Türkiye’de ayağında yara olan yaklaşık 400 bin şeker hastası var. Her yıl 30 bin kişi diyabetik ayak sorunundan ayağını kaybediyor. Kamu hastanelerinde yara bakım merkezlerinin yetersizliğine dikkat çeken uzmanlar “Ayak yarası olan şeker hastaları yok sayılıyor” dedi.

Diyabetik ayak sorunu görmezden geliniyor
Fotoğraf: iStockphoto

Sibel BAHÇETEPE

Türkiye’de 10 milyonu aşkın şeker hastası bulunuyor ve ayağında yara olan yaklaşık 400 bin hastanın bulunduğu tahmin ediliyor. Her yıl 20 ila 30 bin hasta ise diyabetik ayak sorunu nedeniyle ayağının kesilmesi ile karşı karşıya kalıyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, ayağı kesilen şeker hastalarının yarıya yakınının 3 yıl içinde hayatını kaybettiğine dikkat çekerek "Diyabetik hastalar için yara bakım üniteleri olmalı. Ancak ne yazık ki bu noktada felaketle karşı karşıyayız, çok az sayıda hastanede bu merkezler var. Bu hastalar ne yazık ki unutulmuş hastalar" dedi.

Prof. Dr. Bülent Ertuğrul
Enfeksiyon Hastalıkları ve
Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı

YARALAR İYİLEŞMEZ

14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde, şeker hastalığına bağlı gelişen diyabetik ayak sorununa dikkat çeken Prof. Dr. Ertuğrul, ülkemizde şeker hastalığı görülme oranının yüzde 13,7 olduğunu, bu oranın bazı bölgelerde yüzde 20’lere dayandığını ve 10 milyona yakın şeker hastasının bulunduğunu söyledi. Yapılan epidemiyolojik çalışmalara göre şeker hastalarının yüzde 2 ila 4’ünün ayağında yara olduğunu vurgulayan Prof. Ertuğrul, şöyle devam etti: "Şeker hastalarının yüzde 15’i yaşamlarının herhangi bir döneminde ayaklarında bir sorunla karşı karşıya kalıyor. Yüksek şeker düzeyi, vücudumuzda birtakım patojenlere yol açıyor. Bunların en önemlilerinden biri sinir hücrelerinin harabiyeti ve damar yapılarının bozulmaya başlaması. Gün içerisinde saatlerce ayaklarımızın üzerine basıyoruz ve ayaklarımız ciddi bir basınçla karşı karşıya. Eğer yeterli kan dolaşımı ve yeterli sinir uyarısı yoksa ayakların yapıları, şekilleri bozulmaya başlar, ayaklarda yaralar oluşur. Örneğin; hastanın ayağına diken batar, bir yere çarpar ya da uygunsuz bir ayakkabı kullanır ancak hissetmez ise ayağında yaralar açılır. Bu hastaların yaralarına müdahale edilmediği takdirde yaralar ya çok geç iyileşir ya da hiç iyileşmez."

MERKEZ YETERSİZ

Diyabetik ayak ile karşı karşıya kalan hastaların tedavilerindeki aksaklıklar ve başvuracakları merkezlerin yetersizliğine de dikkat çeken Prof. Ertuğrul "Ülkemiz bu açıdan felaket durumda" değerlendirmesini yaptı. Dünyada hastalıkların tedavisine dair rehberlerin olduğunu, diyabetik ayakla ilgili bir tedavi rehberinin bulunduğunu ancak buna uyulmadığını anlatan Ertuğrul şunları söyledi: "Rehberde diyabetik ayak sorunu olan hastalarla birden çok uzmanlık alanının birlikte ilgilenmesi ve bu hastaların özel merkezlerde, özel ünitelerde tedavi edilmesi gerektiği belirtilir. Sorun buradan başlıyor. Hastalar ülkemizde ne yazık ki gidebilecekleri bu tür merkezleri bulamıyor. Türkiye’de birkaç yerde bu merkez var. Örneğin, Çorum’da HİTİT Üniversitesi’nde... Hastanelerin içerisinde ayrıca örgütlenmiş yara bakım üniteleri yok. Mesela Eskişehir ve Aydın’da birer tane vardı kapatıldı. Merkezlerin büyük bir bölümü ne yazık ki özel hastanelerde. Kamu hastanelerinde bu tür merkezler bir türlü kurulamıyor. Çünkü bu hastalar hastaneye yattıklarında çok uzun süre yatıyorlar, tedavi giderleri de oldukça pahalı. Bunların önemli bir bölümünü de SGK ödemiyor. Hastalar da ayağında yarasıyla hastaneye gidip uzman uzman gezerken ayak öyle bir hâl alıyor ki tedavi edilemez bir pozisyonda kesilmek durumunda kalıyor. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar göstermiş ki şeker hastasının ayağını kestiğiniz zaman o hastanın 3 yıllık yaşam beklentisi yüzde 50. Yani hastaların yarısı 3 yıl içerisinde yaşamını yitiriyor. Uygun tedavi alamadığından hastalar ayağını yitiriyor."

∗∗∗

KAN ŞEKERİ KONTROLÜ ŞART

Diyabetik ayak sorunu olan hastaların yok sayıldığını anlatan Prof. Ertuğrul, ayak yaralarını önlemenin mümkün olduğunu söyledi ve şu önerilerde bulundu: "Şeker hastalarının kan şekeri düzeylerini kontrolde tutulmalı. Ayak bakımları SGK tarafından düzenli yapılmalı ve geri ödeme kapsamına alınmalı. Eğer hastalar başından beri düzgün ayak bakımı, düzgün ayakkabı ve düzgün kullanabilecekleri protezlerle yaşamlarını sürdürebilirlerse o zaman da böyle yaralarla karşı karşıya kalmayacaklar."