor. OECD ortalaması ise 6'ncı ki bu ülkelerde yaşlı nüfus var. Vatandaşlar çözüm bulamıyorlar, 5 dakikada bir hekim ne yapabilir? Saatler alır bir tanı koymak. Tek bir cümle ile başka bir tanıya yönelebilirsiniz. Hekimler de insan. Bir yandan böyle bir baskı, desteksiz çalışma, ekibin yetersizliği gibi faktörler var. Kendi kapasitesini kullanamıyorlar. Öte yandan vatandaş bu koşullarda gerekli tanı ve tedaviyi alamıyor. Ciddi bir açmaz bu" görüşünü dile getirdi.