Döviz kuru sınavı
Döviz kurunun seçimlerden sonra yükselmesi yönündeki beklentiler artıyor. TL’nin değer kaybı enflasyonun tetiklenmesini de beraberinde getirecek. Yüzde 64,8 olan yılsonu enflasyonuna kurun etkisi 20,3 puan.
Havva GÜMÜŞKAYA
Dövize talebin son haftalarda artmasıyla dolar kuru dün 31 TL’yi geçerek tarihi zirvesini gördü. Kurun seçimlerden sonra yükselmesi yönündeki beklentiler de artıyor. Bir kesim ihracatla ilişkilendirerek TL’nin daha değersiz olması gerektiğini savunuyor. Ancak TL’nin değer kaybetmesi enflasyonun tetikliyor.
Haziran 2023’te yüzde 38,2 seviyesinde olan enflasyon seçim sonrası değişen ekonomi politikalarının etkisiyle yükselerek yüzde 64,8’e yükseldi. Bu dönemde dolar kuru da 23,11 liradan 29,07’ye çıktı.
TCMB, bu yılın ilk enflasyon raporunda 2023’ün ikinci yarısında enflasyonda görülen 26,6 puanlık yükselişe en belirgin katkının Türk Lirası’ndaki değer kaybına bağlı fiyatlama davranışlarındaki bozulma ve akaryakıt fiyatlarındaki artıştan geldiğini belirtti. Bunu sırasıyla kur gelişmeleri ve vergi düzenlemelerinin izlediği ifade edildi.
2018 SONRASI HIZLANDI
Ayrıca, 2024 yılında enflasyonda öngörülen düşüşte iç talepteki azalma ile beraber Türk Lirası’ndaki istikrarlı seyrin belirleyici olması bekleniyor. Ancak Merkez Bankası’nın yüzde 36 olan yılsonu enflasyon beklentisine rağmen Piyasa Katılımcıları Anketi'nde yılsonu dolar/TL beklentisi 40,02 seviyesini buluyor.
Son dönemde döviz kurlarındaki yükselişin enflasyona yansıması çok güçlü seyrediyor. TCMB’nin 2023’ün 3. Enflasyon Raporu’nda döviz kurundan enflasyona geçiş etkisinin son yıllarda hızlandığına vurgu yapıldı. Raporda, dalgalı kur rejimine geçiş sonrasında yavaşlama eğilimine giren döviz kurundan tüketici fiyatlarına geçiş etkisinin 2018 sonrası tekrar yükselişe geçtiği, 2020 yılı ile birlikte ise hızlandığı ifade edildi. Raporda, döviz kuru sepetindeki yüzde 10’luk bir değer artışının tüketici fiyatlarına maliyet kaynaklı etkisinin bir yılda 2,5 puan civarında olduğu belirtilirken geçişkenliği artıran etkenler arasında yüksek dolarizasyon, yüksek cari açık, yüksek yabancı para borçluluğu ve yüksek risk primi yer aldı.
DÖVİZ TALEBİ ARTIYOR
Ekonomim Gazetesi’nin haberine göre TL kaynaklı kur korumalı mevduat hesaplarının artık açıklanmamasının da buradan çıkan paranın bir kısmının dövize kaymasının da talebi körüklediğini belirtti. TL mevduat faizlerinin de piyasadaki likidite fazlasının da etkisiyle yeterince cazip olmaması KKM’den çıkan paranın çoğunun standart TL mevduata geçmesini engelledi. e507 adlı sosyal medya hesabının yaptığı analize göre KKM hacmi 123 milyar dolar seviyesinden 9 Şubat itibarıyla 80 milyar dolara geriledi. Kapanan KKM’lerin 24 milyar dolarının TL kaynaklı KKM hesabı olduğunu yazan uzman, kalan TL KKM bakiyesinin ise 10 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirtti.
Yüzde 64,8 olan yıl sonu enflasyonunda etkili olan unsurlar (yüzde)
∗∗∗
KONTROL KAÇMIŞ DURUMDA
İTÜ Prof. Dr. Öner Günçavdı, 200 milyar lirayı bulan nakit açığına dikkat çekerek “Kurun şu anda olduğu gibi gitmesi mümkün değil” dedi. TCMB’nin döviz kurunun kontrollü artırdığını kaydeden Günçavdı, “Bunun en önemli sebebi döviz kurundaki artışın enflasyona geçişkenliğinin çok yüksek olması. Döviz kuru kaynaklı maliyet enflasyonunu kontrol etmek istiyor. Enflasyonun beklenenden düşük kalmasının en önemli nedeni enerji sübvansiyonları. Kur Korumalı Mevduat’ın varlığının Hazine ve TCMB üzerinde oluşturduğu mali baskı var. Enflasyon ve kurun uyumlu artması lazım. Kontrol kaçmış durumda. Kontrolü sağlamak için bir gayret de bulunmuyor. Türkiye’nin en büyük handikapı; bütçe. Özel sektörü, haneleri sıkacağım diyorlar. Büyümeyi kamu ile sağlayacaklar. AKP’nin ekonominin ihtiyaçlarına önem veren bir siyasi anlayışı yok.”