Yaklaşık üç aydır Özel Doğa Kolejleri’nin öğretmen ve çalışanlarına maaş vermemesi konusuna dikkat çekmek amacıyla dün İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen veliler, “Çocuklarımızın naklini istemiyoruz. Öğretmenlerimizin  maaşları verilsin” talebinde bulundu

Özel okul problemi çığ gibi büyüyor: Öğrenciler, öğretmenler ve çalışanlar mağdur

Meral Danyıldız

Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der), Özel Doğa Kolejleri’nde yaklaşık üç aydır yaşanmakta olan maaş sıkıntısına dikkat çekmek amacıyla, Sultanahmet’te bulunan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenlemek istedi. Polisler tarafından engellemeyle karşı karşıya kalan veliler, açıklamayı Mehmet Akif Ersoy Parkı’nda gerçekleştirmek zorunda kaldı.

Doğa Koleji velileri adına basın metnini okuyan Hale Usluer, çocukların alması gereken ücretsiz, eşit, ulaşılabilir ve kaliteli eğitim hizmetinin parayla alma yoluna zorlanarak bu sömürü düzenini beslemek zorunda kaldıklarını belirtti. Öğretmenlerin ise para kazanabilmek için güvencesiz bir şekilde çalışmak zorunda bırakıldığını ifade eden Usluer, şunları aktardı: “Nitelikli öğretmen, nitelikli eğitim benimsenmesi gereken olmazsa olmazlardır. Yönetimde kim olursa olsun eğitim yapboz tahtası değildir, öğretmen ve çocuklarımız da bu oyunun parçası olamaz. Kampüslerimizde doğalgaz kesik, temizlik hizmetleri aksamış durumda. Bizler sorumlusu olmadığımız bir fiili durumun seyircisi olmayacağız.”

Usluer, velilerin taleplerini şöyle sıraladı:

“Okullarımızın ve kampüslerimizin var olan şart ve koşullarda eğitime hâlihazırdaki mevcut öğretmen ve öğrencilerle devam etmesi, başka özel ve devlet okullarına naklinin yapılmaması; öğretmenlerimizin ve tüm çalışanların ücretlerinin günü gününe ödenmesi, geriye dönük maaşlarının ödenmesini istiyoruz.”

ÇOCUKLARIMIZIN NAKLİNE BİZ KARAR VERİRİZ

Konuya ilişkin BirGün’e konuşan veli Hilal Temel, çocukların ve öğretmenlerin hakkını savunmak adına bu basın açıklamasını düzenlediklerini aktardı. Temel, “Biz çocuklarımızın naklini istemiyoruz. Çocukların nerede öğrenim göreceğine anne baba karar verir. Buna MEB karar veremez. Ben çocuğumun bir yere nakledilmesini değil, okulumuzun aynı düzende eğitime devam etmesini istiyorum. Şu an çocuklarımız öğretmenleri gidecek diye büyük bir endişe içinde. Öğretmenleri hastalık için bile rapor alsa ağlayarak eve geliyorlar” dedi.

Kevser Şen ise, çocukların psikolojik anlamda çok fazla yıprandığına dikkat çekti. Öğrencilerin kendi aralarında sürekli bir çözüm arayışına girdiklerini kaydeden Şen, “Binlerce çalışan var, öğrenci var, öğretmen var. Küçücük çocuklar ‘Akıllı tahtaları mı satsak acaba, biz tebeşirle ders işleyebiliriz. En azından öğretmenlerimiz maaşını alır’ diye düşünüyor. Eğitimde geldiğimiz nokta bu” ifadelerini kullandı.

İŞE YÜRÜYEREK GELMEK ZORUNDALAR

Doğa Koleji’nde çalışan ismini vermek istemeyen bir öğretmen ise çocuk okutan, kirasını ödeyemeyen, ilaç alamayan birçok öğretmen olduğuna dikkat çekti. Okuldaki diğer çalışanların da ekonomik problem çektiğini belirten öğretmen, şöyle konuştu: “İnsanlar korkuyorlar. Bir gönderi dahi beğenemiyorlar. Bir de bu sadece öğretmenlerin çektiği sıkıntılar. Okullardaki hademeler de çok büyük sıkıntılar yaşıyor. Çocuk okutan var, işe yürüyerek gelen bile var. Mesela öğrenciler bazen paralarını düşüyorlar, biz onları ayrı bir yerde tutuyoruz. Oradan kendine yol parası yapan çalışanlarımız var. Beş lira alıp kendi yol parasını çıkaran çalışanlarımız mevcut.”

ÖĞRENCİLER KENDİ ARASINDA PARA TOPLUYOR

İsmini vermek istemeyen öğretmen, sözlerini şöyle noktaladı: “Sınıftayım, ders işliyorum. Birden öğrenciler gelip ‘Hocam siz gitmeyin biz kendi aramızda para toplayalım’ dediler. Ben derse devam edemedim, dayanamadım ve dersten çıktım. Gözyaşlarımı tutamadım. Başka bir hocayı kendi yerime çağırdım ve derse o girdi. Veliler ayrı ağlıyor, öğretmenler ve öğrenciler ayrı ağlıyor. Biz asla hissettirmesek de öğrenciler akıllı tahtalardan bu olayları öğreniyorlar.”